“Geçmiş yıllarda defalarca söyledik, ısrarla söylemeye devam ediyoruz” diyen Çalışır, kaçak ve sahte alkollü içeceklerin üretimi ile tüketiminin hem yurttaşlara hem çevreye hem de ülke ekonomisine ciddi zarar verdiğini vurguladı. Çalışır, alkollü içkilerdeki toplam verginin fiyatın yaklaşık yüzde 46’sına ulaştığını, bu durumun standart dışı üretimi artırdığını ifade etti.
Sahte içki ve kaçak içkinin farklı kavramlar olduğunu hatırlatan Çalışır, her iki yöntemin de son derece riskli olduğunu belirterek şunları söyledi:
“Alkol üretimi uzmanlık gerektiren bir kimyasal prosestir. Bu üretimin mutlaka kimya mühendisleri kontrolünde, endüstriyel koşullarda ve resmi izinlerle yapılması gerekir. Aksi halde ölümlerin ve kalıcı hasarların önüne geçmek mümkün değildir.”
Çalışır, metil alkolün gıdada kullanımı tamamen yasak olmasına rağmen, ucuz olduğu için bazı yasa dışı üretimlerde tercih edildiğini, bunun ise körlük, felç, koma ve ölüme kadar giden çok ağır sonuçlar doğurduğunu söyledi.
Vergi artışının alkol tüketimini azaltmadığını, aksine halkı sahte içkiye yönelttiğini belirten Çalışır, çözümün fiyat baskısı yaratmak yerine denetim mekanizmalarını güçlendirmek ve toplumu bilinçlendirmek olduğunu kaydetti:
“Kaçak içki üretimini engellemek Tarım ve Orman Bakanlığının sıkı ve sürekli denetimleriyle mümkündür. Toplumun sahte içki riskleri konusunda farklı iletişim araçlarıyla bilgilendirilmesi gerekmektedir.”
