Etkinlikte konuşanlar, Ertaş’ın ölümünün “münferit kaza” olmadığını, sistemsel ihmallerin sonucu olduğunu belirterek sorumluların hesap vermesini talep etti.
Anmada konuşan Ulaş Danyeli, Zeren’in ölümünü “bir cinayet” olarak nitelendirdi ve “Zeren Ertaş ölümsüzdür” dedi. Danyeli, asansör firması, KYK yönetimi ve yurt yetkililerinin sorumluluklarına dikkat çekerek, cezasızlık uygulamalarına tepki gösterdi. “Bizi bir çatının altına istiflemenin barınma olduğunu söyleyen, öğrenci yaşamını değersiz gören bir zihniyetin sebep olduğu bir cinayettir” ifadelerini kullandı.
Danyeli, Zeren’in davasındaki gelişmelere de tepki gösterdi: Asansör firmasının iki yıl meslekten men edilmesine karşın yurt müdürünün kısa süre sonra yeniden görev aldığı, davaların takip edilmediği ve sorumluların hesap vermediği öne sürüldü. Konuşmada, Zeren’den sonra benzer nedenlerle yaşamını yitiren gençler de anıldı; Kasım Bulgan, Enes Kara, Mine Nur Uysal ve Rojin Kabaiş isimleri hatırlatıldı ve bu olayların ortak paydasının “önlenebilecek ihmaller zinciri” olduğu vurgulandı.
Anma sırasında yapılan açıklamada, gençlerin barınma koşullarına ilişkin şu talepler tekrarlandı: insanca, güvenli ve sağlıklı yurtlarda barınma hakkı; koğuş tipi, güvencesiz ve eksik hizmete sahip yurtların son bulması; barınma krizine karşı kamu sorumluluğunun yerine getirilmesi. Açıklamada, “Barınmak bir çatı altına istiflenmek değildir; insanca, güvenli, sağlıklı koşullarda yaşama hakkıdır. Okumaya geldik, ölmek için değil” ifadeleri yer aldı.
Etkinlikte ayrıca kampüslerde ve yurtlarda devam eden eylemler, yürüyüşler ve dayanışma çalışmalarından söz edildi; Zeren’in unutulmayacağı, mücadeleye devam edileceği vurgulandı. Anma, Danyeli’nin “Zeren’i unutturmayacağız. Öfkemiz diri, başımız dik; yüreğimizde Zeren’in yaşayamadığı kalan ömrün sorumluluğu, sesimizde binlerce gencin yankısı: YAŞAYACAĞIZ, YAŞATACAĞIZ!” sözleriyle sonlandı.
