Bayramınız nasıl geçti. Bayramda çocuklaşabildiniz mi? Çocuklar gibi şeker toplayabildiniz mi? Komşularınızla bayramlaştınız değil mi? Akrabalarınızı ziyaret edip gönül aldınız, büyüklerin ellerinden küçüklerin gözlerinden öptünüz değil mi?
Şaka bir tarafa bayram umarım gönlünüzdeki bayramlar gibi geçmiştir. Ben bayramlarda en çok huzur evlerinde kalan “acaba bir gelenimiz olacak mı?” diye bekleşen yaşlılarımızı, çocuk yetiştirme yurtlarında, yuvalarda barındırılan devletin şefkatli ellerine emanet edilen yavrularımızı merak ederim. Medyada en çok ilgimi çeken haberlerde devletin etkili ve yetkili kişilerinin buralara yaptıkları ziyaretler ile ilgili olanlardır. Zira toplumun en masum ve en mağdurları oralarda barınanlarımızdır. Onlar aslında sadece devlete değil, hepimize toplumsal birer emanettir. O emanetlere sahip çıkmak, destek olmak her birimizin esas görevleri arasındadır.
Elbette akrabalarımızla, sevdiklerimizle, komşularımızla bayramlaşmak, helalleşmek, kucaklaşmak önemlidir. Ancak unutmayalım ki biz hep birlikte bir milletiz. Bayramlar bizim kucaklaşmamız, barışmamız, kardeş ve millet olduğumuzun farkındalığının ortaya çıktığı müstesna günlerdir.
Ben şahsen şeker toplayan bir çocuk gördüğümde aklım hep yuvalara, çocuk yetiştirme yurtlarına gider… Eli öpülesi bir yaşlı gördüğümde de huzur evlerine takılı kalırım. Zira bayram hepimiz için olduğu kadar onlarında en temel haklarındandır. Bayramlar bizlerin hem insani ve duygusal taraflarını ortaya çıkarır, hem gönüllerimizi yumuşatır hem de sorumluluklarımızı hatırlatır.
Ben bayramda yeterince şeker toplamaya fırsat bulamadım. Umarım sizler bulmuşsunuzdur. Tek bir şeker yüce gönüllü, merhamet dolu bir yürek demektir. Yüreğiniz büyük, gönlünüz her daim geniş olsun. Her gününüz bayram olsun.