Başkan Kurt, özellikle iktidarın yerel yönetimlere yaklaşımını eleştirerek, herkesin sorumluluk bilinciyle hareket etmesi gerektiğini vurguladı.
Odunpazarı Belediye Başkanı Kazım Kurt, gündeme dair yaptığı değerlendirmelerde Türkiye’deki siyasi kutuplaşmayı, yerel yönetimlerin yetki kısıtlarını ve yaşanan engellemeleri sert bir dille eleştirdi.
Kurt’un açıklamaları şöyle
“Herkes dikkatli olmalı, en başta Cumhurbaşkanı”
“Türkiye'de en zor ve en kötü şey, başkasını ötekileştirmektir. Herkesin dikkatli olması gerekiyor. Özellikle cumhurbaşkanının dikkatli olması lazım. O, hepimizin cumhurbaşkanıdır. Bakanların, milletvekillerinin ve belediye başkanlarının da dikkatli olması gerekir. Çünkü biz seçilinceye kadar partiliyiz; seçildikten sonra belediye başkanı veya kamu görevlisi olarak tüm halkımıza eşit hizmet etmek zorundayız. Halkın derdini dinlemeliyiz.”
“Konut belediyelerin görevi değil”
“Dayanıklı konut yapın” demek, belediyeler için gerçekten anlaşılması güç bir beklentidir. Türkiye’de konut yapan belediye sayısı yok denecek kadar azdır çünkü bu onların görevi değildir. Ancak bazı belediyeler, ticari anlamda bu işe yönelmiştir. Örneğin Antep’te ve İstanbul’da bazı belediyelerin bu konuda ciddi çalışmaları var. Bu da zaten bahsettiğiniz rant ekonomisinin en belirgin örneklerinden biridir.”
“Engellenip sonra suçlanmak adil değil”
“Şimdi bu konutları yapmadınız, yapamadınız. Bir de dilinize doladınız. ‘24 senede 24 konut.’ Her türlü engellemeyi normal görüp, ardından ‘niye yapmadınız?’ diye hesap sormaya kalkıyorsunuz. Yetkinin bizde değil, bakanlıkta olduğunu söylediğimizde ise bizi ‘siyasi rant peşindeler’ diye suçluyorsunuz. Oysa siyasi rant peşinde olanlar olduğu kadar, ekonomik rant elde edenler de var.”
“Gündoğdu 3’ün neden yapılmadığını araştırın”
“Gündoğdu 3 Kentsel Dönüşüm Projesi’nin akıbetini araştırmanızı öneriyorum. Neden gerçekleşmedi? Hiç Gündoğdu 3’ten bahsetmiyorsunuz. TMSF neden daha önce kimseye vermedi de şimdi verdi? Parayı veren aldı. Parayı veren düdüğü çaldı. Neden şimdiye kadar vermedi? Şimdi neden verdi? Bunları insanlar araştırsın, Eskişehirliler araştırsın.”
“Belediyeleri hiçe sayarsanız çözüm olmaz”
“Suçlayarak bir yere varamazsınız. Osmangazi Ortaokulu’nun olduğu yerle ilgili bir fırtına kopardınız. Şimdi ne oldu? Uzlaşırsanız çözülür. Belediyeleri hiçe sayacak, öteye atacak, sonra Çevre Bakanlığı’ndan yanlış planlarla geleceksiniz. Biz de buna müsaade edeceğiz, öyle mi? Etmeyiz.”
“AK Partililer neden açık oturuma çıkmıyor?”
“Ne yazık ki bu ötekileştirme anlayışı her yerde etkili. Hiçbir AK Partili bakan, CHP’li bir yetkiliyle açık oturuma çıkmıyor. Hiçbir AK Partili milletvekili, CHP’li bir isimle ortak bir açık oturum yapmıyor. Ortak bir yaklaşım sergilemiyor. Eskişehir’de de bunun somut örneği var. 6 milletvekili var ama yan yana gelmiyorlar. Bizimkiler ayrı telden çalıyor, sizinkiler ayrı telden. Burada yaklaşım çok önemlidir.”
“CHP’li köylerde namaz kılınmaz” sözlerine tepki”
“AK Parti milletvekilinin biri köyün birine gitmiş. Muhtar demiş ki, ‘Vekilim, imamımız yok, bize imam gönderin.’ O da ‘Yakın köylerde CHP’li yok mu?’ demiş. ‘Var,’ denince de, ‘CHP’li köylerde nasıl olsa namaz kılınmaz, onların imama ihtiyacı yok’ demiş. Bu yaklaşımla demokrasi inşa edilemez. Nitekim, 25 yıldır da edilemiyor. Ötekileştirmek kadar zararlı bir şey yoktur. Ne demokratik geleneklere ne de İslami anlayışa uygundur. Bu nedenle herkesin kendine çeki düzen vermesi gerekir.”
“1 Mayıs birleştirici olmalı, baskı değil”
“1 Mayıs bir bayramdır. Bayramlar insanları birleştirir, kucaklaştırır, kaynaştırır. Ancak biz 1 Mayıs’ı bir ayrışma günü olarak görüyoruz. Neden? Bayramın en önemli özelliği ortaklaşa kutlanmasıdır. Taksim artık bu anlamda sembolleşmiş bir yerdir. Bayram orada kutlanmalıdır. Ama orada kutlamaya izin verilmiyor. Kutlamak isteyenlere biber gazı, polis müdahalesi ve saldırılarla karşılık veriliyor. Bu da taşkınlıklara yol açıyor. Aynı 1977’de olduğu gibi, o zaman da insanları birbirine kırdıranlar bugün hâlâ faal. CHP’liler bu gidişata ‘yapmayın’ dediğinde, faturayı CHP’lilere kesip kurtulmaya çalışıyorsunuz. Bu, doğru bir yaklaşım değil.”
“Yenikent Pazaryeri tamam, sıra pazarcılarda”
“Yenikent Kapalı Pazaryeri bitmek üzere. Artık yapabileceğiniz bir şey yok. 10 yıl boyunca yapmamızı engellediniz. Şimdi biz o projeyi bitirdik. İnşallah ufak tefek eksiklikleriyle birlikte pazarcıları da bir ay içinde oraya yerleştirirsek, Yenikent’te her şey tamamlanmış olacak. Şu anda 100. Yıl Kültür Merkezi zaten aktif bir biçimde çalışıyor. Sadece kapalı pazar yeri kaldı. Onun da sanıyorum bu ay içinde faaliyete geçmesi mümkün hale gelecek. Odunpazarı Belediyesi, verdiği sözleri tutan bir belediyedir. Seçim öncesi ‘vizyon proje’ diye sunduğumuz projelerin yüzde 55’ini bir yıl içinde tamamlamış bir belediyeyiz. Bu yokluğa, bu sıkıntıya, bu parasızlığa rağmen bunu başarmış durumdayız. Bu durum zaten hem kamuoyu yoklamalarından hem anketlerden hem de bazı firmaların yaptığı araştırmalardan net bir biçimde anlaşılmaktadır. Siz kendi kendinize bizi eleştirin. Biz halkımızla beraber bu işi gerçekleştiriyoruz. Biz halkımızla birlikte çalışıyoruz. Kimin nerede kusurlu olduğunu halk çok iyi biliyor. Bu nedenle herkes işine baksın diyorum.”