“Yüzde 30–35 zam açlık sınırını bile aşamıyor”
Tüm Emeklilerin Sendikası Eskişehir Şube Başkanı Ali Paşa Şanlı, yaklaşan asgari ücret görüşmelerine ilişkin değerlendirmesinde, yüzde 30–35’lik artış senaryolarının dahi çalışanların yaşam koşullarını iyileştirmeyeceğini söyledi. Kamuoyunda 27–28 bin TL bandında konuşulan rakamların gerçeği yansıtmadığını belirten Şanlı, şunları ifade etti: “Televizyonlarda ve basında tartışılan oranlara bakıyoruz. Yüzde 35’lik artış olursa bile asgari ücret 29 bin liraları ancak geçer. Yüzde 30 artış yapılırsa ise 30 bin liranın altında kalacak. Her iki durumda da açlık sınırının altında bir rakamla karşı karşıyayız. Açlık sınırı 37 bin lirayı geçti. Yoksulluk sınırı 95 bin lirayı aştı. Asgari ücret yüzde 100 artsa bile yine açlık sınırına yetişemiyor.” Yüzdelik zamların adalet sağlamadığını belirten Şanlı, çalışanların ve emeklilerin her yıl daha da yoksullaştığını söyledi: “En düşük emekli maaşı 16 bin 881 lirada kaldı. Yüzde 30 zam yapılsa bile emeklilerin geliri açlık sınırının yarısının altında kalıyor. Gelir adaletsizliği büyüyor, yüksek maaş alan kesimlerle emekli ve çalışan arasındaki makas her yıl açılıyor.”

“Çözüm yüzdelik zam değil, köklü düzenlemeler”
Şanlı, sorunun sadece zam oranlarıyla çözülemeyeceğini vurgulayarak şu önerileri sıraladı: "En düşük emekli maaşı, en düşük memur maaşına eşitlenmeli, asgari ücret, yoksulluk sınırının en az yarısına yaklaştırılmalı, emekli maaşları prim gününe göre adil biçimde hesaplanmalı, yüzdelik zam yerine taban gelirleri güçlendiren yasal düzenlemeler yapılmalı" Ekonomik krizin giderek derinleştiğini belirten Şanlı, birçok vatandaşın pazar artıklarıyla ya da çöplerden geçinmeye çalıştığını söyledi. Şanlı, “Halkın geçim mücadelesi görmezden gelinemez. Çare işçinin ve emeklinin kendi elindedir. Hak verilmez, alınır. Eğer insanlar örgütlenmez, talep etmezse hangi iktidar gelirse gelsin sonuç değişmez.” ifadelerini kullandı.
“Gençler bile geçinemiyor, beyin göçü kaçınılmaz hâle geldi”
DİSK Emekli-Sen Eskişehir Şube Başkanı Hatice Kılıç ise ekonomik sıkıntıların yalnızca emeklileri değil, toplumun tüm kesimlerini etkilediğini belirtti: “Asgari ücretli oranı Avrupa seviyelerine yaklaştı. Üniversite mezunu gençler bile geçinebilmek için pazarcılık, garsonluk yapıyor. Dört-beş diplomalı gençler meslek dışı işlerde çalışmak zorunda kalıyor. Beyin göçü artık kaçınılmaz hâle geldi.” Gençlerin Türkiye’de gelecek göremediğini söyleyen Kılıç, nitelikli iş gücünün ülkeyi terk ettiğini ifade etti: “Beğenmediğimiz Avrupa ülkelerine gitmek için fırsat kolluyorlar. Mühendislerimiz, doktorlarımız, nitelikli gençlerimiz ülkeden uzaklaşıyor.”

“Emekli insan onuruna yakışır yaşam süremiyor”
Yaklaşık 17 milyon emeklinin temel ihtiyaçlarını karşılayamadığını belirten Kılıç, emeklilerin gıda, sağlık ve barınma gibi en temel gereksinimlerde bile zorlandığını söyledi: “Emekli ne gıdaya ulaşabiliyor, ne hastaneye gidebiliyor, ne de düzgün bir evde yaşayabiliyor. Eskiden emekli ailesini geçindirir, çocuğunu evlendirirdi; bugün kendi ihtiyaçlarını bile karşılayamaz durumda.” Toplumun gerçek gündeminin açlık ve geçim sıkıntısı olduğunu vurgulayan Kılıç, sözlerini şöyle tamamladı: “Her gün suni gündemlerle dikkat dağıtılıyor. Halkın derdi yaşam mücadelesi. Bu ülke hepimizin; el ele vererek yeniden ayağa kaldırmalıyız.”




