Ölce, “Konkordato aslında firmaların yeniden nefes alabilmesi için oluşturulmuş bir yasal mekanizma. Ancak bugün geldiğimiz noktada, bu mekanizma bir ‘çıkış kapısı’ olmaktan çok, çaresizliğin simgesine dönüşmüş durumda” dedi.
“Artan maliyetler işletmeleri nefessiz bırakıyor”
Konkordato başvurularının temelinde ciddi ekonomik nedenler olduğunu belirten Ölce, özellikle artan finansman maliyetlerine vurgu yaptı: “Üretim yapmak, yatırım yapmak ya da sadece faaliyetini sürdürmek isteyen her işletme, yüksek faiz oranlarıyla karşı karşıya kalıyor. Bunun üzerine yüksek enflasyon eklendiğinde hem girdi maliyetleri hem de tüketicinin alım gücü aynı anda düşüyor. Bu da iç pazarı daraltıyor.”
Üretim maliyetlerindeki öngörülemez artışların plan yapmayı imkânsız hale getirdiğini belirten Ölce, hammadde, enerji ve işçilik giderlerindeki dalgalanmaların işletmeleri zora soktuğunu söyledi. Krediye erişimdeki güçlüklerin de birçok işletmeyi nakit sıkışıklığıyla karşı karşıya bıraktığını dile getirdi.
“Zincir iflaslar ekonomiyi tehdit ediyor”
Ölce, en çok konkordato başvurusu yapılan sektörlerin tekstil, inşaat ve metal ürün sanayileri olduğunu belirterek, bu üç sektörün istihdamın bel kemiğini oluşturduğunu ifade etti: “Bir fabrikanın üretimi durduğunda, o fabrikanın tedarikçisinden nakliyecisine, servis sağlayıcısından işçisine kadar herkes bundan etkileniyor. Bu durum, ekonomide ‘zincir iflaslar’ olarak kendini gösteriyor.”
“Alacaklılar Kurulu oluşturulmalı”
Konkordato sürecinde alacaklıların korunamadığını ve bu durumun piyasada güveni zedelediğini belirten Ölce, çözüm önerisini şöyle açıkladı: “Konkordato süreçlerinde mutlaka ‘Alacaklılar Kurulu’ oluşturulmalıdır. Bu kurulda sadece finans temsilcileri değil, işçi temsilcileri de yer almalıdır. Çünkü bir şirketin geleceği sadece rakamlardan ibaret değildir; o işletmede emeğiyle çalışan insanların da söz hakkı olmalıdır.”
“İkinci kez konkordato başvurusuna izin verilmemeli”
Bazı firmaların konkordato sistemini kötüye kullandığını belirten Ölce, aynı işletmenin ikinci kez konkordato başvurusu yapmasının önüne geçilmesi gerektiğini söyledi: “Ne yazık ki bazı işletmeler zaman kazanmak amacıyla ikinci kez konkordato başvurusunda bulunuyor. Bu durum, hem sürecin ciddiyetini zedeliyor hem de piyasadaki güveni sarsıyor. Aynı firma için ikinci kez konkordato başvurusuna izin verilmemelidir.”
“İşçinin hakkı güvence altına alınmalı”
Konkordato sürecinde en çok zarar gören kesimin işçiler olduğunu belirten Ölce, çalışan haklarının korunması gerektiğini vurguladı. Anahtar Parti olarak Kıdem Tazminatı Garanti Fonu kurulmasını önerdiklerini ifade eden Ölce, “İşveren ekonomik sıkıntıya düşse bile işçinin hakkı güvence altına alınmalıdır. İşçinin emeği bir alacak kalemi değil, kutsal bir haktır.” dedi.
“Türkiye’nin potansiyeline güveniyoruz”
Ülkenin güçlü bir üretim kapasitesine ve çalışkan bir insan kaynağına sahip olduğunu vurgulayan Anahtar Parti İl Başkanı Çağlar Ölce, “Bu potansiyelin korunabilmesi için şeffaf, adil ve sürdürülebilir bir ekonomik düzen kurulmalı. Biz Anahtar Parti olarak, üretimin, emeğin ve alın terinin yanında durmaya devam edeceğiz. Krizleri konuşmak kadar, çözüm üretmenin de sorumluluğumuz olduğuna inanıyoruz. Türkiye’nin yeniden üreten, güvenen ve büyüyen bir ülke olması için çalışmaya devam edeceğiz” şeklinde konuştu.