Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığınca 2026-2030 yıllarını kapsayacak Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele 5’inci Ulusal Eylem Planı hazırlık çalışmaları, ilgili kurum ve kuruluşların katkılarıyla tamamlandı. Eylem planı, 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü’nde Ankara Beştepe Millet Kongre ve Kültür Merkezi’nde düzenlenen programda duyuruldu. Programa Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile eşi Emine Erdoğan, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Mahinur Özdemir Göktaş ve çok sayıda davetli katıldı. Programda, yeni eylem planının tanıtım filmi ile kamu spotu seyredildi.
"Dünyada her 4 kadından biri, hayatının herhangi bir döneminde şiddetle karşı karşıya kalıyor"
Kadına yönelik şiddetin küresel bir sorun olduğunu vurgulayan Göktaş, "Bugün ne yazık ki dünyada her 4 kadından biri, hayatının herhangi bir döneminde şiddetle karşı karşıya kalıyor. Bu anlamda her 25 Kasım, bize üç temel kavramın önemini hatırlatıyor: Farkındalık, güçlenme, adalet. Farkındalık, toplumun tüm kesimlerinde bilincin yükselmesi ile ortaya çıkan değişimin ilk kıvılcımıdır. Kadına yönelik şiddetle mücadelede son 23 yılda attığımız adımlar, bu konudaki farkındalığın toplumsal bir refleks haline gelmesini sağladı. Güçlenme, kadınların desteklenmesi yoluyla ülkemizin geleceğine yapılan stratejik bir yatırımdır. Ekonomik güçlenmeden sosyal hizmetlere, yerel desteklerden koruyucu-önleyici adımlara kadar her hamlemiz, kadınların yaşam alanını genişletti. Güçlenen her kadın; ailesini, toplumunu ve ülkesini de güçlendirdi. Adalet, her kadının hakkının devletin güvencesi altında olmasıdır. Böylece hukuki mekanizmalarımızı daha etkin kılan bir adalet iklimi oluşturduk ve faillerin cezasız kalmasına müsaade etmeyen bir sistemi hayata geçirdik" diye konuştu.
![]()
"İlk defa fail odaklı bir destek modeli geliştiriyoruz"
‘Şiddete sıfır tolerans’ ilkesinin toplumun ortak iradesi haline getirildiğine değinen Göktaş, "6284 sayılı Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair Kanun ile şiddet mağdurlarını koruyan güçlü bir hukuki zemine sahibiz. Her türlü şiddet, tehdit, istismar, ısrarlı takip vakaları ve iddialarını büyük bir titizlikle takip ediyor, 81 ilde avukatlarımızla davalara müdahil oluyoruz. Fiziksel, psikolojik, ekonomik ve dijital olmak üzere şiddetin her türüne karşı mücadelemizi, siyaset üstü bir anlayışla yürütüyoruz. Kadına yönelik şiddetle mücadelemizi, merkezde ve yerelde oluşturduğumuz koordinasyon kurullarıyla sistematik bir şekilde sürdürüyoruz. Adalet, İçişleri ve Sağlık bakanlıklarımız arasında kurduğumuz veri entegrasyon sistemleri ile şiddetle mücadelede teknoloji altyapısını güçlendirdik. ALO 183, KADES, elektronik kelepçe uygulaması ile şiddet vakalarına anında müdahale ediyoruz. Şiddet Önleme ve İzleme Merkezleri, kadın konukevleri ve Sosyal Hizmet Merkezlerinde bulunan Şiddetle Mücadele İrtibat Noktaları olmak üzere 630 kuruluşumuzla şiddetle mücadelede güçlü bir hizmet ağı oluşturduk. Şiddet döngüsünü kırmak amacıyla şiddetin kök nedenlerine inerek ilk defa fail odaklı bir destek modeli geliştiriyoruz" şeklinde konuştu.
"Eylem planımızı kadına yönelik şiddetle mücadelenin tüm boyutlarını kuşatan bir çerçevede hazırladık"
‘Türkiye’de Kadına Yönelik Şiddet Araştırması’nda dijital şiddet ve ısrarlı takibe ilişkin ilk kez kapsamlı veriler elde edildiğini belirten Göktaş, "G20, Birleşmiş Milletler, OECD, Türk Devletleri Teşkilatı, Avrupa Konseyi gibi uluslararası platformlarda kadın alanında etkili politikalar geliştirilmesine katkı sağlıyoruz. Bugüne kadar edindiğimiz deneyim, şiddetle mücadelemizi yeni dönemde daha da ileri taşıyacak sağlam bir zemin hazırladı. Ulusal Eylem Planlarımız, bizler için her zaman önemli bir yol haritası oldu. 2026-2030 dönemini kapsayan yeni eylem planımızı kadına yönelik şiddetle mücadelenin tüm boyutlarını kuşatan bir çerçevede hazırladık. Bilimsel temele dayalı, katılımcı ve yenilikçi bir yaklaşımla hazırlanan eylem planı, 5 hedef, 15 strateji ve 130 faaliyetten oluşuyor. Hedefimiz bellidir; şiddeti önlemek, hukuki korumayı güçlendirmek, riskli durumlara müdahale etmek, kadınların iyi oluşunu artırmak ve daha güçlü bir toplum bilincini inşa etmek" ifadelerini kullandı.
"Bir toplumun vicdanı en çok korunmaya ihtiyacı olana, sahip çıktığı anda görünür"
Bakan Göktaş, sözlerini şöyle tamamladı:
"Unutmayalım ki, bir toplumun vicdanı en çok korunmaya ihtiyacı olana, sahip çıktığı anda görünür. İşte o anın kapısını açan şey, güçlü bir dikkat ve dayanışmadır. Şiddet bir kadının dünyasını sessizleştirir, fark et. Şiddet çocukların kalbine korku eker, fark et. Şiddet bir aileyi dağıtır, fark et. Bu nedenle ‘Şiddeti önlemek için asla sessiz kalma, işareti fark et’ diyoruz. Bugün Gazze’nin yangınını yüreğinde taşıyan; sabrı, direnci ve vakarıyla tüm insanlığa onur dersi veren Gazzeli kadınlar, kardeşlerimiz de aramızda. Bu vesileyle şiddetin en zalimine maruz kalan ve bu özel günde bizlerle olan Gazzeli kadınları, tüm Filistinli kardeşlerimi selamlıyorum. Şu gerçeği bir kez daha hatırlatmak gerekir, şiddetin bahanesi yok. Şiddete asla müsamahamız yok. İşte bu nedenle biz, şiddetle mücadelemizi kararlılıkla sürdürmeye devam edeceğiz."
Bakan Göktaş, Cumhurbaşkanı Erdoğan’a Filistinli kadın ressam Yasemin Esad Muhaysin’in yağlı boya tablosunun replikasını takdim etti. Gazze Şeridi’nin orta kesimindeki Deyr el-Belah kampında yerinden edilmiş Filistinli ressam Yasemin Esad Ebu Muhaysin tarafından hazırlanan ‘Hayatta Kalanların Gözyaşları’ isimli tablonun orjinali, halen abluka altında bulunan Gazze’den tüm girişimlere rağmen çıkarılamayınca yağlı boya dokulu replikası hazırlatıldı.
Program sonunda ise Filistinli kadın ressam Muhaysin’in gönderdiği video mesaj izlendi. Muhaysin mesajında, "Gazze'nin ve çektiği acıların sesi olan herkese, özellikle de Gazze halkının ve içinde bulunduğu zor durumun her zaman yanında olan Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a içten teşekkürlerimi ve takdirlerimi sunuyorum" dedi.




