Komisyon adına konuşan Av. Büşra Karadan Ünver, Evrensel İnsan Hakları Beyannamesi’nin kabul edilişinin üzerinden 77 yıl geçmesine rağmen temel hak ihlallerinin artarak sürdüğünü söyledi.
“İnsan hakları hem dünyada hem Türkiye’de ağır bir sınavdan geçiyor”
Dünyadaki hak ihlallerine dikkat çeken Ünver, özellikle Filistin’de aylardır süren bombardımanların uluslararası hukukun yok sayıldığını gösterdiğini belirterek,
“Savaşın hiçbir gerekçesi sivillerin yaşam hakkını ortadan kaldıramaz. Savaş suçlarının cezasız kalmaması insanlık onurunun gereğidir.” ifadelerini kullandı.
“Temel hakların ihlali olağanlaştırıldı”
Türkiye’de adil yargılanma hakkı, ifade özgürlüğü, kadın ve çocukların şiddetten korunma hakkı, çevre ve barınma hakkı gibi birçok temel hakkın sistematik biçimde ihlal edildiğini söyleyen Ünver, savunma mesleğinin de baskı altında olduğunu vurguladı:
“Hukukun üstünlüğü yerine idarenin üstünlüğünün yerleştiği bir süreçteyiz. Avukatlar toplumun hak arama özgürlüğünün güvencesidir. Baskılara rağmen insan haklarının savunusundan vazgeçmeyeceğiz.”

19 Mart raporu: “Yargı bağımsızlığı ağır yara aldı”
Eskişehir Barosu’nun yayımladığı 19 Mart İnsan Hakları Raporu’na değinen Ünver, o süreçte savunma hakkına, toplanma özgürlüğüne ve adil yargılanma ilkesine yönelik ağır ihlaller yaşandığını söyledi.
“Bu süreç hukuk devletinin nasıl zarar gördüğünü açıkça ortaya koymuştur” dedi.
Maden projeleri ve çevre hakkı
Kentte tartışma konusu olan maden projelerine de değinen Ünver, çevresel tahribatın aynı zamanda yaşam hakkını da tehdit ettiğini belirterek,
“Doğanın talan edilmesine karşı durmak hukukun, bilimin ve vicdanın ortak sorumluluğudur.” dedi.
“Çocuk işçiliği açık bir hak ihlalidir”
Mesleki Eğitim Merkezleri’nde (MESEM) çocukların ağır koşullarda çalıştırıldığını, yaşanan ölümlü kazaların vicdanları yaraladığını belirten Ünver,
“Çocuk işçiliği hangi isim altında olursa olsun yaşam hakkının ihlalidir. Denetim eksiklikleri artık ertelenemez bir sorun haline geldi.” diye konuştu.
“Basının desteği insan hakları mücadelesi için çok değerli”
Basın mensuplarına teşekkür eden Ünver, insan hakları ihlallerinin görünür kılınmasında basının rolünün kritik olduğunu ifade etti.
“Mücadele bir güne sığmaz”
Açıklamanın sonunda insan hakları mücadelesinin sürekli ve zorunlu olduğunun altını çizen Ünver şu ifadeleri kullandı:
“Adaletin gerçek ölçüsü, en savunmasızın hakkını koruyabildiğimiz, en sessizin sesini duyurabildiğimiz andır. Yaşanabilir bir dünya, hakların evrenselliğini her gün yeniden savunmakla mümkündür.”





