Birsen, pandemi sonrası dönemde yaşanan gelir kayıplarının, yüksek enflasyonun ve alım gücündeki keskin düşüşün esnafı derinden sarstığını ifade etti. Memur, işçi, emekli, dul-yetim gibi sabit gelir grubunun alım gücü daraldıkça, esnafın da müşteri kaybının büyüdüğünü kaydetti.
Açılan işletme oranı tersine döndü
Ekonomik sıkıntıların en somut göstergesinin iş yeri açılış-kapanış verilerinde görüldüğünü aktaran Birsen, 30 Kasım itibarıyla Eskişehir’de 3 bin 394 iş yeri açılırken bin 967 iş yerinin kapandığını açıkladı. Ancak yıllardır devam eden “yüzde 60’ın üzerinde yeni açılış” trendinin 2025’te tersine döndüğüne dikkat çekti: “Yeni açılan işletme oranı yüzde 35’e düşerken kapanan iş yerleri yüzde 55–60’a çıktı. Bu tablo, esnaf ve sanatkârın para kazanmaktan vazgeçip işletmesini ayakta tutmaya odaklandığını gösteriyor.”
Birsen özellikle hizmet sektörünün, bakkaldan berbere, lokantadan kuaföre kadar geniş bir yelpazede 2025’te ciddi kayıp yaşadığını; taşıma sektöründe ise kamyoncu ve tır esnafının kâr edemeyip sadece sermayesini korumaya çalıştığını vurguladı.
“Gurbetçi gelişi azaldı, hizmet sektörü yazı boş geçirdi”
2025 yazında beklentilerin karşılanamamasının bir diğer nedeni ise Avrupa’dan gelen gurbetçi ziyaretçilerde yaşanan belirgin düşüş: “Almanya, Belçika ve Hollanda’dan şehrimize gelen vatandaşlarımızın sayısı ciddi ölçüde azaldı. Yaz sezonuna umut bağlayan esnafımız özellikle hizmet sektöründe aradığını bulamadı.”
“Basit usuldeki esnafın gerçek usule geçişi büyük risk”
1 Ocak itibarıyla basit usul mükelleflerinin gerçek usule geçme zorunluluğunun 5–6 bin esnafı etkileyeceğini belirten Birsen, düzenlemenin yeniden ele alınmasını istedi. Birsen, “Esnaf defter tutmayalım demiyor ama yeni nesil cihazlar, elektronik defter süreçleri birçok esnaf için zaman ve kullanım kabiliyeti açısından zorlayıcı. Bilimsel değerlendirme ve teşkilat görüşleriyle daha kademeli bir vergi modeli gerekli.” ifadelerini kullandı.

“İlçeler alarm veriyor”
Eskişehir merkezinin Türkiye ortalamasının üzerinde ekonomik dayanıklılık gösterdiğini, ancak ilçelerde durumun çok daha ağır olduğunu söyleyen Birsen, kırsal göçün etkilerine dikkat çekti: “İlçelerde açılan iş yeri neredeyse yok, kapanan işletme sayısı hızla artıyor. Göçle birlikte tarım ve hayvancılık da yok denecek seviyeye geldi. İlçeleri yaşanabilir hale getirmediğimiz sürece esnafı ve üretimi korumamız mümkün değil.”
“Kira artışları ve stopaj yükü sürdürülemez”
Kış dönemine girilirken enerji maliyetlerinin desteklerin azaltılması nedeniyle arttığını hatırlatan Birsen, 2026’nın ilk aylarında esnafın daha zorlu bir döneme gireceğini söyledi.
Aynı zamanda kira stopajının kiracıya yüklenmesinin ciddi bir sorun olduğunu vurguladı: “Stopajın aşağı çekilmesi şart. Kiraların makul seviyeye inmesi için de yeni gelişen bölgelerde daha fazla iş yeri yapılmalı, rekabet yaratılmalı.” Birsen, son yıllarda 71 Evler, Ihlamurkent, Batıkent ve Aşağı Söğütönü gibi mahallelere doğru bir taşınma eğilimi olduğunu, buralardaki düşük kira ve düşük trafik yoğunluğunun esnaf için cazip hale geldiğini belirtti.
“2026’nın ilk ayları zor, ancak bahardan itibaren toparlanma umudu var”
Turizmin şehir ekonomisi için kritik olduğunu vurgulayan Birsen, nisan ayından itibaren yerli ve yabancı turist etkisiyle hareketlenme beklediklerini söyledi. Ancak bunun gerçekleşebilmesi için hükümete çağrıda bulundu: “Dar gelirli vatandaşların alım gücünü artıracak ekonomik tedbirler şart. Halk alım gücü kazandıkça esnaf da nefes alır.”
“Eskişehir’in tek avantajı: Kalifiye göç”
Birsen, Eskişehir’in ülke genelindeki ekonomik dalgalanmadan görece daha az etkilenmesinin nedenini şöyle özetledi: “Şehrimiz sürekli kalifiye göç alıyor. Mesleği olan, çalışmak isteyen, yatırım yapabilecek kişiler Eskişehir’i tercih ediyor. Bu avantajı korumalıyız.”
26 bin iş yeriyle hizmet veriyoruz
Son olarak, tüm zorluklara rağmen Eskişehir’in güçlü bir esnaf yapısına sahip olduğunu belirten Birsen: “Bugün itibarıyla 26 bine yakın iş yerimizle Eskişehir halkına hizmet veriyoruz.” dedi.




