İYİ Parti Teşkilatlardan Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Buğra Kavuncu, 81 ilde teşkilatları gezerek parti üyeleriyle şehrin sorunlarını konuşmaya devam ediyor. Bu kapsamda önceki gün Eskişehir'de idi.
İYİ Parti Eskişehir Milletvekili Nebi Hatipoğlu ve Büyükşehir Belediye Başkanı Yılmaz Büyükerşen arasındaki diyalog gündeme damgasını vurduğu için Buğra Kavuncu da bu konuda görüşlerini, daha doğrusu partisinin görüşlerini dile getirdi. Kendisi yerel teşkilatlardan sorumlu olduğu için tam da kendisinin alanı. Bu yüzden onun burada neler söylediğinin ayrı bir önemi var.
İsterseniz gelin sözlerine bir göz atalım önce:
"Bugün 44’üncü il başkanlığı ziyaretimiz. Bildiğiniz gibi Haziran ayında üçüncü olağan kongremizi yaptık. Teşkilat başkanlığı görevi bizlere verildi biz de akabinde hemen bir takvim oluşturduk bir planlama yaptık ve son dört haftadır 44 il başkanlığını ziyaret ettik. Deprem bölgesinden başladık, çok büyük bir afet yaşadık. Biz o bölgedeki yaraların sarılmasına konuya dikkat çekmek için deprem bölgesinden başladık.
Yapmış olduğumuz ziyaretlerde özellikle 14 Mayıs 2023 yılında yaşanan seçim sürecini değerlendiriyoruz. Arzu ettiğimiz neticeyi alamadık bunun sebeplerini iyi anlamamız lazım. Cumhurbaşkanlığında Millet İttifakı’nın adayını Cumhurbaşkanı yapamadık. Parti olarak da arzu ettiğimiz oy oranı değildi bu ama kıymetli de bir oy aldık. Çok önemli ve mühim bir oydu. Aldığımız oydan İYİ Parti olarak almamız gereken mesajlar var. Bunu iyi değerlendirmeliyiz. Ama benim aldığım mesaj şu, seçmen İYİ Parti’nin varlığını önemsiyor, İYİ Parti’nin Türk siyasetindeki varlığının kalıcı olması arzusunu bu seçimde bir kez daha tescillemiş oldu. Fakat 2018’deki oy oranımızı çok daha yukarıya çıkartamadık, ama aşağıda düşmedi. Buradan anlamamız gereken İYİ Parti’nin varlığı çok önemli ama bugüne kadar yapmış olduğu çalışmaları almış olduğu stratejik kararları belki biraz daha farklılaştırmaya, farklı bakış açılarına, konuları olayları farklı değerlendirmeye ihtiyacımız var ki bu arzu ettiğimiz atılımı yapabilelim.
"İYİ PARTİ'DE YEREL SEÇİMLERDE TEK BAŞINA, BAĞIMSIZ GİRME ARZUSU YÜKSEK!"
Yerel seçimlerle ilgili de teşkilatlarımız çok diri, hazırlıklarını yapıyorlar. Gezdiğim bütün il başkanlıklarımızda benim edindiğim bir intiba var, çok istekli arzulu, yaşanılan genel seçimin yarattığı bütün o yıpratıcılığa rağmen çok diri bir teşkilat yapımız var. Teşkilatlarımızın heyecanı ve isteği önümüzdeki yerel seçimlere çok olumlu yansıyacak ben buna eminim. Yerel seçimlerde en iyi neticeye ulaşacağımıza inanıyorum.
Nebi vekilim Eskişehir milletvekilimiz, kendileri kendi düşüncelerini açıkladılar. Orada net olan bir konu var, kararı verecek olan partimizin genel idare kuruludur. Ancak teşkilatlarımızda bağımsız, kendi başına hareket etme arzusu ve bu yerel seçimlere tek gitme arzusu çok yüksek bunun altını çizebilirim ben 44 il başkanlığına yapmış olduğum görüşmelerde ziyaretlerde. Kararı verecek genel merkezdir ama bir işbirliği olsun olmasın bizim teşkilatlarımız hızla yerel seçimlere her il her ilçe için belediye meclis üyeleri de dahil olmak üzere hazırlığını maksimum düzeyde yapmaktadır."
PAZARLIKLARIN SONUCU NE OLUR BİLİNMEZ ANCAK İYİ PARTİ'DE TEK BAŞINA SEÇİMİ GİRME FİKRİ HER GEÇEN GÜN GÜÇLENİYOR
Buğra Kavuncu, dolaylı olarak da olsa Nebi Hatipoğlu'nu savunmuş ama esas itibariyle yerel seçimlere yönelik teşkilatların arzusunu net bir şekilde ifade etmiş, yerel seçimlere yönelik hazırlıkların da devam ettiğinin altını çizmiş, teşkilatların arzusunu övmüş.
Peki İYİ Parti yerel seçimlere gerçekten tek başına girmek mi istiyor yoksa bunların tamamı aslında CHP ile pazarlık için bir oyun mu?
İşin aslına bakarsanız İYİ Parti'nin şu an yaşadığı en önemli sıkıntı bağımsız bir parti olma sıkıntısı. Seçimlere katılma hakları olduğu halde CHP'nin vekil aktarma oyununu göremeyen İYİ Parti, kendisini CHP'nin bir aparatı, daha sonraki dönemlerde de adeta hizmetçisi gibi hissetti. Zira 2019 yerel seçimlerinde İYİ Parti'ye tek bir büyükşehir bile vermedi CHP, bırakın büyükşehiri bir şehir belediyesini bile vermediler!
CHP'liler İYİ Parti'nin etinden sütünden tam kapasite faydalanmaya alıştılar. 6'lı masada liderini canları çektiği gibi azarlayıp tekrar masaya oturmaya zorladılar.
Nereden bakarsanız bakın CHP ile yol yürümek İYİ Parti'yi yordu. Çünkü CHP ile HDP ortak çalışıyorlardı, İYİ Parti'de direkt olmasa bile dolaylı olarak HDP ile işbirliği yapmış oldu. Bu durum milliyetçi tabanlarını rahatsız etti. Normalde artması gerektiği halde artmayan oylar HDP ile dolaylı ilişkiler yürütmek ve CHP'ye hizmet etmek için kurulmuş bir parti görüntüsünden kurtulamamak gibi nedenlerden kaynaklandı. Bu durum kafaların karışmasına neden oldu. MHP'den, dolaylı olarak HDP'nin ortağı olmak için ayrılmamışlardı!
İYİ PARTİ'NİN KENDİ KİMLİĞİNİ BULMASI ZAMAN ZAMAN TEK BAŞINA MÜCADELE ETMESİNE DE BAĞLI
Tüm bunlar İYİ Parti'nin gerçekten bir parti olmasını, parti kimliğine kavuşmasını engelledi. İYİ Parti eğer aynı şekilde devam ederse sadece seçimlerde işbirliği yapıp ufak tefek bir şeyler kazanan siyasilerin oluşturduğu ideali olmayan bir topluluktan ibaret kalacak. Bu yüzden acilen herhangi bir seçimde tek başlarına seçime girip kendi kimliklerini bulmaları gerekiyor. Bir siyasi parti geleceğini düşünüyorsa mutlaka böyle bir süreçten geçmeli. İYİ Parti kuruluşundan sonraki ilk seçimlerinde dikkat çeken bir oy aldı ama o oyu bu son seçimlerde, şartlar kendileri lehine olmasına rağmen bahsettiğimiz nedenlerden dolayı artıramadı.
İYİ Parti, parti kimliğininin netleşmesi ve yerine oturması için ilk fırsatta tek başına bir seçime girmek zorunda. Dahası 2019 seçimlerinde büyükşehir veya şehir belediyesi kendisine hiç verilmeyen CHP'ye, HDP'yi yanına alsa bile yerel seçimlerde İYİ Parti'nin desteği olmadan birçok büyükşehir ve şehir belediyesini kaybedebileceğini göstermek zorunda. Zira şu ana kadar CHP'liler "Gelin bazı büyükşehir ve şehir belediyelerini bu defa sizin adaylarınıza bırakalım" teklifinde bulunmuş değiller. Kendileri olmadan İYİ Parti'nin bir hiç olduğuna inanıyorlar ve bu yüzden İYİ Parti'ye fazla bir siyasi kazanç sağlayacaklarını düşünmüyoruz.
HA CHP İLİ GİRİP HİÇBİR BELEDİYE KAZANAMAMAK HA KENDİ BAŞLARINA GİRİP AYNI BAŞARIYI GÖSTERMEK, HANGİSİ DAHA İYİ SİZCE?
Zira İYİ Partililer CHP ile siyaset yapmanın, yol yürümenin kendileri için ne kadar zor olduğunu gördüler. CHP ile girip de hiç belediyelik kazanamamış olmak ile kendi başlarına girip aynı sonucu almak arasında bir tercihte bulunmak durumunda kalınsa herhalde tek başına girip aynı sonucu olmak daha büyük bir başarı olurdu!
İYİ Partililer tek başına yerel seçimlere gireceklerini söyleyince CHP'liler "Ama bütün belediyeleri kaybedersiniz" diye tehdit ediyorlar. Aslında "Siz ayrı girerseniz biz bütün belediyeleri kaybederiz" demek istiyorlar ama siyaseti iyi biliyorlar. Evet, Eskişehir gibi bazı yerlerde farklı ittifaklar oluyor seçimlerde. Partilerin dışında gerçekleşen. Ancak siyasi partiler bu konuda net kararlarını verince ve kendilerini temsil eden etkili isimlerle seçimlere girince o ittifaklar da işe yaramayabilir.
İYİ Parti ne şekilde girerse girsin, önümüzdeki yerel seçimlere damgasını vuracaktır. Ya CHP yeteri kadar büyükşehir ve şehir belediyesini İYİ Parti'ye devredecek ya da hemen hemen tüm şehirlerde seçimi kaybedecektir. Hele hele Kemal Kılıçdaroğlu ile seçimlere girilmesi durumunda büyük ihtimalle hem İYİ Parti hem de seçmenin bir kısmı kaybedilecektir!