Üç gün önceydi…
Hava yağmurlu, gazetede dolanırken ESO Genel Sekreteri Volkan Günaydın’ın telefonuyla kendime geldim.
Geçtiğimiz günlerde ESO Başkanı Celalettin Kesikbaş için “AK Parti’den aday olamayınca devrimci mi oldu” başlıklı yazımı hatırlatarak, “Celalettin Bey, yurt dışında şu an da, geldiğinde sizi bir araya getirsem, bir sohbet etseniz nasıl olur” diye sordu.
Ben de “Tabi, olur siz haber verin, ben gelirim” yanıtını vererek kapattım.
Kapadıktan sonra başlıyor düşünceler…
Epey eleştirdim, daha önceki yazılarımda da bugün de…
“Biz ne konuşacağız acaba” diyerek beni bir stres sardı.
Çünkü daha önce kendisiyle sohbet etme imkanı da yakalamadım.
ESO’nun haberlerine dahi sayılı gitmişimdir.
Bu ilk olacak.
Ertesi günü buluştuk.
Muhabirimiz Tuğba Aktay ile ESO’nun yolunu tuttuk.
Organize Sanayi’de bulunan yerinde akşam saatlerinde bir araya geldik.
Samimiyetine istinaden yazıyorum ama o kadar alışmışım ki emekçi ile işçi ile röportaj yapmaya, çay ocağında iki çay içip kalkıp gitmeye, “Şimdi bu şatafatlı yerde ne konuşacağız” diyerek gerildim.
Odasına girdiğimde bizi şakacı ve gülümseyen bir tavırla karşıladı:
“Hoşgeldiniz, gel bakalım, yazıyorsun, yüzüme de söyle” dedi.
Başladık koyu bir sohbete…
O kadar şakacı tavırları vardı ki Tuğba’yı yol boyu darladım.
Çünkü kasıntı, sert birini bekliyorum, sorularım zaten malum tişört üzerine, sürekli gülen birisi var karşımda, nasıl soracağız şimdi bunları diye iki gündür dert etmişim kendime…
Rahat ortamı görünce tuhaf geldi.
Saldım kendimi…
Sürekli gülüştük.
Ve ardından sohbet anı geldi.
Başladım soruları sormaya…
İşte o anları kesmeden sizler için paylaşıyorum.
Eskişehir’de siyasi görüşünüzü herkes merak ediyor. Kimisi AK Parti’ye kimisi CHP’ye yakın buluyor. Son olarak Che Guevara tişörtüyle dikkat çektiniz. Her kesim ile iyi anlaşıyorsunuz ama açık açık kimse sizin siyasi görüşünüzü söyleyemiyor.
Bunu nasıl yorumluyorsunuz?
Bunu aslında ben birçok kanalda bu soru soruldu. Bunun cevabını da çok net verdim. Ben sosyal demokrat bir kimliğe sahibim. Bu çok net. Yani bunun tartışılır bir tarafı yok. Ama sosyal demokrat olmak demek dinsiz olmam ya da dini görüşlere saygısız olmam anlamına da gelmiyor. Ya da milliyetçi olup ya da olmamam anlamına da gelmiyor. Yani ben bir Türk milliyetçisiyim. Bir Atatürk milliyetçisiyim. Atatürkçüyüm, sosyal demokratım, bir Türk milliyetçisiyim. Ama bunun yanında bir dinim de var. Yani Müslümanım, kimliğimde ama üst seviyede mütedeyyim bir dindar değilim. Ama benim de bir dinim var ve bu dinimi bir şekilde yaşıyorum. Ateist değilim. Ben doğal olarak aslında klasik bir Türkiye Cumhuriyeti vatandaşıyım. Senin baban gibi, öbürünün babası gibi, öbürünün dedesi gibi. Baktığın zaman Eskişehirliyim. Sosyal demokratım bu çok net.
Devrimci misiniz?
(Gülüyor) Değilim tabii ki. O farklı bir şey. Ama baktığın zaman bu yani. İşin ne tarafında görürsün sosyal demokratlığı? Sol tarafında mı görürsün? Sağ tarafında mı görürsün? Bu başka bir şey. Bu ideolojik bir şey. Ama insan hakları, hukuk, adalet laikliğe inanan, özgürlüğe fazlasıyla değer veren ama bunun içerisinde eşitliğe de son derece değer veren, adaletin en üst seviyede yaşanması gerektiğine inanan, sosyal devleti savunan, böyle bir insanım. Yani bu çok net hani bunu birçok yerde de açıkladım. Bu anlamda baktığın zaman ideolojik görüşüm bu.
“Kim arabasına binerse onun türküsünü söylüyor gibi bir durumum yok"
Solcuyum diyebiliyor muyuz yani?
Yani solcusunuz diyebiliriz. Bilemem yani bu hangi taraftaysa o taraftayım. Hani ama şunu da çok net söyleyeyim. Hani sağ tarafta görünüp sosyal demokrat olan insan da çok fazla var. Sol tarafta da görünüp, sosyal demokrat olmayan insan da çok fazla var. Sosyal demokratım. Hani bunun sağ ya da sol bir ideolojiyle açıklanabileceğini düşünmüyorum. Hani o yüzden de bütün insanlarla diyalog kurmaya çalışıyorum, iletişimde olmaya çalışıyorum. Bu bazen yanlış tepiyor, bazen yanlış algılara sebebiyet veriyor. İşte herkesle iletişim halinde. Kim arabasına binerse onun türküsünü söylüyor gibi bir durumum da yok. Ama bu benim iletişim kurmamı gerektirmez yani. Toptan ne bu tarafı yok sayarım ne de bu tarafı yok sayarım. Neticede hani Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olarak sosyal demokrat insan haklarının en üst seviyede uygulanması gerektiği hatta kuzey ülkelerindeki şekliyle uygulanması gerektiğine inanan bir insanım. Sosyal demokratım. Bunu hangi arkadaşıma sorarsan sor, sosyal demokrat bir insan derler adama…
Büyükşehir adaylığı için teklif yoktu
Bir dönem AK Parti’de adınız geçmişti belediye başkanlığında. Sizce neden olmadı?
Hem AK Parti tarafında hem de Cumhuriyet Halk Partisi tarafında ya da diğer partiler tarafından Eskişehir Büyükşehir Belediyesi Başkanlığı adaylığı için hiçbir çaba sarf etmedim. Bunu da çok net bir şekilde söyleyeyim. Teklif de yoktu. Onu da söyleyeyim yani. Herhangi bir teklif de olmadı. Büyükşehir Belediye başkanlığıyla ilgili olarak söylüyorum. Bir teklif de yoktu.
Çabalamadım da uğraşmadım da
Hiç uğraşmadınız mı?
Ankara'ya gidip çabalamadım da uğraşmadım da. Uğraşsaydım olur muydu, olmaz mıydı? Onu bilmiyorum. Teklif gelseydi AK Parti'den ya da Cumhuriyet Halk Partisi'nden. Bilmiyorum bunu düşünürdüm. Ama bir teklif de gelmedi. Onu da söyleyeyim.
Aday olsaydınız, sizce seçilir miydiniz?
Aday olsaydım kesin seçilirdim. Her yerden seçilirdim. Bağımsız olarak girseydim yine seçilirdim. Ya bunlar farklı şeyler. Hani dediğimiz gibi hani olurdun olmazdın. Öyle bir durum yok zaten. Öyle bir durum yok. Ama öyle bir durum olsaydı zaten açıklardım hani teklif geldi. Kabul ettim, etmedim ama uğraşmadım bu işle ilgili de. Halk beni seviyor.
Sanayi Odası Başkanlığı’na tekrar aday olacak mısınız?Ekip olarak bir dahaki dönem tekrar aday olacağım.
Can alıcı noktaya geliyorum. Che Guevara tişörtünü neden giydiniz?
Che Guevara deyince Che Guevara devrimci bir kimlik. Hani devrimler hep söylüyoruz. Kime göre, neye göre? O yüzden hani Che Guevara'yı ben öğrencilik yıllarımdan beri okuduğum bir lider. Kendi ülkesi için demeyeyim Arjantinli çünkü ama sonradan çifte vatandaşlık almış. Hem Küba vatandaşı aynı zamanda Arjantin vatandaşı. Devrimci bir yapısı olduğu için seviyorum. Atatürk de devrimci bir adamdı. Onu da çok seviyorum. Toplumda iyilik yönünde dönüşüm sağlamak isteyen herkese saygı duyuyorum. Ama devrimleri yaparken de iyilik yönünde yapmak gerekiyor. Hani İran'da da yapılan bir devrim var. Ama o iyilik yönünde yapılan bir devrim değil. Onları sevmiyorum mesela. Hani gidip İran'a Humeyni'nin şeyini koymuyorum nedir adını sen söyle tişörtünü giymiyorum. Ama Che Guevara bugün dünyada bütün insanların kabul ettiği devrimcilerin, devrimci zihniyete sahip bütün insanların aslında önemsediği bir figür.
Siyaseti tamamen bitirdim
Önümüzdeki günlerde siyaset ile ilgili bir düşünceniz var mı?
Yok. Siyaseti tamamen bitirdim. Siyasetle ilgili hiçbir beklentim yok. Gelecekle ilgili de hiçbir tasarrufum yok. Eskişehir Sanayi Odası olarak devam edeceğim. Beni siyasetin içinde siz de bazen çok fazla görüyorsunuz. Çünkü ben bildiğimi söylemeye çalışıyorum. Yani lafımı da çok esirgemiyorum. Bunu anlatmaya çalışıyorum. Siyaseti aslında her gün hepimiz yapıyoruz Özge. Sen de siyaset yapıyorsun, Tuğba da yapıyor, ben de yapıyorum. Hepimiz siyasetin içerisindeyiz aslında. Ama sadece bunu siyasette bir kurumsal yapı içerisinde yapmıyoruz. Kurumsal yapı içerisinde yaptığın zaman oralarda parti disiplinleri var.
İyilik kazanacak Özge
Son olarak enerjiye inanıyor musunuz?
İnanıyorum tabi ki… Atom altı parçacıkları tam olarak gözlemleyemiyoruz ama beynimizde en azından oluşturduğumuz manyetik alandan bahsetmiyorum. Bilincimizi etkilemekten bahsetmiyorum, en azından kendi vücudumuzda bir dinginlik sağlıyorsun. Bu da belli meditasyonlarla oluyor. Günde 2-3 kez yapacağın çalışmalarla oluyor.
Bu güzel sohbet için çok teşekkür ederiz Celalettin Bey…
Ben teşekkür ederim. İyilik kazanacak Özge.
Özge ZAİM