“Randevular 1-2 aya kadar düştü”
Gazetemize açıklamalarda bulunan Gürsoy özellikle radyoloji ve görüntüleme alanında ciddi gelişmeler olduğunu vurgulayarak, “Bu da bizim hem randevu sistemimizi rahatlattı hem hasta memnuniyetini arttırdı. MR ve Pet-CT cihazlarımız hizmete girdi. Bu cihazların en son modern versiyonlarını aldık. Bu sayede randevular 4 ile 6 ay arasından 1-2 aya kadar düştü. Bu cihazlar tüm hastaneyi etkileyen görüntüleme yöntemleri. Çünkü hem cerrahi hem dahili branşlar bu sayede daha kaliteli ve hızlı çalışabilmekte. Eksiklerimiz tabi ki çok; eksikler bitmiyor çünkü burası sürekli yaşayan bir hastane ama bugüne kadar yaptıklarımızın sahada dönüşünün olduğunu düşünüyorum” dedi.
“Personel açığı kronikleşti”
Personel yetersizliği probleminin Türkiye'nin tüm üniversite hastanelerinde olduğunu kaydeden Gürsoy, ”Sistem gereği biz kadro açsak bile zaman zaman kadrolara başvurular olmuyor çünkü Sağlık Bakanlığıyla üniversite hastanelerinin kadroları karşılaştırıldığında Sağlık Bakanlığı kadroları daha avantajlı gözüküyor. Hem ücret politikası hem de daha rahat tayin olabilmeleri açısından personellerin tercihi onlardan yana oluyor. Yardımcı personel dediğimiz kişiler hasta bakıcı, teknisyen, hemşire ve tıbbi sekreterler. Biz talep etsek de taleplerimizin yarısı ancak geliyor bu yarısında da başvuran sayısı yeterli olmuyor. Bu durumda da kronikleşmiş bir personel açığıyla boğuşuyoruz” ifadelerini kullandı. Özellikle hastanede tıbbi sekreter açığı olduğuna dikkat çeken Gürsoy, “Tıbbi sekreterlik alanında çok ciddi açığımız var. Tıbbi sekreterlik hastanın ilk karşılandığı yer. Bizde hekim var hasta randevusunu almış gelmiş ama tıbbi sekreter yetersizliğinden giriş yapılamıyor. Kendi bölümümden örnek verecek olursam; göz bölümünde toplam 3 tane sekreterimiz var. 8 hoca 16 asistan işleri döndürmeye çalışıyoruz yani bırakın 1 hekime 1 sekreter düşmesini koca bölümü 3 sekreter döndürüyor. Öyle olunca da ciddi bir yığılma oluyor. Sekreterlerin yapması gereken girişler, istirahat raporları ve ilaç raporları bunların hiçbiri zamanında yetişemiyor” şeklinde konuştu.
“Üniversite hastanelerine öncelik verilmeli”
Temizlik personeli bulamadıklarına değinen Gürsoy, “Temizlik personeli bulamıyoruz, önemli sayıda eksikle çalışıyoruz. Böyle olunca da işler sarpa sarıyor. Bu durum personel tarafından duyuluyor ve daha fazla çalışacağız diye gelmek isteyen de gelmiyor. Hal böyle olunca da bu bir kısır döngüye giriyor. Bu tablo göz ardı edilmeyip, ne kadar personel açığı varsa bunun tespit edilip açıkların bir şekilde tamamlanması lazım. Alım noktasında da üniversiteler için bir öncelik verilmesi şart. Hemşireler özellikle Sağlık Bakanlığı’nı tercih ediyorlar. Sağlık Bakanlığı kadro açtığı zaman çok rahat bir şekilde oraya geçiyorlar, buradan transferleri kolay oluyor biz aslında nakilde de personel kaybediyoruz Çok basit bir şekilde Sağlık Bakanlığı’na giriş hakkı veriyorlar bunların düzenlenmesi lazım” ifadelerini kullandı.
“Ciddi bir karşılaştırma var”
Personelin çalışma konusunda yönetmeliklere göre hareket ettiklerini belirten Gürsoy, “Ancak personel açığı demek tabii ki iş yükünün artması anlamına geliyor. Hastanenin dönmesi için de belki çalışabilecekleri son limitte çalışıyorlar. Ama öyle olunca da personeller arasında kıyaslama başlıyor şu hastanede bu kadar çalışılıyor ben de aynı kadrodayım ben niye bu kadar çalışıyorum diye bir kıyaslama başlıyor. Bu da tabi çalışma haklarının sanki ihlali imiş gibi bir algı yaratabiliyor. Çalışanlar arasında ciddi bir karşılaştırma başlıyor. Biz elimizden geldiğince ek ödemeden faydalanma hakkı olan personelin maaşlarında anlamlı artışlar yapmaya çalıştık” dedi.
“Acil serviste bekleme süreleri azaldı”
Dekanlığın desteğiyle beraber acil servisin eskiye göre daha iyi hizmet verdiğini aktaran Gürsoy konuşmalarını şu sözlerle bitirdi: “Acil serviste tüm eksiklikleri bir yana bırakın hekim açığımız vardı. Araştırma görevlisi sayıları ciddi düzeyde arttı şu anda net sayı söyleyemeyeceğim ama 10’un üzerinde araştırma görevlisi var. Akademik kadromuzu da arttırdık. Acilde 1 sene öncesine göre kesinlikle çok daha iyi hizmet veriyoruz. Bazı özellikli hastalar sürekli üniversiteye sevk edilmekte. Bu da zorunlu bir durum çünkü 3. basamak hizmet veriyoruz bu bazen yığılmalara sebep olabiliyor ama bekleme sürelerimiz eskiye göre azaldı”
