Buz Ateşi
Yalı Park Balo & Davet
Eskişehir
20 Mayıs, 2024, Pazartesi
  • DOLAR
    32.24
  • EURO
    35.13
  • ALTIN
    2506.4
  • BIST
    10643.58
  • BTC
    66357$

Bilin bakalım, “İşsizlik mi işçisizlik mi?”

08 Mayıs 2024, Çarşamba 09:52

Gazetemizde yayınlanan söyleşide Eskişehir’in başarılı iş insanlarından Hasan Küpeli’nin ilginç iki tespiti var. İstihdam ve işsizlik konusundaki yaklaşımları ve tespitlerini dikkatli değerlendirmek gerektiğine inanıyorum.  Sayın Küpeli diyor ki, “Eskişehir’de ekonomi iyi durumda. Bizim Eskişehir olarak Gayri Safi Milli Hasıladan aldığımız pay 17 bin dolar civarında. Türkiye’nin ortalaması 9 bin 800-10 Bin dolar civarında. Bizde insanların gelir seviyesi yüksek. Bunu yolda gezerken de görürsünüz, halk pazarlarında da görürsünüz.  Organize Sanayi’ye gittiğiniz zaman hemen her fabrikanın önünde 5 metre uzunluğunda 10 metre kare beze yazılmış “Bizimle çalışır mısınız, işçi alınacak” diye afişler ile karşılaşıyorsunuz. Eskişehir’de işsizlik yok, işçisizlik var. Eskişehir’de işsizlik 50 adım atasıya kadar. Eskişehir ekonomisinin önü açık ve her konuda da yatırıma açık bir yer. Bize liman yakındır, demiryolumuz iyi işliyor, hava alanımız işliyor güzel işliyor. Bunlar işlediği içinde Eskişehir ekonomisinin çok daha iyiye gideceğini görüyorum. Eskişehir yarınına iyi baksın, güzel baksın.”

Bir kere işçisizlik konusunu tam olarak bilmiyorum ama organize sanayi bölgesinde pek çok sanayi kuruluşunun önünde vasıflı-vasıfsız eleman afişlerinin olduğu biliyorum. Bu konuyla ilgili olarak şöyle bir gerekçesi var. Gerekçesinde “Eskişehir sanayisi doymuş durumda, Bin 800’e yakın irili ufaklı sanayi kuruluşu var. Eskişehir dışarıdan göç yok. Dolayısıyla eleman sıkıntısı da ortaya çıkıyor” diye izah ediyor. Eskişehir gerçekten son yıllarda dışarıdan nitelikli, niteliksiz göç alan bir şehir değil. Bu bağlamda yaklaşımları son derece doğru. Ayrıca pek çok meslek örgütü temsilcisinin söylediği “iş beğenmemelik var” tabirine bende katılıyorum. Elbette işe ihtiyacı olan her türlü işte çalışır. Ancak bugün ülkemizde baraka üniversite sayısını arttırıp herkesi diploma sahibi yaptığımız için ara eleman ihtiyacını karşılayacak bir potansiyelimiz olmuyor.

Türkiye’de bir zamanlar meslek liseleri çok kıymetli okullardı ve insanlar oraya girebilmek için sınava girer ve nitelikli puanlar alarak buralarda eğitim alabilirlerdi. Ne yazık ki zaman içerisinde meslek liselerinin önemini azalttığımız ve buralardaki eğitim kalitesini muhafaza edemediğimiz için ne yazık ki uzun yıllar ihmal edilmiş eğitim kurumlarına döndürdük. Hatta öyle dönemler oldu ki çocuğunu meslek lisesine gönderenler eziklendi, meslek lisesine giden çocuklar bu toplumun en haylaz, en yaramaz, en az zeki insanları gibi bir algı oluşturuldu. Halbuki üreten insanın değerini anlayana kadar öyle zaman kaybı yaşadık ki.

Bugün nitelikli meslek liselerinden mezun olan çocuklarımızın üniversite mezunu niteliksiz diplomalı çocuklarımızdan daha çok aranır hale geldiklerini görüyor ve biliyoruz. Eskişehir’de OSB Yönetiminin girişimleri ile açılan mesleğe ve istihdama yönelik meslek lisesinin yanında Turgut Reis, Ali Güven, Atatürk Endüstri Meslek,  Yunus Emre, Sabiha Gökçen gibi Mesleki ve Teknik Anadolu Liseleri, gerçekten önemli hamleler yaptı diyebilirim. Zira buralarda okul yönetimlerinin yasa ve yönetmeliklerin  kendilerine sağladığı fırsatları çok iyi değerlendirdiklerini ve meslek liseleri bakımından yeni bir dönemin kapılarını araladıklarını söyleyebilirim.

 Sadece Eskişehir’in değil Türkiye’nin önündeki en büyük engel konumuna gelmeye başlamış bir “İŞÇİSİZLİK” kavramından söz edebiliriz. Ancak bunun ana nedenlerinden birisi de fabrikalarda uygulanan ücretlendirme politikaları gösterilebilir mi diye de düşünmeden edemiyorum. Sayın Küpeli’nin de konunun çözümü için önerdiği robotlaşma fikrine de katılıyorum.

Yorumlar

  • yorum avatar
    Ahmet Semih Tekin
    08-05-2024 16:23

    Aynıyla vaki...

Yorum Yazın

E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar ile işaretlenmişdir.