“Daha dirençli, daha yeşil ve daha yaşanabilir bir Eskişehir mümkün”
Açılış konuşmasını yapan Eskişehir Büyükşehir Belediyesi Başkan Vekili Vural Yörük, doğayla uyumlu bir yaşam anlayışının tüm gezegen için kritik olduğunu belirterek, toplumun çözüme odaklanmasının önemini vurguladı. Yörük, “Daha dirençli, daha yeşil ve daha yaşanabilir bir Eskişehir inşa etmemiz mümkün.” ifadelerini kullandı.
“İklim Eylem Merkezi ortak aklı ve katılımcılığı büyütecek”
Panelin moderatörlüğünü yapan TEMA Vakfı Çevre Politikaları ve Uluslararası İlişkiler Bölüm Başkanı Eylem Tuncaelli, projeyle ilgili detaylı bilgiler paylaştı. Tuncaelli, Eskişehir’in 2030’a kadar karşı karşıya kalacağı iklim risklerinin belirlendiğini, belediyelerin teknik ekiplerinin eğitim aldığını ve halkın karar süreçlerine katılımını artıran İklim Eylem Merkezi’nin kurulduğunu söyledi.
Tuncaelli, “Bu proje, yerel yönetimler ve yurttaşlar arasında ortak aklı, kolektif çalışmayı ve toplumsal dayanışmayı büyütmeyi amaçlıyor.” dedi.
“İklim krizi bir eşitlik meselesidir”
Küresel Denge Derneği Başkanı Dr. Nuran Talu ise iklim krizinin yalnızca çevresel değil, aynı zamanda sosyal bir eşitlik problemi olduğunun altını çizdi. Talu, giderek artan kuraklık, sel ve orman yangınlarının özellikle dezavantajlı kesimleri daha fazla etkilediğini belirtti.
Talu, “Eskişehir’de risk altındaki grupların belirlenmesi ve bilim temelli mekânsal risk analizlerinin yapılması büyük önem taşıyor. Bu süreç mutlaka katılımcı bir yaklaşımla yürütülmeli.” diye konuştu.
“Yerel yönetimler çoklu krizlerle mücadelede kritik konumda”
Urban.koop Kent Çalışmaları Kooperatifi Ortağı ve şehir plancısı Batuhan Akkaya, yerel yönetimlerin aynı anda birden fazla krizle mücadele ettiğini ve bu nedenle yerelde kapasite güçlendirmenin önemli olduğunu ifade etti. Akkaya, kamusal alanların toplum katılımını artıracak şekilde tasarlanmasının yerel iklim politikalarının ayrılmaz bir parçası olduğuna dikkat çekti.
“Eskişehir’de en büyük tehlike kuraklık”
Akademisyen Dr. Gökben Adana Karaağaç’ın sunduğu bilimsel analizler ise Eskişehir’de iklim kaynaklı en büyük riskin kuraklık olduğunu ortaya koydu. Karaağaç, tarımsal sulamanın yüksek olması nedeniyle su yönetiminin kritik bir hal aldığını belirterek, aşırı sıcaklık artışı ve artan orman yangını riskinin de dikkate alınması gerektiğini söyledi.
Karaağaç, “Küresel iklim krizinin etkileri yerelde hissediliyor. Azaltım ve uyum adımlarını hızla hayata geçirmek zorundayız.” dedi.
Toplum odaklı iklim eylemi vurgusu
Yoğun katılımla gerçekleşen panel, Eskişehir’in iklim değişikliğine karşı bilimsel, katılımcı ve ortak akılla ilerleyen bir yol haritasını güçlendirmesi açısından önemli bir adım olarak değerlendirildi. Büyükşehir Belediyesi, TEMA Vakfı ve diğer paydaşlar, iklim eyleminin başarıya ulaşmasının ancak toplumla birlikte mümkün olduğunu vurguladı.
Proje hakkında
İklim Değişikliğine Karşı Güçlü Eskişehir Projesi, Avrupa Birliği tarafından finanse edilen ve Türkiye Belediyeler Birliği ile Dışişleri Bakanlığı Avrupa Birliği Başkanlığı’nın liderliğinde, UNDP yürütücülüğünde gerçekleştirilen Sivil Katılım Projesi kapsamında hayata geçiriliyor.
