ESKİŞEHİR'İN MAKUS TALİHİ DEĞİŞECEK
Nadir Toprak Elementleri ülkenin hatta dünyanın gündeminde. Siz bu konu hakkında neler söylemek istersiniz?
Siz de biliyorsunuz bir süre önce Beylikova ilçemizdeydik. Nadir Toprak Elementleri tesislerinin önündeydik ve orada kapsamlı bir açıklama yaptık. Gerçekten hem şehrimizin hem ülkemizin makus tarihini değiştirecek çok önemli bir konu bu. Malumunuz, 2021–2022 yıllarında Sayın Bakanımız Fatih Bey’in Enerji Bakanlığı döneminde yapılan sondajlardan sonra ortaya çıkan süreçlerde Nadir Toprak Elementleri konusunda çok büyük bir rezerv alanının bulunduğuna dair Sayın Cumhurbaşkanımız bir açıklama yapmıştı. O günden bugüne gelinen süreç içerisinde orada küçük bir kampüs alanı oluşturuldu ve süreç kendi içinde devam ediyordu. Takriben bir hafta–on beş gün önce, Sayın Cumhurbaşkanımızın Birleşmiş Milletlere gittiği dönemde, CHP Genel Başkanı’nın dahi içine girdiği çok asılsız iddialar ortaya atıldı. Bununla beraber Sayın Enerji Bakanımız Alparslan Bey’in açıklamalarıyla Eskişehir’de bir anda farklı bir gündem oluştu. Tabii ki biz bunu nasıl değerlendiriyoruz? Süreç kendi içinde gerçekten ilerliyor ve şu an oradaki madenler kapsamlı bir şekilde ele alınıyor. Şu ana kadar 17 element üzerinde çalışma yapılmış durumda ve bu kapsamda da devam eden bir süreç var. Bu süreci de en iyi şekilde bakanlığımız yönetiyor ve yönlendiriyor. Ancak takriben iki hafta önce, CHP Genel Başkan Yardımcısının buraya gelip olayı farklı bir boyuta çekerek, farklı şekilde saptırarak özellikle Beylikova’da çıkan elementlerin işlenemeyeceği ve akabinde burayı yönetemediğimizle alakalı bazı iddialarda bulunduğunu gördük. Ayrıca bu madenlerin farklı ülkelere satılacağına dair asılsız ifadeler kullandılar. Bu konuda da gerçekten Sayın Bakanımız Alparslan Bey, onlara tokat gibi bir cevap verdi. Biz her zaman şunu söylüyoruz: CHP demek iki yüzlülük demektir. Çünkü bunların her hali ve her duruşu böyle. Dört yıl önce yürütmeyi durdurma kararı için çaba göstereceksin, burayı engellemeye çalışacaksın; sonra dört yıl sonra kalkıp “Siz burayı çalıştıramıyorsunuz, farklı yerlere peşkeş çekeceksiniz” gibi ifadeler kullanacaksın. Bu, CHP’nin her zaman yaptığı bir şeydir. Bundan dolayı biz de hem Enerji Bakanlığımız hem değerli milletvekilimiz Fatih Bey hem de bizler gerekli açıklamaları yaptık. Şu an Nadir Toprak Elementleri konusuyla alakalı bakanlığımız kapsamlı bir müzakere ve çalışma yürütüyor. İnşallah Türkiye’nin ve Eskişehir’imizin makus talihini değiştirecek bu elementlere en iyi şekilde ulaşacağız. Bunları bilim insanlarının da katkısıyla hem savunma sanayinde, hem uzay teknolojilerinde, hem de batarya teknolojilerinde ülkemiz ekonomisine kazandıracağız. Bunu dün yaptık, bugün de yapmaya devam edeceğiz. Ama şunu da özellikle belirtmek isterim: CHP demek engellemek demektir, CHP demek iki yüzlülük demektir. Bunun en büyük örneklerini birçok yerde görüyoruz. Bir TOKİ projesi yapıyorsunuz, gelip mühürlüyorlar. Niye? Durdurma, engelleme politikası. Devamında Uluslararası Raylı Sistemler Test ve Araştırma Merkezi (URAYSİM) gibi uluslararası bir tesis yapıyorsunuz, bunu da engellemeye çalışıyorlar. Bugün Nadir Toprak Elementleri diyorsunuz dünyada en büyük rezerv alanına sahip bir maden buluyorsunuz yine engellemeye çalışıyorlar. Onun için biz diyoruz ki, CHP’nin hem iki yüzlülüğü hem de engelleme politikaları dün de vardı, bugün de var, yarın da devam edecek. Ama biz bunlara fırsat vermeyeceğiz. Halkımızı en iyi şekilde bilgilendirmeye devam edeceğiz ve inşallah Nadir Toprak Elementleri konusunda da gerekli çalışmaları yaparak hem ülke hem şehir ekonomimize en iyi katkıyı sağlayacağız.

ÜÇ KONU SİYASET ÜSTÜDÜR
Yerel yönetimlerle bazı sorunların çözümleri için ortak adımlar attınız. Bu konuda hakkında neler söylemek istersiniz? Çevre yolu ve Küçük Sanayi bu konulardan biri olabilir mi?
Şehrin menfaatini ön planda tuttuklarını dile getiriyorlar. Bizler de aynı şekilde bunu dile getiriyoruz. Bununla beraber, tabii ki ilk adım olarak Büyük Kurtuluş Pazar Yeri meselesi vardı. Gerçekten bu konuyu milletvekillerimizle oturup müzakere ettik, bakanlık yetkililerimizle görüştük ve en sonunda lokantamızda yaptığımız çalışmalar sonucunda Kurtuluş Pazar Yeri sorunu çözülmüş oldu. Şu anda temeli atıldı, süreç kendi mecrasında ilerliyor. Herhalde 2027 gibi tamamlanacağını öngörüyorum. Biz de konuyu yakından takip ediyoruz. Ama tabii ki şöyle bir gerçek var: Bugün bize bir talep gelirse biz elimizden gelen mücadeleyi, çabayı gösteriyoruz. Fakat bunu yapacak olanlar kim? Bunu yapacak olanlar belediye başkanları. Bugün gelinen süreci, özellikle Küçük Sanayi Sitesi’nde yaşananları şöyle bir hatırlamak gerekiyor. Biliyorsunuz, burası kentsel dönüşüm kapsamında olan bir yerdi. 2016’nın sonu, 2017’de Odunpazarı Belediyesi’nin şu anki belediye başkanı, burayı bakanlığa taşıyor ve “Burası afet riski alanı ilan edilsin” diyor. 2017’nin mart ayında da bakanlık tarafından burası afet riski alanı ilan ediliyor. O günden bugüne, aslında Odunpazarı Belediyesi’nin himayesinde olan Küçük Sanayi Bölgesi için belediye hiçbir girişimde bulunmadı, herhangi bir çalışma yapmadı. Ardından belli bir zaman geçtikten sonra da “Bana yetki vermediler ki ben yapayım” diyerek insanları kandırma yönünde bir söylem içerisine girdi. Bugün beni CHP’liler eleştiriyor; CHP İl Başkanı da, belediye başkanları da eleştiriyor. Biz şunu söylüyoruz: Bizi eleştirmek yerine, bu şehir adına hangi hayalleriniz var, onu ortaya koyun diyoruz. Eleştirmek en kolay iştir. Ama ortaya koyacakları bir değer yok. Bugün Eskişehir merkezde üç belediyeye sahipler. Odunpazarı Belediyesi’nin ortaya koyduğu bir değer var mı? Bir mega projesi var mı? Ya da “Yapacağım” dediği bir proje var mı? Yok. Biz diyoruz ki: “Eleştirmeyi bırakın, bu şehir adına ne yapacaksınız, onu ortaya koyun.” Biz ne yapıyoruz? Gerçekten bu şehrin ihtiyaç duyduğu tüm değerlerle ilgili proje, planlama ve çaba içerisindeyiz. İl Başkanı olduğum günden beri hep diyorum: “Üç konu siyaset üstüdür.” Bunlar; deprem, su ve trafik. Ama gelinen süreçte baktığınızda, bugün üç merkez ilçeden ikisinde ve Büyükşehir’de, bu konularda hangi adım atılıyor? Hiçbiri. Elde var sıfır. Hep genel siyaset, hep genel siyaset... Gereksiz konuşmalar, boş tavırlar... Konuşmak için konuşmalar. Bugün Küçük Sanayi Sitesi ile ilgili çaba gösteren kim? Yine biziz. Bu konuyla ilgili bakanlığımıza gittik, defalarca görüşmeler yaptık. Bakanlığımız, Çevre İl Müdürlüğümüz vasıtasıyla 14 kurumdan görüş alınması sürecini başlattı. Bu kurumlara yazılar gönderildi, şu anda 14 kurumdan görüşler bekleniyor. Sonrasında planlama yapılacak. Bakanlık planı onaylayacak, süreç başlayacak. Ardından kimin yapacağına dair istişareler yapılacak. Ama bakıyorsunuz, Odunpazarı Belediyesi hâlâ boş konuşmalarla, yalan yanlış ifadelerle süreci yönetmeye çalışıyor. Oysa ortada henüz bir planlama bile yok. Ben anlamıyorum hep yalan dolan üzerine kurulu bir siyaset anlayışı var. Sürekli laf atıyorlar, sonra bunun üzerinden yürümeye çalışıyorlar. Ama sonuç? Yine sıfır. Elde var sıfır.

PROJE AŞAMASI ÇOK HIZLI BİR ŞEKİLDE İLERLİYOR
Şu anki mevcut çevre yolu üzerinde yaklaşık 13 tane altgeçit (bat-çık) bulunuyor. Biliyorsunuz, bundan yaklaşık on yıl önce merhum Kemal Unakıtan’ın önderliğinde, o dönemde hem Maliye Bakanı hem de Eskişehir Milletvekili olarak girişimiyle başlatılmış bir süreçti. O dönem bu çalışmalar tamamlanmış ve şehir trafiğinde ciddi bir rahatlama sağlanmıştı. Ancak bugün geldiğimiz noktada Eskişehir’de şöyle bir sorun var: “Şehre girememe ve şehirden çıkamama sorunu.” Ne oluyor? İnsan Alpu Kavşağına geliyor, şehre giremiyor. Kartal Kavşağı’nda aynı sorun. Üniversite civarında da öyle. Yani şehre giriş–çıkış bağlantılarında ciddi sıkıntılar yaşanıyor. Ama biz durmuyoruz, çalışmalarımıza devam ediyoruz. Bu minvalde Ulaştırma Bakanımız da biliyorsunuz, yaklaşık bir–bir buçuk ay önce Eskişehir’e geldi. Bu konuyu tekrar gündeme getirdik ve sürekli takip ediyoruz. Sayın milletvekillerimiz Fatih Bey, Ayşen Hanım ve Nebi Bey ile birlikte gittiğimiz her görüşmede bu konuyu gündeme taşıyoruz. Şu anda özellikle Bursa–Ankara Otoyolu olarak bilinen 42 kilometrelik projenin proje aşaması çok hızlı bir şekilde ilerliyor. Allah nasip ederse, bize gelen bilgilere göre bu projeyi ocak ayı gibi yatırıma sunmuş olacağız. Yap-İşlet-Devret modeliyle yapılacak. Devamında 40 kilometrelik yolun, İmişehir’in biraz ilerisinden giriş noktasıyla Yunusköy’ün az ilerisindeki sekiz kilometrelik bağlantıların ve aradaki yolların Sarıcakaya, Mihalgazi, Alpu Mihallıçık gibi bağlantı yollarının da dahil olduğu bir planlama var. Sürecin 2026 yılında start verilmesi öngörülüyor. Bakanlığımız bu konuda ciddi bir çalışma yürütüyor. Biliyorsunuz, bundan yaklaşık altı ay önce Dolmabahçe Sarayı’nda Sayın Cumhurbaşkanımızla milletvekillerimizle birlikte bir görüşmemiz olmuştu. O görüşmede de gündem maddelerimizden biri buydu. Sağ olsun, Sayın Cumhurbaşkanımızın talimatlarıyla bakanlığımız bu konuyla ilgili çalışmaları hızlandırdı. Bir aksilik olmazsa ocak ayında süreç tamamlanmış olacak ve yatırım aşamasına geçilecek. Bu sayede proje hızlanacak. İhalesi Yap-İşlet-Devret modeliyle yapılacağı için sürecin hızlı bir ivme kazanacağına inanıyoruz. Bakanımıza da sorduk, “Bu proje ne kadar sürede biter?” diye. Sayın Bakanımız, dört yıl gibi bir süre içerisinde Bursa otobanı ve yeni çevre yolunun tamamlanacağını, bitirileceğini ifade etti. Bu konuda hem milletvekillerimiz hem biz, bakanlığımızla sürekli iletişim halindeyiz.

ENGELLEME ANLAYIŞI VAR
500 bin sosyal konut projesinden bahseder misiniz ve son olarak okuyuculara ne söylemek istersiniz?
Tabii ki özellikle sosyal konut meselesiyle ilgili de şunu belirtmek isterim: Biliyorsunuz, Cumhurbaşkanımız bundan yaklaşık 15 gün önce Türkiye genelinde 500.000 Sosyal Konut Projesi kapsamında bir açıklama yaptı. Türkiye genelinde 500 bin sosyal konut yapılacak. Bu noktada bakanlığımız, ilçe belediye başkanlıklarına “Bize yer tahsisi konusunda yardımcı olun ya da elinizde uygun yer varsa oraya sosyal konut yapalım” dedi. Ama burada yine Odunpazarı ve Tepebaşı belediyeleri aynı tavrı sergiledi. Yine olmaz dediler, yine hayırcı bir anlayışla hareket ettiler. Yine bu şehrin önüne geçen, engelleyici bir tavırla karşı çıktılar. Biz bu açıklamaları yapınca, Odunpazarı Belediye Başkanı kalkıp “Devletin bizim görüşümüze ihtiyacı mı var?” demiş. Bakın, kendi kendine soruyu soruyor: “Bizim görüşümüze ihtiyacınız mı var?” diyor ama sormuyor, bizi adam yerine koymuyor. Yani birlikte hareket etmek istemiyor. Her şeye bir bahane, bir kulp buluyor. Oysa bugün sen belediye başkanı olarak, bakanlığın ilçenin menfaati, halkın yararı için yaptığı bir talebe olumlu bir dönüş yapsan, “Ben bu konuda nasıl yardımcı olabilirim?” desen, bundan en büyük kazancı yine senin ilçen elde eder değil mi? Ama maalesef burada hâkim olan anlayış “engelleme anlayışı”. Yani “Bu işi yaptırmam, çünkü AK Parti bu projeyi yaparsa oy kazanır” anlayışı. Halbuki deprem kadar hassas bir konuda bile kulaklarını, gözlerini kapatıyorlar. Ben de o zaman diyorum ki: “Bu adamların burada ne işi var?” Hiçbir şeye karışmıyorlar, hiçbir konuda doğru bir cevap vermiyorlar. Halkın menfaati doğrultusunda ortak bir kanaat ortaya koymuyorlar. Ben de diyorum ki: “O zaman niçin bu belediye başkanları burada? Niçin görev yapıyorlar?” Üç belediye için üç ayrı bütçe var. 2025 sonu itibarıyla bu bütçelerin toplamı yaklaşık 40 milyar liraya yakın olacak. Peki bu belediyeler bu bütçeyle ne yaptı? Ortaya hangi değeri koydular? Hiçbir şey. 2026’da ne yapacaklar? Ortaya koydukları bir değer yok, bir plan yok, bir proje yok. Dolayısıyla 2026 yılı da maalesef boş geçecek. Ben diyorum ki, bu süreçte kaybedilen bir beş yıl var. Bu şehir adına, Eskişehir adına kaybedilmiş bir beş yıl… Bakın dünya durmuyor, ülkeler durmuyor, şehirler de durmuyor. Herkes zamana ayak uydurmanın, halkının refahını artırmanın, yaşam kalitesini yükseltmenin çabası içinde. Ama bizim belediyelerimiz ne yapıyor? Sadece bakıyorlar. Bakmaya devam ediyorlar.

AK PARTİ SENİNLE ESKİŞEHİR
Vatandaşlarımıza ne söylemek istersiniz diye soruyorsunuz… Evet, biz AK Parti olarak her zaman şunu yaptık: Bu şehirde “AK Parti seninle Eskişehir” diyerek, Eskişehir’in önünü açacak bütün büyük projeleri hep biz yaptık. Spordan sağlığa, sanayiden kültür ve sanata kadar her alanda öncülük eden parti AK Parti olmuştur. Bakın, madem açılmışken söyleyelim: 2026 yılında Eskişehir’de “Kültür Festivali” düzenlenecek. Gerçekten 15-20 gün sürecek dolu dolu bir program olacak. Bunu kim için yapacağız? Eskişehir için, Eskişehirliler için. Bugün sağlık alanında büyük yatırımlar yapıldı, hastane kapasitesi arttı. Şehir Hastanesi’ne gittiğinizde, artık özel hastane konforunda hizmet alabiliyorsunuz. Sanayideki ivmemiz, büyümemiz hâlâ devam ediyor. Bugün gelinen noktada Türkiye genelinde işsizlik oranı yüzde 8,5 civarında. Eskişehir ise her zaman olduğu gibi ortalamanın altında, yüzde 7 bandında. Yani her konuda kendini geliştiren, ilerleten bir şehir olduk. Ama bu şehrin önünü açanlar hep AK Parti oldu. Onun için ne diyoruz? “AK Parti seninle Eskişehir… İcraat seninle, gelecek seninle.” Vatandaşlarımızın da bu konuda müsterih olmasını istiyoruz. 500 bin sosyal konut projesi kapsamında Eskişehir’e de önemli bir pay ayrıldı.





