Prof. Dr. Ünal, konuşmasında gezinin amacının “Türkistan coğrafyasında medeniyetimizin izlerini takip etmek” olduğunu belirterek, “Eylül başında 40 kişiyle başlayan ve 9 gün süren yolculuğumuz, ikinci grupla birlikte yaklaşık bir ay sürdü. Kazakistan’ın Türkistan ve Otrar şehirleriyle Özbekistan’ın Taşkent, Semerkant, Buhara, Ürgenç ve Hive şehirlerini ziyaret ettik. Bu topraklar, Anadolu’nun Türkleşmesi ve İslamlaşmasında büyük pay sahibi olan Horasan erenlerinin yurdu” dedi.
Ünal, seyahat kapsamında Türkiye ile bölge ülkeleri arasındaki tarımsal farklara da değinerek, “Kazakistan ve Özbekistan’da toprak mülkiyeti devlete ait, vatandaşlar kiralayabiliyor. Arazi kullanımında keyfilik yok, üretim plan ve ihtiyaçlara göre belirleniyor. Pamuk ve çeltik tarımı yaygın, meyvecilik ise oldukça gelişmiş. Dünyanın en lezzetli kavun, üzüm ve narları burada yetişiyor” diye konuştu.
Türk mallarının bölgede tanındığını ancak Çin ürünleriyle rekabet halinde olduğunu belirten Ünal, “Özbekistan’daki en büyük rakibimiz Çinliler. Türk malları rağbette ama fiyat farkı nedeniyle pazarın büyük kısmı Çin ürünleriyle dolu. Buna rağmen Türk dizileri ve filmleri bölge halkı üzerinde büyük etki yaratmış durumda. Görüştüğümüz bir otel sahibi Türkiye Türkçesini dizilerden öğrendiğini söyledi” ifadelerini kullandı.
Ünal, ayrıca Özbekistan’da tarih bilincinin güçlü olduğunu belirterek, Stalin döneminde öldürülen aydınlar adına yapılan müzelerden ve 2. Dünya Savaşı’nda hayatını kaybeden Özbek askerler için oluşturulan anı mekânlarından söz etti.
Yoğun ilgiyle takip edilen toplantı, soru-cevap bölümünün ardından Şube Başkan Vekili Prof. Dr. Mehmet Topal’ın Prof. Dr. Nedim Ünal’a şükran beratı takdim etmesiyle sona erdi.