HERKESE KAPIMIZ AÇIK
Türk Kızılay'ın genel hedefleri ve yürüttüğü çalışmalar hakkında bilgi verir misiniz?
Türk Kızılay'ı öncelikle şöyle kısaca bir cümleyle özetleyeyim: Toplumun dirençlerini artırmak için çalışan bir dernek. Bu dirençlilik nedir? Afete karşı dirençli olmamız, toplumun başına gelebilecek olağanüstü, pandemi gibi bir anda, daha önce çalışmadığımız zamanda oluşabilecek olaylara karşı direncimizi artırmak, eğitimsizliğe karşı direncimizi artırmak anlamına geliyor. Onun dışında her türlü toplumun başına gelecek ani olumsuzluklara karşı direnci artırmak için projeler yürütür. Köklü bir insani yardım kuruluşu. Afete müdahale ve kan hizmetlerimiz toplum tarafından en çok bilinen hizmetlerimizdir. Fakat bunun dışında biz Milli Eğitim’de de projeler yapıyoruz, kimsesiz çocuklarımıza da destek veriyoruz. Yani bu tarz toplumun dokunabildiği her yere Kızılay aslında dokunabiliyor. Kızılay hepimizin. Herkese kapımız açık. Gönüllülükle umut olmaya devam edeceğiz. Dolayısıyla 18 yaşını doldurmuş her Türk vatandaşı bizim gönüllümüz olabiliyor. Bu gönüllerimiz de "Toplumun şurada şuna ihtiyacı var" diye bir proje gelirse, biz onu da yapabiliyoruz. Kısaca Kızılay hepimize lazım.
TÜRKİYE'DE İLKLERİ SUNUYORUZ
Türk Kızılay Eskişehir Şubesi kendine has projeleri ile de oldukça öne çıktı. Eskişehir özeline gelirsek, çalışmalarınızdan bahseder misiniz?
2020 yılından beri görevdeyiz biz burada. Öncelikle biz seçildiğimizde Kızılay’ın şeffaflığını kurabilmek için “Eskişehir Kızılay Seninle.com” adlı bir site yaptık. Bu adreste sadece Türkiye’deki Kızılay’lar değil, biz varız. Bu sistem, Türkiye’nin herhangi bir yerinden birisinin girdiğinde, adresimize girdiğinde bizi her ay kimlere ne yardım yapmışız görebiliyor. Burada tabii ki yardım yapılan kişileri görmüyor; isimlerinin ve soy isimlerinin baş harfini görüyor, diğer harflerini yıldız şeklinde gösteriyor. Ama bizim ona ne verdiğimizi, yani bir zekat yardımı mı, bir gıda yardımı mı, burs yardımı mı, bunları görebiliyor. Bunu biz seçildikten yaklaşık 6 ay sonra devreye aldık ve o zamandan bu yana bağışlarımızı çok ciddi şekilde etkiledi. Bu bize özgün bir proje; şu anda hâlâ aktif olarak devam eden bir proje. Her ay, kimlere ne kadar ne yardımı yaptığımızı vatandaşımız ve hemşehrilerimiz o sistem üzerinden gelip sorgulayabilir. Bu yaz, Türkiye’de ilk kez bir Yaz Spor Okulu açtık. Dört tane okulda, iki tanesi Tepebaşı, iki tanesi Odunpazarı ilçemizde olmak üzere, dört okulun spor salonunda eğitmenlerimizle, halk eğitimimizle ve İl Milli Eğitim Müdürlüğümüz ile çocuklarımıza ücretsiz basketbol ve voleybol spor okulları yaptık. Bu Haziran’da, okulların kapanmasıyla başladı. Yaz okulumuz Ağustos’un son haftasına kadar devam etti. Velilerden ve öğrencilerden o kadar güzel tepkiler aldık ki, şimdi onu tek bir okulda Kış Okulu olarak devam ettireceğiz. Gene basketbol ve voleybol olarak başlayacağız, yine tamamen ücretsiz olacak. 300’e yakın başvuru gelmişti; 200 öğrencimiz aktif şekilde yaz okullarımıza devam etti. Umarım önümüzdeki yıllarda bu hem yaz hem kış olarak devam edecek. O çalışmamızın da Eskişehir’e özgü olduğunu söyleyebilirim. Bir diğer projemiz “Sınıftan Kalplere.” Eskişehir’de önce pilot okulumuz olarak Dumlupınar İlkokulu’nda bu projemizi yaptık. Eskiden hatırlarsınız, okullarda Kızılay Kolları olurdu. Sınıflara gittik; bizim genç Kızılay gönüllümüz ve kadın gönüllülerimiz her sınıfa birer tane Kızılay Kolu temsilcisi görevlendirdi. O temsilciliğin görevi, sınıfta bir adet gıda kolisi oluşturmak. Yani sınıftaki bir aile bir paket makarna aldı, başka bir aile bir paket salça aldı, başka bir aile bir yağ aldı. Sonra bunların hepsi bir koliye girdi ve bir yardım kolisi oluştu. Sonra biz bunları okulumuzdaki sınıflardan topladık. Görev verdiğimiz Kızılay Kolu öğrencilerinin aileleri ve kendileriyle birlikte topladıkları kolileri dağıttılar. Bu da Eskişehir’e özgü bir projeydi. Bunun da devamını belirli okullarda zaman zaman değiştirerek sürdürüyoruz. Bu, hem çocuklarımızdan hem ailelerinden güzel tepkiler aldığımız bir proje oldu. Eskişehirliler için bir diğer projemiz, cezaevinde yatan kadın hükümlülerin 0-6 yaş arasındaki çocuklarının eğitimine devam edebilmesi için kurduğumuz kreş. Ceza alan çocuklar, 0-6 yaş arası oldukları için başka bir yere gidemiyor; okul öncesi oldukları için. Bu kreşte cezaevinin içerisinde çocuklar eğitim görüyor. Bu da bize özgü güzel projelerden bir tanesiydi. Osmangazi Üniversitesi’nde “Sevgi Butik” adında bir projemiz var. Sıfır kıyafet bağışı alıyoruz ve bu sıfır kıyafetleri ihtiyaç sahibi öğrencilere... Bize sadece bilgi veriliyor rektörlük tarafından. O ihtiyaç sahibi öğrencilere bir saat randevu veriyoruz. O randevu saatinde sadece öğrencimiz içeride oluyor, başka kimse olmuyor. Beğendiği sıfır kıyafeti, kullanılmamış kıyafetin deneme kabini var; orada deniyor ve üzerine olanı alıyor, gidiyor. Bu da başka bir arkadaşının onu orada görmediği, bizim görevlilerimiz dışında onun oradan bir yardım aldığını bilen kimse olmadığı bir proje. Bu da halihazırda devam eden projelerimizden bir tanesi. Bir diğeri, şehrimizdeki büyük sanayi kuruluşlarımızın, savunma sanayindeki milli gurur olan TEI ile “Sevgi Bohçası” hazırlıyoruz. Her yıl TEI’nin kuruluş yıldönümünde. Bu Sevgi Bohçası nedir? Doğum yapmış ihtiyaç sahibi annelerimize çocuk hijyen kiti ve annenin hijyen kitini, ihtiyaç duyduğu hijyen malzemelerinin olduğu bir bohça hazırlıyoruz. Bu bohçayı da kadın gönüllülerimiz, oradaki görevlilerimizle birlikte gidip hastanelerin Kadın Doğum servisinde belirlenen ihtiyaç sahibi annelere teslim ediyorlar.
GÖNÜLLÜLÜK ÖNEMLİ
Onun dışında, Eskişehir’de genç Kızılay gönüllülerimiz... Vesileyle tekrar hemşehrilerimize sesleniyorum: Hem bize destek olmak isteyen var ise şubemize gelip destek olabilir, hem de yardım dağıtımına katılmak isteyen gönüllüler olursa o noktada da desteklerini rica edebiliriz. Çünkü az önce söylediğim gibi, 18 yaşını doldurmuş her Türk vatandaşı bizim gönüllümüz olabilir. Kızılay yeleğini giyer, bizim görevlilerimizin eşliğinde, araçlarımız eşliğinde verilen malzemeleri ihtiyaç sahiplerine ulaştırır. Bu noktada da biz hemşehrilerimizden destek alıyoruz. Her cuma bu yardımları yerine ulaştırıyoruz. İnşallah görevimiz devam ettiği sürece bunun da devam etmesini sağlayacağız. Son olarak kadın gönüllülerimizin yaptığı bir proje: “Birlikte Projesi.” Gönüllü kadınlarımız, ihtiyaç sahibi çocuklarımız için örgüler yaparak patik, bere, atkı, kışlık eldiven gibi ürünler ürettiler ve bunları daha sonra ihtiyaç sahibi çocuklarımıza dağıttılar. Bu gibi projelerimiz devam ediyor ve etmeye devam edecek. İnşallah ileride daha da güzellerini yapacağız.
KAN ACİL DEĞİL SÜREKLİ İHTİYAÇ
Kızılay için gençlere ve tüm topluma son olarak vermek istediğiniz mesaj nedir?
Şöyle, ben bunu defalarca söyledim ama tekrar sizin aracılığınızla söyleyeyim, Kızılay bir dernek, biz burada gönüllüyüz. Yani burada yöneticilik yaptığımız için herhangi bir maaş almıyoruz. Bunu neden söyledim? Şimdi Kızılay topluluklarına bakıyorum, üç üniversitede kulübümüz var Eskişehir’de. Onlaraa çok özeniyorum. Üniversiteye derslerine bir yandan gidiyorlar, bir yandan Kızılay gibi, Yeşilay gibi, gönüllülük üzerine kurulan derneklerde çalışmalar, toplum yararına çalışmalar sürdürüyorlar. Ben bunu üniversite öğrencisiyken yapamadım. Bunu ben genç arkadaşlarıma, kardeşlerimize tavsiye ederim. Çünkü inanın, öğrenciliğimde yapamamış olmama rağmen, iş hayatımın yanına buradaki görevimi ekleyerek bunu tattım. Sadece kendimiz için çalışmak değil, içinde bulunduğumuz şehir için, toplum için bir şeyler yapmak insanın motivasyonunu ve ruh durumunu çok ciddi şekilde pozitif etkiliyor. Ben ilk önce bunu genç arkadaşlarıma önerebilirim: Mümkün mertebe ne kadar imkanları varsa toplum için, kendileri dışında gönüllülük bakımından bir şeyler yapsınlar. Çünkü inanın bu insanı dinç tutuyor, hem diri tutuyor hem de manevi olarak çok rahatlatıyor. En büyük tavsiyem bu noktada o olur. Yani bu sadece ders çalışmanın yanında da toplum için bir şey yapılabilir. Ya da illa bir derneğe üye olmadan da yapılabilir. Okulda, lisede arkadaşları örgütler belki bir gün okulun çöplerini dışarı çıkartır gibi basit şeyler ama insanın sürekli iyi olduğunu, olumlu şekilde etkileyen olaylar. Bu en büyük tavsiyem olur. Bir de Kızılay’da bunu tecrübe ettim: Kan gerçekten acil değil, sürekli ihtiyaç. İnanılmaz, bazı durumlarda acil kan ihtiyacı için, ihtiyacı olan hasta yakınları telefonlarımıza ulaşıyor. “İşte şu hastalık için, bu kaza için ya da bu tedavi için bu kan lazım” diye. Bazı zamanlarda, bu ne kadar kanın acil ihtiyaç değil, sürekli ihtiyaç olduğunu anladığımız durumlar çok oldu. Kan vermeyi de toplumumuzda ve gençlerimizde bir alışkanlık haline getirmelerini öneririm. Kızılay için gençlere ve genç arkadaşlarıma önerebileceğim çok önemli tavsiyeler bunlar.
