Platform adına açıklamada bulunan Beyzanur Baş, bu projenin sadece Eskişehir’i değil; Çanakkale, İzmir, Balıkesir, Bursa ve Bilecik başta olmak üzere maden taşıma güzergâhındaki tüm illeri tehdit ettiğini vurguladı. “Bereketli topraklarımız şirketler tarafından yağmalanıyor” diyen Baş, ülkenin dört bir yanında yürütülen madencilik ve enerji projeleriyle doğanın talan edildiğine dikkat çekti.
“ÇED mevzuatına aykırı, Anayasaya aykırı”
Baş, Çanakkale’de açılması planlanan madenin Eskişehir ve İzmir’de işleneceğine işaret ederek, ÇED Yönetmeliği’nin 25. maddesine göre bu tür entegre projelerde tek ve kapsamlı bir ÇED raporunun hazırlanması gerektiğini, ancak projede Eskişehir’in hiçbir şekilde söz hakkının tanınmadığını ifade etti. ÇED raporunda kümülatif etki değerlendirmesinin eksik olduğunu vurgulayan Baş, “Sadece Çanakkale’de değil, madenin işlendiği ve atıkların depolandığı alanlarda da etkiler birlikte değerlendirilmeliydi. Bu yapılmadı” dedi.
“Kaymaz’da zehirli atıklar birikecek”
Projenin en kritik noktalarından birinin Kaymaz’daki siyanürle altın ayrıştırma işlemi olduğunu belirten Baş, burada biriken zehirli atıkların ciddi çevresel ve halk sağlığı sorunlarına yol açacağını aktardı. Baş, Kaymaz’da inşa edilen 3. atık barajının mahkeme kararlarına aykırı şekilde yapıldığını, buna dair ellerindeki uydu görüntülerinin ise kurumlarca dikkate alınmadığını ifade etti.
“İzmir’e de her gün 78 kamyon maden taşınacak”
Eskişehir’in yanı sıra İzmir’e de günlük 78 kamyon maden taşınmasının planlandığını açıklayan Baş, projenin etkilerinin bölgesel değil, ulusal ölçekte olduğunu dile getirdi. “Bir maden projesi bu ülkenin suyunu, toprağını, havasını ve canlı yaşamını yerle bir edecek” diyen Baş, halkı duyarlılığa ve sürece müdahil olmaya davet etti.
İkinci dilekçe Cerattepe için
Platform, Artvin Cerattepe’de Cengiz Holding’e bağlı ETİ Bakır şirketi tarafından yürütülen madencilik faaliyetlerine ilişkin başlatılan yeni ÇED sürecine dair de ikinci bir dilekçe hazırladıklarını duyurdu. Baş, “30 yıldır mücadele veren Artvinli dostlarımızın yanındayız. Cerattepe’yi de vermeyeceğiz” şeklinde konuştu. Açıklamada, 13 Haziran 2025’te Meclis’e sunulan ve kısa süre önce kabul edilerek Resmi Gazete’de yayımlanan yasa tasarısı da eleştirildi. Baş, bu yasa ile doğayı koruyan tüm izin süreçlerinin yok sayıldığını, maden ve enerji şirketlerinin önünün açıldığını savundu. “Bu ülkenin doğasını koruyacak yeni politikalar üretmek gerekirken, doğa talanının önü açılıyor” diyerek mücadelelerinin süreceğini belirtti.
“Mücadelemizden vazgeçmeyeceğiz”
Açıklamasını “Ne Alpagut-Atalan’ı, ne Kaz Dağları’nı, ne de Cerattepe’yi vermeyeceğiz” diyerek sonlandıran Baş, halkı ÇED sürecine dilekçelerle katılmaya ve seslerini duyurmaya çağırdı.