Bingöl, “Öncelikle şunu açıkça ifade etmem lazım: 2026 için verilen bu asgari ücret insan haysiyetine ve onuruna yakışmıyor. En önemli cümle budur” dedi. Ülke kaynaklarının doğru kullanılmadığını savunan Bingöl, “Bu ülkenin kaynakları maalesef israfa, faize ve yolsuzluğa aktarıldı. 2026 bütçesinde faize ayrılan pay 2 trilyon 740 milyar lira. Türkiye bugün açıkça faiz kıskacı altındadır” ifadelerini kullandı.
Asgari ücretin sadece işverenin sırtına yüklenmemesi gerektiğini belirten Bingöl, devletin sorumluluğuna dikkat çekti. “Asgari ücreti işveren veriyor. Biz Saadet Partisi olarak işverenlerin ücreti artırmasını savunurken, devletin de işveren üzerindeki yükü azaltması gerektiğini söylüyoruz” diyen Bingöl, mevcut tabloda işverenin 28 bin liralık ücretin üzerine yaklaşık 12 bin lira sigorta ve vergi ödediğini hatırlattı.
Bu yüklerin kaldırılması halinde ücretin fiilen artacağını ifade eden Bingöl, “Devlet bu 12 bin liralık sigorta ve vergi yükünü almamalı. Almadığı zaman ücret zaten 40 bin liraya yaklaşır. Evet, 40 bin lira da çok ideal bir rakam değil ama bugün açlık sınırı 30 bin lira civarında. En azından 40 bin lira olmalıydı. Biz parti olarak zaten 38-40 bin lira bandını öneriyorduk” diye konuştu.
Hükümetin yaklaşık yüzde 27 oranında zam yapacağını önceden öngördüklerini söyleyen Bingöl, “Bu oranın yetersiz olacağını da ifade etmiştik. Ücretin içinden alınan yaklaşık 12 bin liralık sigorta ve vergi yükünden vazgeçilmeliydi” dedi.
Zam açıklamasının ardından piyasalarda yaşanan fiyat artışlarını da eleştiren Bingöl, “Daha maaşlar ödenmeden, insanların eline para geçmeden bazı marketlerde zamların başladığını görüyoruz. Ocak ayında ödenecek maaşlara en az 45 gün var. Buna rağmen şimdiden zam yapılması kabul edilemez” ifadelerini kullandı.
Bingöl, Ticaret Bakanlığı’na çağrıda bulunarak, “Bu konuda denetimlerin artırılması gerekiyor. Her ücret artışında marketlerin otomatik olarak zam yapması artık kronik bir sorun haline geldi. Bakanlık üzerine düşeni yapmalı” diyerek açıklamasını tamamladı.
