CHP'de her gün yeni bir skandal patlak veriyor. Gelişmeleri takip etmekte zorlanıyoruz bir gazeteci ve yazar olarak. Partide değişim isteyenleri deyim yerindeyse "hain" olarak gösterebilmek adına hemen her şey yapılıyor.
Hani değişim isteyenler boş yere bunu istiyor olsalar değişimi dillerine dolayanlara saldıranları da anlayacağız ama adam girdiği tüm seçimleri, o kadar ittifaklara rağmen, kaybetmiş. Sadece önceki yerel seçimde kısmi olarak ittifaklar sayesinde birkaç büyükşehir kazanmış. Bunun dışında en küçük bir başarısı yok. Tarihin en olumsuz koşullarında seçime giren iktidar ve ortakları hem Mecliste çoğunluğu elde etmiş hem de Cumhurbaşkanlığını kazanmış, muhalefet Kemal Kılıçdaroğlu'nun kendi isminde ısrar etmesi nedeniyle şanlı bir seçim yenilgisi daha almış!

BÜYÜKERŞEN, CHP'DE HER TÜRLÜ BAŞARISIZLIĞA RAĞMEN DEĞİŞİM DİRENENLERİN SAFINDA YER ALDI
Doğal olarak, yani Kemal Kılıçdaroğlu'nun Erdoğan karşısında 10. kez yenilmesinden sonra kendisinin istifa etmesi, CHP genel başkanlığını bırakması isteniyor. O da ipe un seriyor, değişime direnen zihinlere bağdaş kurmuş öküz için iğde dalına yuva yapıyor falan filan!
Tabi ki dışarıdan seyretmesi çok keyifli. Şu ekonomik enkaz olması emin olun Erdoğan tatiline çıkar, açar televizyon kanallarını CHP'deki gelişmeleri keyif içinde izler, tatilin tadını çıkarırdı!
Tabi CHP'deki değişim arzusu üst düzeyde. Elbette değişimi kendi pozisyonları, çıkarları için hoş karşılamayanlar da var. Bunlar Kılıçdaroğlu'nun etrafında fır dönüyorlar, akşam sabah sosyal medyadan değişim isteyen CHP'lilere saydırıyorlar.
Tartışmanın Eskişehir'i ilgilendiren bir yönü de var. CHP'deki değişim tartışması uzadıkça Eskişehir'de değişim yönünde düşünceler de daha fazla zihinlerde yer alıyor. Bu da bu değişim talebinden en olumsuz etkilenecek isim olan 86 yaşındaki Yılmaz Büyükerşen'i rahatsız ediyor!

BÜYÜKERŞEN DEĞİŞİME EVET DESE ADAY OLMAMASI GEREKTİĞİ GİBİ BİR GERÇEKLİKLE KARŞI KARŞIYA KALACAK, BU YÜZDEN KARŞI!
Bakın Yılmaz Büyükerşen gibi bir isimden tüm CHP'liler değişimden yana tavır bekler değil mi? Olması gereken de bu değil midir? Bizce öyledir. Peki bu gerçekliğe rağmen Büyükerşen neden değişimin yanında değil de karşısında bugün?
Bunun tek ve basit bir sebebi var: Değişim isterse kendisinin de artık koltuğunu bırakması, bir daha aday olmaması gerekir. Ama kendileri yaşı ilerledikçe adeta daha fazla aday olmak istiyor ve bu yüzden değişim taleplerini duydukça canı sıkılıyor, morali bozuluyor!
Bu yüzden CHP'deki değişim taleplerini, değişime direnen diğer birçok CHP'li yönetici gibi (ki içlerinde 6-7 dönemdir milletvekili seçilenler var, adeta partiyi babalarının çiftliği haline getirmişler, neden değişim istesinler ki!) CHP'yi bölme, parçalama girişimi gibi yansıtmaya çalışıyor. Tabi bunları pek yutan kimse yok. Ancak Büyükerşen'in de CHP'ye otağını kurmuş birçok isim gibi, yapabileceği başka bir şey yok.

KAZIM KURT CHP'Lİ SEÇMENİN NABZINI ARTIK BÜYÜKERŞEN'DEN ÇOK DAHA İYİ OKUYOR
Hem Kılıçdaroğlu hem de Büyükerşen'e karşı Odunpazarı Belediye Başkanı Kazım Kurt'un duruşu siyaseten incelenmesi ve takdir edilmesi gereken bir durum. Kurt, toplumun nabzını Büyükerşen'e nazaran daha iyi okuyan bir isim. Diyeceksiniz ki "Büyükerşen de okuyamaz mı, o daha iyi okur!"
Elbette okuyabilir ancak okumak yeterli değildir. O konuda ön alabilmek önemlidir. İşte Kazım Kurt bunu yapıyor. Evet, Kazım Kurt bunu yaparken önemli riskler de alıyor; Kılıçdaroğlu devam ettiği takdirde büyük ihtimalle Odunpazarı Belediye Başkan Adayı gösterilmeyebilir bir daha, aynen Ekrem İmamoğlu'nun İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan Adayı gösterilmeyebileceği gibi!
Kazım Kurt kısa bir süre önce bir basın toplantısı yaptı. O toplantıda kendisine CHP'deki değişim talepleri ve buna karşı direnenlerin sergilediği tutumlar, bu arada Yılmaz Büyükerşen'in tavrı da soruldu.

DEĞİŞİM TALEBİNDE BULUNANLARI CHP'Yİ PARÇALAMAKLA YAFTALAMAK BİZE HİÇ DE DOĞRU GELMEDİ
Yılmaz Büyükerşen'in "CHP’yi bölmek, parçalamak istiyorlar" sözlerine karşılık Kazım Kurt "CHP'yi şimdiye kadar kimse bölemedi, inşallah bölünmez. CHP içindeki siyasi tartışmaları bölünme adı altında bastırmaya çalışmak doğru bir yaklaşım değildir. Biz kongre sürecinin başladığı dönemde, genel başkanın da tüzük tartışmasını açtığı bir dönemde herkes CHP ile ilgili düşüncelerini anlatabilir. Bundan bölünme değil, bütünleşme çıkar. Ben ona katılmıyorum" dedi.
Kurt, Büyükerşen'in "İttifak sağlanamazsa yerel seçimlerde işimiz zora girer" sözleri ile ilgiliyse "CHP’de hassas bir dönenden geçiliyor. Cumhuriyet Halk Partisi seçim sonuçlarını düzgün okumalıdır. Seçim sonuçlarındaki yorum, tahlil hatası bize gelecek seçimleri kaybettirir. Bizde yıllardan beri Cumhuriyet Halk Partisi’nin kaybettiği seçimlerden sonra doğru bir değerlendirme yapmadığı için bugünkü sonuçları aldığını iddia ediyoruz. Yılmaz Hoca’mın düşüncesi benim de düşüncemdir. Ben zaten daha önce onu söylemiştim. Herkes hesabını doğru yapmalı” diye konuştu.

BÜYÜKERŞEN DE KAZIM KURT'UN İFADE ETTİĞİ RİSKİ NİHAYET FARK ETMİŞ GÖRÜNÜYOR
Burada iki önemli husus var. Bunların en başında Yılmaz Büyükerşen'in de nihayetinde Kazım Kurt'un "İttifak sağlanamazsa seçimi kaybedebiliriz" sözlerine gelmiş olması yer almaktadır. Büyükerşen de seçimden mağlup ayrılma riskini nihayet hissetmiş durumda. Aslında bu CHP açısından iyi rakip partiler açısından kötü oldu; Büyükerşen ve Tepebaşı Belediye Başkanı Ahmet Ataç kendilerinden emin vaziyette Kılıçdaroğlu'nu desteklemeye devam etselerdi daha iyi olurdu!
Diğer yandan Kazım Kurt'un "CHP içindeki siyasi tartışmaları bölünme adı altında bastırmaya çalışmak doğru bir yaklaşım değildir" tespiti oldukça yerinde. CHP bu tür tartışmalarla, hatta zaman zaman kavgalarla kendi canlılığını koruyabilen bir parti. Bu tartışmalar CHP'nin genlerinde var. CHP'nin genlerinde olmayan şey ise değişim, Kazım Kurt ise bunun için uğraşanlar tarafında!

KAZIM KURT'U HARCAMAYA KALKARLARSA İŞTE O ZAMAN CHP ESKİŞEHİR'DE SEÇİM KAYBEDER!
Aslında bu iki ismin durduğu yer tam tersi olsaydı bizlerin şaşırmaması gerekirdi. Yani Büyükerşen değişim talebinde bulunmalıydı CHP'de ve Kazım Kurt da buna karşı durmalıydı. Ne var ki durum tam tersine. Büyükerşen gibi ismi ülkenin çoğu yerinde bilinen bir isme değişimin önünde durmak bizce hiç yakışmadı!
Peki ne olur bunun sonunda?
Çok da bir şey olmaz. Bizim düşüncemiz Kazım Kurt da tekrar Odunpazarı Belediye Başkan Adayı yapılır, riske girilmez. Nihayetinde Kazım Kurt Eskişehir'de parti örgütleri üzerinde Büyükerşen'den ve Ataç'tan çok daha etkili. Kurt'un feda edilmeye kalkışılması CHP'ye Eskişehir'de ne var ne yok kaybettirir. İnanmayan varsa bir denesin!