Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Fahrettin Altun, İletişim Başkanlığında düzenlenen 'Asrın Felaketinin 1'inci Yılında Afet İletişimi Sempozyumu'na katıldı.
“Büyük afetlerin sebep olduğu ‘acil durum psikolojisini’ manipüle etmek ve böylelikle yaşanan felaketi daha da derinleştirmek için çabalayan kötücül aktörler, mutlak surette mücadele edilmesi gereken aktörlerdir” sözlerini kullanan Altun, “ Keşke olmasalar ama varlar, faaliyetlerini sürdürüyorlar. Bu kötücül aktörlerin kamuoyu psikolojisini bozmak ve arama-kurtarma, rehabilitasyon ve iyileştirme çalışmalarını kesintiye uğratmak için başvurdukları başlıca silah dezenformasyon silahı olmuştur. Yalanı bileyerek ve isteyerek olumsuz etkiler oluşturmak için kullanma yaklaşımı olmuştur” dedi.
“Sadece 6 Şubat-20 Şubat tarihleri arasında neticeleri çok ciddi hatalara yol açabilecek toplam 200’den fazla dezenformasyon içerikli sözüm ona haberi tespit ederek bunları ifşa ettik.”
Saldırılara karşılık Dezenformasyonla Mücadele Merkezimiz aracılığıyla çeşitli Dezenformasyon Bülteni yayınladıklarını ifade eden Altun, “Sadece 6 Şubat-20 Şubat tarihleri arasında neticeleri çok ciddi hatalara yol açabilecek toplam 200’den fazla dezenformasyon içerikli sözüm ona haberi tespit ederek bunları ifşa ettik. Sadece o yalan içeriği değil onun arkasındaki aktörleri de ifşaa ettik ve sürecin kamu adına soruşturulmasını ve kamu adına yargılanmasını en yakın şekilde yine kamu çıkarına da takip ettik. Yine deprem sonrasında Hakikat Mücadelesi adlı gazete çıkarttık ve gazeteleri sahada dağıtarak vatandaşlarımızın afet bölgesindeki gelişmelerle ilgili doğru şekilde bilgilendirilmesini sağladık. Bu tecrübelerimizden hareketle, afet sürecinde yapılan dezenformasyon saldırılarının hedeflerini burada ifade etmeyi yerinde ve gerekli görüyorum. Yetkili otoritelere yönelik kamuoyuna güvensizlik duygusu vermek, yanlış bilgiyi dolaşıma sokarak, arama-kurtarma ve yardım faaliyetlerini aksatmaya çalışmak, bu sayede afetten doğrudan ve dolaylı şekilde etkilenen bireyleri yanlış yönlendirmek, kaos ve endişe imal ederek toplumsal dayanıklılık ve direnci zayıflatmak, bireylerin, doğru bilgiye erişmesini engellemek, karar alma süreçlerine darbe vurmak. Hamdolsun, depremlerin ardından devlet ve millet olarak gösterdiğimiz gayretlerle biz büyük ölçüde bu tür kirli kampanyalarının hedeflerin amacına ulaşmasını engelledik. Fakat bu demek değildir ki bu tür saldırıların arkası kesilecek. Biliyoruz ki bu tip kötücül denemeler muhtemel kriz ve afet durumlarında mutlak surette kendisini gösterecektir. Bu nedenle biz mutlaka afet iletişimi bağlamında dezenformasyonla mücadele konusunu en öncelikli meselemiz olarak kayıtlamak durumundayız” ifadelerini kullandı.