Öncelikle basketbola ne zaman başladınız, basketbola başlama hikayeniz nasıl oluştu?
İlkokulda Beden Eğitimi Öğretmenimin yönlendirmesiyle hentbol oynadım. Daha sonra Ortaokulda yine Beden Eğitimi Öğretmenimin yönlendirmesi voleybol, daha sonra Servet Aksoy hocamızın bir seçmesiyle Ortaokulda basketbola başladım. Yıllarca da Eskişehir'de bütün kategorilerde 2 sene Bölgesel Ligde, üniversite takımlarında yıllarca basketbol oynadım.
Futbol ön plandeyken, basketbolu tercih etmenizdeki sebep neydi?
Fiziki özelliklerimden, uzun boylu olduğumdan basketbolda mümkün mertebe uyumlu sporcuların spor olduğundan seçmelerde göze battığım için voleybol basketbol daha çok uzun oyuncularını tercih ettiği sporları ben de tercih ettim.
Sizin basketbola başladığınız dönemle şu anki dönemi kıyaslama yaparsanız, nasıl değerlendirirsiniz?
(Maalesef günümüzde basketbol biraz yabancı oyuncuların tekelinde oldu)
Tabi ki bahsetmem daha farklıydı bakıldığında şöyle söyleyeyim o dönemde şu an nasıl bir gelişme oldu o dönemlerde Tabi ki biz 90'lı yıllarda Efes Pilsen'in, Ülkerspor'un başarılı olduğu yıllarda o dönemin rüzgarıyla basketbola başladım. O dönem Türk oyuncularının ön planda olduğu basketbol vardı. Maalesef günümüzde basketbol biraz yabancı oyuncuların tekelinde oldu. Bu nedenle Türk oyuncular eski önemini kaybetti. Biz Ufuk Sarıca'ların Tamer Oyguç'ların döneminin çocuklarıyız. Efes Pilsen ile Ülkerspor ile basketbolu sevdik. Tabi günümüzün basketbolu farklı daha hızı daha evrensel bir oyun oldu. Biz de buna göre kendimizi uydurmaya çalışıyoruz antrenör olarak.
Yıllarca basketbol da oynadınız. Biraz da başarılarınızdan bahsedermisiniz?
(Hep başarı odaklı takımlarda oynadım)
Başarı odaklı şampiyonluğa oynayan takımlarda oynadım. Cumhuriyet Lisesinde hep başarı elde ettik. Daha sonra Servet hocam ile 2-3 sene Bölgesel Ligde Potaspor olarak mücadele ettik. Tabi amatör ruhla o zamanki mücadelemiz vardı. Daha sonra üniversitede fakülte takımlarında da mümkün mertebe görev almaya çalışarak, hep kafayı oynayan iyi takımlarda görev aldım. Üniversite eğitimimde de basketboldan kopamadım. 5-6 sene Eskişehir'de hakem olarak görev yaptım. Daha sonra üniversitesi öğretimimi tamamlandıktan sonra da arkadaşlarımla beraber kendi kulübümüzü kurarak, 2015 yılından itibaren Elit Basketbol Akademi olarak çalışmaya devam ediyoruz.
Şu anda kendi kulübünüz var, kulüp nasıl kuruldu, kulübün kuruluş süreci nasıl geçti?
Biz 4-5 ay arkadaş, eski basketbolcu arkadaşlar olarak basketboldan kopamadığımızdan dolayı kendi kulübümüzü kurmaya karar verdik. Bir okul kulüp işbirliğini tercih ettik. O dönemde Melahat Ünügür, şu anda Ahmet Sezer yine Melahat Ünügür ile okul kulüp işbirliği şeklinde çalışmalarımıza devam ettik. En küçük kategoriden başladığımız bu maceraya şu anda U 14 kategorisi olarak devam etmekteyiz. Şu anda U 11, U 12, U 14 takımlarımız kız erkek olarak müsabakalara katılmaktayız. Eskişehir dereceleri elde etmek için mücadele ediyoruz.
Kulüp olarak kısa zamanda başarı elde ettiniz. Bu nasıl gelişti?
Türkiye'nin ilk 8 takım arasındayız. Önümüzdeki ay Haziran ayında 12-16 Haziran'da Isparta'da yapılacak Türkiye Şampiyonasına katılacağız. Oldukça başarılı iyi bir takımımız var. Açıkçası onlardan ben Türkiye derecesi bekliyorum. Yine U 10, U 11 takımlarımız Eskişehir'de Şampiyonluğu kazandı. Erkek takımlarımız yine aynı şekilde hem kulüp bazında, hem okul bazında Eskişehir'de çeşitli dereceler elde etti.
Sizce alt yapı mı yoksa sportif başarıyı mı önde tutuyorsunuz?
Günümüzde amatör spor kulüplerinin hayatını devam ettirebilmesi için bir şeylerin olması şart. Temelimiz de bir sporcu yetiştirmek, altyapıda kaliteli sporcular elde etmek istiyoruz ama hem başarı, hem sporcu kazanımını aynı anda götürmek zorundayız. Bu nedenle tabi ki başarıyı ön planda tutuyoruz ama başarılı sporcularımıza İnşallah Türk basketboluna kazandırmak istiyoruz.
Eskişehir'de basketbolda potansiyel ne yönde, yeteri kadar ilgi varmı?
(Amaç edinilerek bir oluşum başlanmalıdır)
Eskişehir'in lokomotifi futbol. Bu gerçeği bir kabul etmek gerekir. Futbolla yaşayan bir kent. Lakin dönem dönem basketbolda da başarılı olduk. Lakin bu hep bir saman alevi gibi yanıp söndü. Yıllarca 2.Ligde, Bölgesel Liglerde oynayan takımlarımız oldu ama bu devamlı olmadı. Birkaç sene içinde parlayıp söndü. Bizim bir altyapıya sıfırdan başlayan bir oluşuma ihtiyacımız var. Aslında Eskişehir 3 üniversitesi olan, genç nüfusu çok fazla olan, potansiyelli bir kent. Lakin biz belki biz antrenörler, belki biz kulüplerde bu durumda biraz suçluyuz. Alt yapıda bir alevi maalesef yakamadık. Bu sene Birey Koleji ikinci Lig'de mücadele ediyor. Bana göre bu alt yapısından sıfırdan başlanması gerekiyor. En küçük kategorilerinden sabırla 10 senelik bir planla, bir programlama ile önce Bölgesel Lig, sonra 2. Lig, sonra TBL, en sonda Süper Lig. Amaç edinilerek bir oluşum başlanmalıdır. Eskişehir'de potansiyel var. Genç nüfusa sahibiz. Burada tabi ki artık günümüzün basketbolunda maddiyatın çok çok büyük bir önem var yani Eskişehir'de aslında futbola aktarılan kaynakların bir kısmını ben basketbola aktarılması gerektiğini düşünüyorum. Sponsorların Eskişehir'in büyük firmalarının basketbola da ilgi gösterip doğru bir planlama ile 10 sene içinde birçok Türkiye'de ilçenin başardığı ama bizim gibi büyük bir kentin başaramadığı bir şeyi başarmak zorundayız. Biz en kötü ihtimalle Türkiye 2.Liginden Türkiye 1.Ligine bir takım çıkartmak durumundayız.
Ülke basketbolunu nasıl değerlendiriyorsunuz. Özellikle Fenerbahçe'nin EuroLeague şampiyonluğunu?
Euroleague şampiyonluğu gerçekten güzel oldu. Ben şu gözle bakıyorum. Her başarı bir çocuklarımızın topu alıp dışarıya gidip basketbolu oynamalı. Bu da çok önemli. Lakin bunu da kabul etmek gerekiyor. Bugün kazanılan başarılar neredeyse tamamı yabancı oyuncuların başarısıyla elde edildi. Bugün Fenerbahçe'ye Evet Euroleague şampiyon oldu ama Türk oyuncular maalesef burada süre alamadı. Ben hep alt yapı antrenörü olarak o gözle bakıyorum. Çok güzel başarı. İnşallah binlerce milyonlarca çocuk basketbol topunu alıp sahalara çıkacak, basketbol oynamaya başlayacak. Altyapıda çok büyük bir havuz, yetenekli çocuklar tekrar bu başarıyla beraber basketbol sahalar dönecektir diye düşünüyorum.
Kulüp olarak kısa ve uzun vadede hedefleriniz neler?
Kısa vadede tabiki biz alt yapı kulüplerinin en büyük sorunu devamlılık. Maalesef son zamanlarda, özellikle spor salonları ile ilgili çok sıkıntı yaşadık. Bir nevi hayatta kalma mücadelesi veriyoruz. Kısa vadede ki en önemli hedefimiz bu. Uzun vadede yetenekli öğrencilerimizi öncelikle eğitim öğretim hayatlarına en iyi şekilde basketbol sahasında değerlendirmelerini istiyoruz. Daha sona İnşallah gerçekten yetenekli öğrencilerimiz var. Ülkenin iyi takımlarından milli takımlarına nba'e bayan basketbol yine kazandırmak istiyoruz.
Alttan yetişip yükselip başka takımlara verdiğiniz oyuncular varmı?
(Çocuklarımızı 18 yaşından sonra yönlendirme şansına sahip değiliz)
Eskişehir'in bana göre en büyük sıkıntısı bu. Bizim çocuklarımızı 18 yaşından sonra yönlendirme şansına sahip değiliz. Yani bir Bölgesel Lig'de, 2. Lig'de oynayan net bir takımımız olmadığı için çocuklarımız maalesef bu dönemde kayboluyor. Bir kaç çocuğumuz Anadolu Üniversitesi'ni besliyor. Halen okulunda antrenörlüğü devam ettirmekte. Yine dışarıda üniversite eğitimini devam ettirip basketbol oynayan birçok oyuncumuz var. Bizim hedefimiz bu çocukları yetiştirip Eskişehir basteboluna kazandırmak.