CHP Eskişehir İl Örgütü, CHP Eskişehir Milletvekilleri Jale Nur Süllü, İbrahim Arslan, Odunpazarı Belediye Başkanı Kazım Kurt, Tepebaşı Belediye Başkanı Ahmet Ataç, Eskişehir’de üniversite okuyan öğrenciler ve çok sayıda vatandaş Yediler Parkında bir araya gelerek Ulus Anıtı’na yürüdüler. Yürüyüş esnasında sık sık; “Susma sustukça sıra sana gelecek, Atatürk’e yürü gençlik ateşi, Bu memleket bizim yobaza, faşiste bırakmayız, Gün gelecek devran dönecek AKP halka hesap verecek, Susma sustukça sıra sana gelecek, Mustafa Kemal’in askerleriyiz” sloganları atıldı.
Yalaz, gençleri kutladı!
Ulus Anıtı’nda konuşma yapan CHP Eskişehir İl Başkanı Talat Yalaz, 19 Mayıs Atatürk’ü Anma, Gençlik ve Spor Bayramını kutlayarak; “Dün, üniversiteli genç arkadaşlarımızla birlikte yürüyüş gerçekleştirdik. Üniversitenin içine girdik. Ancak Atatürk’ü Anma Bayramı gibi anlamlı bir günde, üniversite içerisinde Atatürk posteri olmadığını gördük. Üniversitedeki arkadaşlarımızın öncülüğünde verilen mücadele ve kamuoyunun sahiplenmesi sayesinde, bugün o poster değiştirildi. Yerine Atatürk’ün ve Türk bayrağının yer aldığı bir poster asıldı. Bu mücadelelerinden dolayı genç arkadaşlarımızı yürekten kutluyorum. Bugünün bir diğer anlamı da gençliktir” dedi.
Gençler durmayacak, direnişe devam edecek!
Gençlerin sokaklarda ve meydanlarda direnişlerine devam edeceğini söyleyen Yalaz; “Onlara karşı polis şiddetinden, yargının sopa gibi kullanılmasına kadar pek çok baskı yöntemi devreye sokuluyor. Ancak kimse şu soruyu kendine sormuyor: Bu gençler neden yürüyor? Neden itiraz ediyorlar? Gençler geleceğe umutsuzlukla bakıyor, çünkü bu iktidar sürdükçe umut kalmıyor. Bugün 3 bin lira KYK bursu alan gençlerimiz, 15 bin liradan aşağı olmayan kiralarla baş etmek zorunda kalıyor. Gençler üniversitelerden mezun olduklarında, genç işsizler ordusuna katılma korkusuyla yaşıyor.
Üniversite okumak kolay değildir. Beynini zorlayan, öğrenmeye aç bu arkadaşlarımız, mezun olup analarının ak sütü gibi helal olan diplomalarını aldıklarında işsiz kalma endişesiyle karşı karşıyalar. Bu ülkede yaşayan her genç, gelecekte demokratik haklarını koruyabildiği, özgürlüklerin teminat altında olduğu bir ülkede yaşamak ister. Ancak bugün iktidar, 30-40 yıl önce alınmış diplomaları bile iptal edecek kadar kazanılmış haklara ve insan onuruna saygısız davranıyor. Gençler bugün, 30 yıl sonra bir gün keyfi bir kararla diplomalarının iptal edilmemesi için yürüyor. Daha güzel bir ülkede yaşamak, bunu tesis ve temin etmek için yürüyorlar. Üstelik bu yürüyüşlerinde tamamen demokratik haklarını kullanıyorlar.
Neredeyse tüm yürüyüşlerine katıldım. En ufak bir şiddet eylemleri, etrafa zarar verme gibi girişimleri olmadı. Buna rağmen, sanki anayasaya aykırı bir eylemde bulunuyorlarmış gibi davranılıyor. Oysa Anayasa’nın 34. maddesi açık: Herkes, önceden izin almadan barışçıl gösteri ve yürüyüş yapma hakkına sahiptir. Ancak bu hakkı kullanan gençler, polis şiddetiyle ve yargı tehdidiyle sindirilmeye çalışılıyor” diye konuştu.
Tutumumuz nettir!
Cumhuriyet Halk Partisi olarak tutumlarının net olduğunu belirten Yalaz; “Bu ülkede demokratik hakkını kullanan, özgürlükten yana olan tüm gençlerimizin kayıtsız ve şartsız yanındayız. Onlara güzel bir ülkenin sözünü veriyoruz. Özgürlüklerine, hayat ve yaşam tarzlarına müdahale edilmeyecek günlerin; geleceğe umutla bakacakları, mücadelelerinin sonunda güzel bir ülkede yaşayacakları günlerin sözünü veriyoruz. Bu inançla ve bu özlemle mücadeleye sonuna kadar devam ediyoruz. Ve buradan, şu an milyonlarca insanın bulunduğu İzmir Gündoğdu Meydanı’na selamlarımızı gönderiyoruz. Bu bozuk düzeni değiştirme sözünü hem gençlere hem de tüm halkımıza veriyoruz. Bir kez daha bayramınızı kutluyorum. Bu bayramı, daha büyük ve daha güçlü günlerde; coşkuyla, ülkeyi yönetenlerin de katılacağı şekilde kutlayacağımız günlerin özlemiyle ve umuduyla hepinize saygı ve sevgilerimi sunuyorum” şeklinde konuştu.
Süllü: Asla umudumuzu kaybetmiyoruz!
Yalaz’ın ardından konuşan CHP Eskişehir Milletvekili Jale Nur Süllü; “Atamızın Türkiye Cumhuriyeti'ne emanet ettiği sevgili gençler ve vatansever, duyarlı, çağdaş şehrimin çağdaş Eskişehirlileri, sevgili hemşehrilerim, bugün 19 Mayıs. 19 Mayıs, yalnızca Kurtuluş Savaşı'nın başladığı bir gün değil; laik, sosyal ve bağımsız Türkiye Cumhuriyeti’nin temellerinin atıldığı gündür.
Atamız Türkiye Cumhuriyeti’ni kurdu ve öyle bir öngörüyle gençliğe emanet etti ki... Ne demişti o günlerde Gençliğe Hitabe’de? “İktidar sahipleri gaflet, dalalet ve hatta hıyanet içinde bulunabilirler” demişti. Öylesine bir öngörüyle...
Evet, ne yazık ki bugün öyle günlerden geçiyoruz. Ama ne yapıyoruz? Asla ve asla umudumuzu kaybetmiyoruz. Ebedi ve tek önderimiz Mustafa Kemal Atatürk’ün gösterdiği yolda, çizdiği ışık çerçevesinde yürümeye devam ediyoruz. Gençlerle, çocuklarla, kadınlarla… Umudumuzu asla yitirmeden çok güzel günleri hep birlikte getireceğiz. Bu inançla hepinizi saygı ve sevgiyle selamlıyor, bayramımızı kutluyorum” dedi.
Hiç utanmadan 19 Mayıs’ı kutluyorlar!
Süllü’nün ardından konuşma yapan Milletvekili İbrahim Arslan; “Bugün, kuşkusuz önderimiz Mustafa Kemal Atatürk’ün “benim doğum günüm” dediği çok özel bir gün. Aynı zamanda hepimizin doğum gününü ifade eden, esareti reddedip halk iktidarının, halk egemenliğinin, özgürlüğün ve bağımsızlığın meşalesinin yakıldığı bir gündür. Bu nedenle, önderimizin izinden yürüyenler olarak hepimizin doğum günü kutlu olsun. Samsun’da 19 Mayıs’ta adım atan yalnızca Mustafa Kemal Atatürk değildi. Onunla birlikte halkın kaderi, halkın umudu ve halkın geleceği de Anadolu topraklarına adım atmıştı. İşte bugün Eskişehir’in sokaklarında yürürken aslında sadece adım atmıyoruz. Önderimiz Mustafa Kemal Atatürk’ten aldığımız laik ve demokratik Cumhuriyet’in temel ilkelerine, demokrasimize ve özgürlüğümüze sahip çıkarak bu sokaklarda bir kez daha kararlılığımızı ve tutarlılığımızı haykırıyoruz. Bugün birkaç başlıkta ele aldığımızda elbette gençlerimizin de bayramı. Daha dün gençlerimizi gaz bombalarıyla boğanlar, ters kelepçelerle gözaltına alanlar, tutuklayarak Silivri toplama kampına gönderenler; bugün hiçbir utanma duygusu göstermeden 19 Mayıs’ta gençlik adına nutuklar atmaya, hamaset yapmaya çalışıyorlar.
Ülkemiz, ne yazık ki milletimizle birlikte, önderimizin deyimiyle, "fakr-u zaruret" içinde bitap bir halde. Ama işte o gençler, önderlerinin bıraktığı mirası devralarak, içinde bulundukları ahval ve şerait ne olursa olsun ayağa kalkarak; haksızlığa, hukuksuzluğa, adaletsizliğe ve antidemokratik uygulamalara karşı bu kaderi değiştirmek üzere halka önderlik ediyorlar. Geldikleri gibi gideceklerini anlayanlar korksunlar. Evet, gideceksiniz. Size o korkuyu veren Ekrem İmamoğlu’nu cezaevine koyup tutuklamış olabilirsiniz. Sizi iktidardan gönderecek Cumhuriyet Halk Partisi’ni ve Cumhuriyet Halk Partilileri diz çöktürmek için kuşatma altına alabilirsiniz. Ama biz sizden korkmuyoruz. Çünkü Ekrem İmamoğlu’nun deyimiyle: “Heyecanımız var, gençliğimiz var, her şeyi çok güzel yapacak milyonlarımız var.” Bu duygularla: Yaşasın Cumhuriyet. Yaşasın Mustafa Kemal Atatürk. Yaşasın halk iktidarı” diye ifade etti.
Başkan Ataç: Asla vazgeçmeyeceğiz!
Tepebaşı Belediye Başkanı Ahmet Ataç ise; “Sevgili gençler, bu bayram sizlere yapılmış en büyük armağandır. Ben nisan ve mayıs aylarını çok severim. Birinde 23 Nisan, birinde 19 Mayıs var. Ülkenin vizyonunu ve bakış açısını değiştiriyor bu özel günler. Mustafa Kemal Atatürk’ü sıkça anıyoruz. Bu, hepimize moral veriyor. Sevgili dostlar, Ekrem Başkan tutuklandığında ilk aklıma gelen şey şu oldu: Eğer Trump denen adam Türkiye’ye bazı suistimaller konusunda yardımcı olacaktıysa, bir alışveriş yapılmış olabilir. Ekrem’in tutuklanması bu şekilde gerçekleşti. Esasında başkana dokunamazlardı. Biliyorsunuz, 2019 yılında “ahmak” ifadesinden dolayı yargılanıyordu. 6 yıldır bu dava neden sonuçlanmadı? Çünkü daha önce Ekrem’e seçimde el koymak istediler. 13 bin farktan sonra vatandaş bu kez 1 milyona yakın farkla Ekrem Başkanı yeniden seçti. Yani Ekrem’e dokunduklarında elleri yanıyordu. Ama Trump ile bu konuda ne olduysa bilemiyoruz. İyi şeyler olmadı. Ardından Saraçhane toplantıları, Maltepe mitingleri… Gerçekten müthişti. Özellikle Saraçhane’deki akşam toplantısında genç arkadaşlarımızın sırayla kaldırımdan Saraçhane’ye yürüdüklerini görünce o kadar mutlu oldum ki... Dedim ki artık gençler sokağa çıktı. Çünkü gençler sokağa çıkmazsa, yapılan işlerin ömrü kısa olur. Ben 1968'de de çok sokakta kaldım, çok mücadele ettik. Onu hatırladım.
Bugün de bakın, gençlerimizle beraberiz. Eğer gençler bu konuda sahada olursa, hiçbir zaman bu mücadeleden vazgeçilmez. Ama gençler sokakta değilse, işler sabaha kalmadan çözülür. Bugün birkaç kişi bana, “Ekrem İmamoğlu’nun adı artık anılmıyor, bir şey mi var?” diye sordu. “Hayır,” dedim. “Yanlış biliyorsunuz, ilgilenmiyorsunuz. Bakın bugün yine bir yürüyüş var. Gelin beraber gidelim, Ekrem İmamoğlu için tezahürat edelim,” dedim. Ama bazı insanlar için bu işine geliyor, bazıları içinse gelmiyor. Sevgili dostlar, ben hiçbir şeyin sonsuz olduğuna inanmam. Her şeyin bir sonu vardır. Bu hükümetin de sonu yavaş yavaş geliyor. Ne zaman? Biraz önce başkanımızın da söylediği gibi, sandık geldiği anda bu iş tamamdır. Biz sabırla, en kısa sürede bu sandığın gelmesini sağlamalıyız. Seçime gitmeleri şart. Eğer giderlerse, inanın buralarda çok başka şeyler konuşacağız. O nedenle bu mücadeleden asla vazgeçmeyelim. Biz kararlılıkla bu yolda devam edeceğiz ve bu düzeni değiştireceğiz. Hep beraber var mıyız arkadaşlar? Hep beraber var mıyız? Yolumuz açık olsun” diye belirtti.
Kurt: Sandığı önümüze getirin!
Son olarak konuşan Odunpazarı Belediye Başkanı Kazım Kurt şu ifadeleri kullandı: “19 Mayıs, Cumhuriyetimizin kurtuluşunun temelinin atıldığı gündür. Aynı zamanda Atatürk’ün doğum günüdür. O da kutlu olsun. Bizler, Türkiye’de demokratik, laik ve sosyal bir hukuk devletinin ilelebet devamı için mücadele eden insanlarız. Bunun karşısında, farklı düşüncelerle bize saldıranlar olabilir; bizi tutuklayanlar, hapsedenler olabilir. Ancak bunların hepsi geçicidir. Esas olan, o büyük ozanın da dediği gibi, nasıl ve ne zaman geleceğini bilmeden müreffeh ve adil bir Türkiye’ye inanmaktır. Biz buna inanıyoruz. Eninde sonunda bu düzeni değiştireceğiz. Hiç kimse bunun önünde duramaz. Haksızlıklara ve adaletsizliklere “dur” diyeceğiz. Ve şunu çok net olarak söylüyoruz. Sandığı bir an önce önümüze getirin, adayınızı bir an önce çıkarın. Yoksa biz, kendi adayımızı oradan cumhurbaşkanı olarak çıkarır, Çankaya Köşkü’ne oturturuz.”