Ulusal Süt Konseyi (USK), 16 Temmuz 2025 tarihinde gerçekleştirdiği Yönetim Kurulu toplantısında çiğ süt tavsiye fiyatına zam yapılmasına karar verdi. Buna göre, 1 Ağustos 2025 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere çiğ inek sütü tavsiye fiyatı litre başına 17,15 TL'den 18,35 TL'ye yükseltildi.
Ulusal Süt Konseyi’nin üçer aylık periyotlarla toplandığını ve bu süreçte gecikmeler yaşandığını belirten Yuva, mart ayında yapılması gereken fiyat güncellemesinin atlandığını, haziran toplantısının ise temmuza sarktığını ifade etti. Yuva, “TÜİK’in yıllık enflasyon verisi %16,7, tarımsal girdi enflasyonu ise %12,5. Buna karşılık çiğ süt fiyatı sadece %7 artırıldı. Üretici bu tablo karşısında ciddi biçimde eziliyor” dedi.
Üretici ile tüketici arasındaki fiyat makasına dikkat çeken Yuva, “TÜİK’in enflasyon verilerine göre geçen yıla kıyasla %16,7 oranında bir artış yaşandı. Tarımsal girdi enflasyonu ise, yani üreticilerin doğrudan maruz kaldığı enflasyon, %12,5 olarak gerçekleşti. Şimdi, bu oranları dikkate aldığımızda %7’lik bir artışın, üreticilerin enflasyon karşısında ne kadar zorlandığını net bir şekilde ortaya koyduğunu görebiliyoruz. Peki, perakende tarafında neler oluyor? Yine TÜİK verilerine baktığımızda, süt fiyatlarında yılın ilk 6 ayında %9’luk bir artış görülmüş. Yoğurt, ayran, tereyağı gibi süt türevi ürünlerde ise perakende tarafında %15’lik bir artış yaşanmış. Ancak üreticinin aldığı fiyat artışı sadece %7. Bu tablo bize açıkça gösteriyor ki üretici, satış zincirinde en az payı alan taraf durumunda” şeklinde konuştu.
Dünya genelinde geçerli olan süt-yem paritesinin 1,3 ile 1,5 arasında olması gerektiğini hatırlatan Başkan Yuva, “Üretici 1 litre süt sattığında 1,5 kg yem alabilmeli. Ancak şu an yem fiyatı 700 lira civarında. 1,5 kg yem 21 lira yapıyor. Üreticinin sattığı süt 18 lira. Bu da litre başına 3 lira zarar demek” dedi.
Süt üretiminin sürdürülebilirliği için acil önlemler alınması gerektiğini vurgulayan Yuva, şu önerilerde bulundu; “Süt fiyatlarının 3’er aylık periyotlarla otomatik olarak güncellenmesi gerekmektedir. Üretici şunu bilmeli. Eğer enflasyon kaynaklı bir artış gerekiyorsa, bu otomatik olarak yansıtılmalıdır. Süt-yem paritesi 1,5 seviyesini mutlaka karşılamalıdır. Üreticilerin alacağı ücretler, onları tatmin edecek düzeyde olmalıdır. Mazot ve birçok girdi kalemi dolar ve euro endeksli olduğu için üreticilerimiz dövizdeki artış karşısında da büyük zararlar yaşamaktadır. Yem bitkilerinin üretimi yüksek oranda desteklenmelidir. Tarım Bakanlığı’nın bu konuda mevcut destekleri vardır. Ancak süt üreticileri için bu desteklerin özel olarak artırılması gerekmektedir. Çünkü anaç sığırlarımızı koruyamazsak, şehirde yaşayan vatandaşlarımızın süt ihtiyacını da karşılayamayız.”
Süt üretiminde yaşanacak bir azalmanın, doğrudan et üretimini de etkileyeceğini ifade eden Yuva, “Anaç hayvan kesime giderse buzağı doğmaz, et üretimi düşer, ithalat başlar. Süt üretimi de aynı şekilde geriler, arz azalır, market fiyatları yükselir. 1 yıl sonra bugünleri arar hale geliriz. Beklenti %50’lik bir artıştı ancak bu gerçekleşmedi. Alınan karar, üreticiyi daha da zora soktu. Bu rakam acilen yeniden gözden geçirilmeli” dedi.