“Eskişehir’e yakışır şekilde görev yaptım”
Kurultay sürecinin geçmiş dönemlerde olduğu gibi önemli bir sorumluluk taşıdığını belirten Ünlüce, Ekrem İmamoğlu ve Yılmaz Büyükerşen’den sonra divan başkanlığı görevini üstlenmenin kendisi için büyük bir onur olduğunu söyledi: “Bu görevi üç gün boyunca Eskişehir’i en iyi şekilde temsil ederek yerine getirmek büyük bir gururdu. Genel Başkanımıza ve tüm kurultay delegelerine beni bu göreve layık gördükleri için teşekkür ediyorum.”
“Kürsüden söz almayan kalmadı”
Ünlüce, kurultayın demokratik atmosferine özellikle dikkat çekerek, delegelerin görüşlerini özgürce ifade edebilmeleri adına yeterlilik önergesine rağmen söz taleplerinin karşılanmaya devam edildiğini vurguladı. Ünlüce, "Herkes sürelere uydu, konuşma hakkına saygı gösterdi. Kimsenin sözü kesilmedi, herkesin fikrini özgürce ifade edebildiği bir ortam yaratıldı. Bu, iktidar iddiası olan bir partiye çok yakıştı.” ifadelerini kullandı.
Program, tüzük ve seçimler bir arada: “Tarihi bir kurultaydı”
Bu yılki kurultayın hem program, hem tüzük değişikliği, hem de seçimleri içermesi nedeniyle özel bir önem taşıdığını belirten Ünlüce, ilk günün parti programı üzerine yoğunlaştığını anlattı. Yaklaşık 14 ay süren program hazırlık sürecinde ilçelerden il danışma kurullarına, odalardan sendikalara, öğrencilerden emekçilere kadar geniş bir katılım sağlandığını belirten Ünlüce, gölge kabineyle birlikte hazırlanan programın oybirliğiyle kabul edildiğini hatırlattı.
“Artık görevimiz bu programı halkın her kesimine anlatmak”
Kurultayda oluşan ortak görüşün, CHP’nin yeni programını tüm Türkiye’ye anlatmak olduğunu söyleyen Ünlüce, “Bu program, ülkenin sorunlarına nasıl çare olacağımızı ortaya koyuyor. Bundan sonra gezilmedik yer bırakmadan bu vizyonu vatandaşla buluşturmak bizim sorumluluğumuz.” dedi.
“Özgür Özel tek adaydı ama çekilen harf yine onu birinci sıraya getirdi”
Genel başkanlık seçim sürecinde yaşanan dikkat çekici bir detayı da paylaşan Ünlüce, adaylık sıralamasını belirleyen harf çekiminde çıkan harfin, tek aday olan Özgür Özel’i yine alfabetik olarak ilk sıraya yerleştirdiğini belirtti. “Bu da kurultayın küçük ama hoş tesadüflerinden biriydi.” dedi.
Oy birliğiyle geçen raporlar ve PM seçimi
Kurultayın ikinci gününde çalışma ve hesap raporlarının şeffaf bir şekilde paylaşıldığını ve oy birliğiyle ibra edildiğini hatırlatan Ünlüce, üçüncü gün yapılan seçimlerde ise Parti Meclisi’nin anahtar listenin tamamını firesiz seçtiğini söyledi.
“Partide kırgınlıkların aşıldığı bir tablo gördük”
Ünlüce, kurultayın en önemli kazanımlarından birinin, parti içindeki birlik ve dayanışmanın güçlü biçimde ortaya konması olduğunu vurguladı: “Ülke çok zor bir dönemden geçerken kimse kendi iç meseleleriyle uğraşmak istemiyor. Kırgınlıklar bir kenara bırakıldı. Dışarıdan yaratılmaya çalışılan ‘ayrışma’ algısının aksine kurultayda büyük bir kenetlenme vardı.”
“Bu Kurultayı yönetmek benim için büyük şanstı”
Yaşanan yapıcı tartışmaların, eleştirilerin ve demokratik zemin üzerinde yürüyen sürecin partinin geleceği adına umut verici olduğunu belirten Ünlüce, “Böyle bir kurultayı yönetmek benim için büyük bir mutluluk ve şanstı.” diyerek sözlerini tamamladı.





