Konuşmasında Türkiye’nin geleceğine ilişkin kaygılarını dile getiren Özel, “birileri kendi siyasi geleceği için ülkenin geleceğini takas yapmaya kalkıyor, bu ülkenin geleceğini Amerika’ya satmaya kalkıyor, geleceğimizi sattırmayacağız” sözleriyle tepki gösterdi ve mitingin güçlü bir sahiplenme çağrısına dönüştüğünü vurguladı. Özel, Eskişehir’in vicdanına seslenmek, gençlerin enerjisinden güç almak ve haksızlığa, hukuksuzluğa karşı ses yükseltmek üzere alanda olduklarını belirtti.
Özel, 19 Mart’tan bu yana Türkiye’de meydan meydan yürütülen mücadelede Eskişehir’in kendilerini çağırdığını belirterek, 65. eylemlerini bu şehirde gerçekleştirdiklerini ifade etti. Sabah Çağlayan’da yaşanan gelişmelere de değinen Özel, “Sabahın erken saatlerinde Ekrem İmamoğlu Başkan’ın arkadaşlarımızın yeni bir iftirayla Çağlayan Adliyesi’ne çağrılması sebebiyle programımızda yarım saatlik bir gecikme oldu. Orada, çağrımızla meydanı dolduran 10 binlerce kişiyle Ak Toroslar çetesinin karşısına dikildik” dedi.
Özel, ülkeyi seven herkesin önemine vurgu yaparak, “Alevisiyle, Sünnisiyle, mezhebi ne olursa olsun; Türkü, Kürdü, Lazı, Çerkezi, Pomağı, Göçmeni, Tatarı… Yeter ki gönlünde vatan, millet sevgisi olsun, ay yıldızlı al bayrağa aşık olsun, mavi gözlü Mustafa Kemal’in askeri olsun. Biz bu ülkeyi seven, bu ülkeye bağlı, bu ülkenin yarınlarını düşünen herkesi seviyoruz” dedi.
Eskişehir Belediye Başkanı Yılmaz Büyükerşen’e de övgüde bulunan Özel, “Eskişehir’i evladından çok seven, Bozkır’ın ortasındaki bu kenti bütün dünyanın konuştuğu bir kent haline getiren, rektörlükten belediye başkanlığına uzanan kariyeriyle hizmet eden Yılmaz Büyükerşen’in önünde bir kez daha saygıyla eğiliyorum. Hocam, görevini bırakıp çekildiğinde ne olacak diye endişelenmesin diye Ayşe Ünlüce’yi yetiştirdi ve bayrağı ona teslim etti” dedi.
19 aydır belediye hizmetlerini anlatan Özel, “Ayşe Ünlüce, Yılmaz Büyükerşen’i aratmamaya çalışıyor. Üniversiteli kız öğrencilere misafirhane, emeklilere kafe açtılar. 2 kent lokantası, 7 kilometre daha bisiklet yolu yaptılar. Pandemide kapatılmaya çalışılan aşevi, sıcak yemek isteyenlere hizmet veriyor. 65 yaş üstü hastalara evde temizlik ve bakım hizmeti, çocuklara kırtasiye ve beslenme desteği sağlandı. 272 bin ton asfalt üretildi, 70 kilometre asfalt serildi. Kırsal yollarda 231 kilometre satıh kaplama yapıldı. 7 bin çiftçiye tohum, gübre ve fide dağıtıldı. 2 milyon metrekare atıl tarım arazisi üretime kazandırıldı. 300 milyonluk yatırımla 2038’e kadar katı atık sorunu çözüldü. Halk Et ile uygun fiyatlı et satışı başlatıldı. Emek Parkı açıldı, kent ulaşımına metrobüsler geliyor” dedi.
Özel, CHP’nin Eskişehir’deki başarısına da değinerek, “Eskişehir’de 6 belediye başkanımız vardı, 8’e çıktı. Hepsiyle gurur duyuyoruz. Ama vatandaştan oy isteyip sonra sırtını dönen bir iktidar var. Ölüm yollarına dönen ilçeler arası yollar, yapılmayan çevre yolu, havalimanında tarifesiz seferler, depreme dayanıksız hastaneler ve okullar… Bu sorunları biz çözeceğiz” dedi.
Eskişehir’deki ziyaretin esas amacının nadir toprak elementleri olduğunu vurgulayan Özel, “Dünya bunu yapıyor. Çin, Amerika, Trump… Ama Türkiye’de işler farklı dönüyor. Nadir toprak elementleri 21. yüzyılın mucizesidir. Petrol bulunduğunda o yüzyılın mucizesiydi ama bu bambaşka bir mucize. Teknoloji geliştikçe bazı elementlerle devasa güçler ortaya çıkıyor. En çok Çin’de var, diğer ülkeler peşinde. Türkiye, dünyanın beşinci en büyük rezervine sahip, Eskişehir Beylikova’da” dedi.
Özel, hükümeti ve Erdoğan’ı eleştirerek, “Erdoğan Trump’a Beylikova’daki nadir toprak elementlerini ham cevher olarak vermeyi taahhüt ediyor. Altın yumurtlayan tavuğu verecekler. Eğer bunu verirsek, geleceği kaybederiz. Trump’tan bir yumurta alırız ama tavuğu kaybederiz. Bu gençlerin hayalleri yurt dışında değil, kendi topraklarında gerçekleşmeli. Teknolojisiyle gelişecek, ekonomik olarak güçlenecek bir Türkiye için bu oyunu bozmalıyız” dedi.
Özel, CHP’nin kanun teklifine de değinerek, “Nadir elementleri devlet çıkarır. Milletin malıdır. Satılamaz. Gelecekteki kalkınma için korunmalıdır” ifadelerini kullandı. Özel, “Bakın, Erdoğan vaktiyle FETÖ ne istediyse vermişti; şimdi Trump ne istediyse veriyor. Ama bugün vermeye kalktığı şey; bu hâliyle verirsek bir liraya verecek. Üretilen ürünü bin liraya değil, on bin liraya geri alacağız. Oysa bu elementlerin burada kalması, teknolojinin bu ülkeye kazandırılması şart. Kendimiz çıkartır, kendimiz üretir, kendimiz kullanırsak bir mucize olacak. Bu boynu bükük gençler — dünyanın öbür tarafında hayal kuran gençler — burada hayal kuracak. Bu ülke, dünyanın sayılı zengin ülkelerinden biri olacak; teknolojisiyle gelişecek, ekonomik varlıklarıyla güçlenecek. Ama bunun için Trump'ın bu oyununu bozmamız gerekiyor. Erdoğan'a ne diyor? “Onda olmayan bir şeyi veriyoruz,” diyor. Amerika Büyükelçisi Tombalak diyor ki: “Onun Türkiye'de meşruiyeti yok.” Yani rakiplerine darbe yaptı ya, dünyada, Avrupa'da meşruiyeti yok. Trump akıllı birisi; ona meşruiyet verecek, ondan çok değerli şeyler alacak. Bunu göreceksiniz, diyor. Son olarak Trump çıktı, “Bir yıl içinde çok fazla nadir toprak elementimiz olacak; bu kadar çoğunu ne yapacağız, ben de bilmiyorum” diyerek seviniyor ve kendisiyle övünüyor. Biz de diyoruz ki; Türkiye bu noktaya gelene kadar kanun teklifimizi yazdık. İmzaların ilkini ben attım, milletvekilleriniz attılar. Erdoğan'ın önüne koyduk. Şimdi Eskişehir'den AK Partili, MHP'li ve bu ülkeyi seven herkese sesleniyorum: Bütün AK Partililere sorun. CHP'nin kanun teklifi diyor ki; nadir elementleri devlet çıkarır, nadir elementleri devlet işler. Nadir elementler birilerine satılamaz. Milletin malıdır; gelecekteki mucize kalkınma için korunmalıdır” diye konuştu.
Erdoğan’a seslenen Özel şu şekilde konuştu: “Burası Eskişehir’in Cumhuriyet Meydanı. Burası, seçimlerde güya iddia koymaya kalkıp daha sonra boyunuzu ölçtüğünüz, Eskişehir. Ve burada herkes ayakta; nadir elementlerin satılmaması, ülkenin geleceğinin satılmaması için bir araya gelmiş ve buna direniyor. Nadir elementler bu ülkenin geleceğidir. Sana sattırmayız. Satacaksak satamaya! Erdoğan istifa diyorlar, Erdoğan istifa diyorlar. Maalesef bunların tek derdi, yapıştıkları koltukları olmuş. Bu Erdoğan öyle biri ki, vaktiyle benim yaşımdayken, kendi yaşındaki Necmettin Erbakan Hoca’ya “Yaş yetmiş, iş bitmiş” diyordu. Kendi yaşındayken rahmetli Bülent Ecevit’e “Senin yaşın memleketin sorunu oldu. Ölünce mi bu işi bırakacaksın be adam?” diye terbiyesizlik yapıyordu. Şimdi sadece ve sadece koltuğunu korumak, oturduğu koltuktan kalkmamak, orayı kaybetmemek için ülkenin bütün geleceğini feda etmeye niyetlenmiş. Ülkenin dertleriyle meşgul değil; varsa yoksa kendi derdi: iktidarda kalmak, koltuğunu kaybetmemek. Eskişehir yaşıyor, Eskişehir gülüyor. Bu ülkeyi yönetenler yanınıza geliyor mu? Hatırınızı sorabiliyorlar mı? Hayır. Çarşıya, pazara, sokağa çıkabiliyorlar mı? Hayır. Çünkü artık bu ülkenin gözünden ve gönlünden düştüler. Bu ülkeye yaşattıklarından sonra bir daha sizin yanınıza gelebilecek durumda değiller. Milyonları fakirlikte, yoksullukta eşitlediler.”





