Asgari ücret artışlarının tek başına yeterli olmadığını vurgulayan Güler, gıda, kira, ulaşım ve enerji gibi zorunlu harcamalardaki fiyat artışlarının ücret artışlarını kısa sürede etkisiz hale getirdiğini ifade etti. Güler, “Emekçinin alım gücü korunmadığı sürece yapılan artışlar toplumsal karşılık üretmez” değerlendirmesinde bulundu.
“Sosyal diyalog şeffaf yürütülmeli”
Asgari ücretin belirlenme sürecine de değinen Güler, işçi temsilcilerinin sürece etkin şekilde katılmasının önemine dikkat çekti. Sosyal diyaloğun katılımcı ve şeffaf bir zeminde yürütülmesi gerektiğini belirten Güler, çalışan kesimin yeterince dahil edilmediği yöntemlerin toplumsal uzlaşıyı zayıflattığını kaydetti.
“Asgari ücret, geçim ücreti olmalı”
Asgari ücretin bir geçim ücreti niteliği taşıması gerektiğini ifade eden Güler, açıklanan rakamın yoksulluk sınırının altında kaldığını savundu. Vergi yükü ve dolaylı kesintilerin ücret artışlarını anlamsızlaştırdığını dile getiren Güler, kalıcı refahın ancak yapısal ekonomik düzenlemelerle mümkün olabileceğini belirtti.
Açıklamasının sonunda Yeniden Refah Partisi olarak emeğin ve alın terinin hakkını savunmaya devam edeceklerini vurgulayan Güler, “İnsanca yaşamı esas alan bir asgari ücret politikası, sosyal adaletin temel şartıdır” ifadelerini kullandı.





