Birkaç gün önce evde lazım olan bir ürünü zincir marketlerin birinin bize yakın olan mağazasında bulamayınca biraz daha uzakta olan mağazasına gitmeye karar verdim. Dönüşte Çamlıca Mahalle Muhtarlığına yakın bir yerden Birlik Caddesi'ne doğru bir ara sokaktan yürümeye başladım.
Herhalde bir yüz metre kadar yürümüştük ki bir anne ile kızının eski bir binanın birinci katındaki kiralık ilanına baktıklarını gördük. O arada kira konusunda yetkili kişi arandı. Bu arada kiralık 3+1 dairenin tam karşısında oturan bir kişi binanın 50 yaşında olduğunu söyledi. Telefon görüşmesi de uzun sürmedi. Telefonda görüşen bayan, kendisi ile konuşan şahsa kiranın 11 bin TL olduğunu söyledi. Orada ayaküstü yapılan değerlendirmede kiranın böyle bir bina için çok olduğunu söylediler. İşin doğrusu ben de çok şaşırmıştım. Zira bizim bulunduğumuz bina henüz yeni yapılmaydı ve benzer büyüklükteki dairelerin en son 5 bin-7 bin TL civarında kiraya verildiğini duymuştuk. Ancak aradan geçen birkaç ayda fiyatlar demek ki fırlamıştı.
SOSYAL MEDYA PAYLAŞIMIMIZA GELEN TEPKİLER BİZİM DE KENDİMİZİ GÜNCELLEMEMİZE SEBEP OLDU
Tabi Çamlıca Mahallesinde 50 yıllık olduğu söylenen 3+1 bir konuta yaklaşık olarak bir asgari ücret kira istenmesine ilk anda şaşırdık. Sosyal medya hesabımızdan kiranın kaç TL olabileceğine dair paylaşım yapıp takipçilerimizin tepkilerini ölçmeye çalıştık.
Evet, istenen kira miktarından düşük bir-iki tahmin de vardı ama çok büyük bölümü çok daha yüksekti. Bu kadar insan yanılıyor olamazdı ve bunun üzerine hemen internette araştırmaya başladık. İşte o zaman gördüğümüz rakamlar bizi gerçekten şaşırttı ve üzdü!
Örneğin Deliklitaş Mahallesi Hamamyolu Caddesi yanı kombili 3+1 daire için 10 bin TL isteniyor. Burası da 30 yaş üstünde, belki de 50 yaşındadır, o tarafı belli değil. Doğalgazlı bir daire imiş.
Sonra Mustafa Kemalpaşa Mahallesinde 16-20 yıllık 3+1 bir merkezi ısıtma-pay ölçerli daire 9 bin 600 TL.
Kırmızı Toprak Mahallesinde 3+1 daire gördük 7 bin TL'ye. Doğalgaz kombili, 130 metrekare, 16-20 yaş arasında bir daire.
Tabi bunlar şehrimizdeki en düşük ve oldukça az bulunan kira bedelleriydi. Fiyatların büyük bölümü Çamlıca Mahallesinde yazımıza konu olan daireden çok daha pahalıydı.
Hele hele Batıkent'te site içi 3+1 daire vardı, 26 bin TL. Kirayı görünce dudağımız uçukladı.
BUGÜNÜN ŞARTLARINDA EVİ OLMAYANLAR BİR VEYA BİRKAÇ ASGARİ ÜCRETİ SADECE KİRAYA AYIRMAK ZORUNDA KALIR!
Ancak Osmangazi Üniversitesi civarındaki bir sitede 30 bin TL'ye bir başka kiralık ilanı gördük. Ancak rekor Karabayır'da 3+1 villanın kiralık fiyatıydı: Tamı tamına 36 bin TL!
Özetlemek gerekirse Eskişehir'de kira fiyatları 1-3 asgari ücret arasında dolaşıyordu. Nadiren asgari ücretin altında da kiralık daire kalmıştı. Muhtemelen 2+1 ve 1+1 gibi dairelerin kiraları da bu fiyatlara paraleldi ve çok az düşüktüler.
Biraz da 2 odalıların fiyatlarına göz gezdirdik. En caziplerinden birisi İstiklal Mahallesinde yıllık kirası 70 bin TL (aylık 5 bin 833 TL) olanıydı. 26-30 yaş arasında ve kombiliydi.
Ancak Çamlıca Mahallesinde sobalı eski bir daire vardı (31 yıl üzeri) 100 metrekare. Bahçe katıydı ve 4 bin TL kira isteniyordu. Sonra fiyatlar hızla artmaya başlıyordu. 25-30 bin TL'ye bile 2+1 daireler vardı. Dahası 2+1'lerin önemli bir bölümü 15-20 TL fiyat aralığındaydı.
Daha küçük konutların kira bedellerine bakmamaya karar verdik. Zira rakamlar birkaç ay içinde öyle bir fırlamıştı ki bugünlerde kiralık bulmaya çalışan dar ve sabit gelirliler psikolojik olarak rahatsızlık yaşayabilirlerdi.
İnanın gördüğümüz rakamlar bizim de psikolojimizi bozdu. Zira kendimizi başkalarının yerine koyduk.
Sadece bir asgari ücreti ortalama bir ev için kara vermek zorundasınız!
BİR ASGARİ ÜCRET KİRAYA, BİR ASGARİ ÜCRET MUTFAĞA, BİR ASGARİ ÜCRET DE DİĞER HARCAMALARA DESEK... ALLAH YARDIMCIMIZ OLSUN!
Bu evin ortalama bir asgari ücret de mutfak masrafı olur rahat diye düşünüyoruz.
Bu evin faturaları, yarın bir gün doğalgazı vesairesi derken en az bir asgari ücrete daha ihtiyacı olur diye düşünmeye başladık.
Sizin anlayacağınız bizim daha çok marketlerde takip ettiğimiz fiyatlar emlak dünyasında çok daha hızlı artmış. Elbette bunda ülkedeki mülteci ve göçmenlerin hızla artması, Maraş-Hatay depremi ile milyonlarca insanımızın evsiz barksız kalması gibi hususların da etkisi oldu. Ancak bir inat uğruna, daha önce deneyip ülkenin büyük zarara uğradığı görülmesine rağmen, enflasyonun hatırı sayılır şekilde altında kalan politika faizlerinin düşürülmesi, 3 aylık bir sürede dövizin 3 katına çıkmasına, dolayısı ile hemen her şeyin fiyatının birkaç ay içinde 3-4 katına çıkmasına vesile olan süreç yüzünden buralara kadar geldi kira fiyatları! Yanlış ekonomi politikalarının neticeleri görüldü ve yeni bir ekonomi yönetimi oluşturuldu ama o süreci geride bırakmak mümkün olmadı ve olması da çok kolay olmayacak görünüyor.
İŞYERİ KİRALARI O KADAR YÜKSEK ARTMADI BELKİ AMA ZATEN KÜÇÜK İŞLETMELER BU MALİYETLE AYAKTA KALAMIYOR!
Çamlıca Mahallesinde 3+1 evini 11 bin TL'ye kiraya vermek isteyen vatandaşımıza en küçük bir kusur bulmuyoruz. Bunun böyle bilinmesinde fayda var. Çünkü bu ülkede fiyatlar döviz fiyatlarının önünün tutulamaması nedeniyle fırlayıp gitti. Çünkü TL'nin değer kazanmasını sağlayan politikalar, ihracatımızın düşük TL döneminde artacağı düşüncesi nedeniyle tamamen terk edildi. Paranın değeri kalmayınca her şeyin fiyatı rakamsal olarak hızlı bir şekilde katlandı.
Şu halde bize sorarsanız 11 bin TL kira mı çok, ne diyeceğimizi bilemeyiz. Ancak asgari ücretle karşılaştırdığımız zaman "Acaba asgari ücret mi az?" diye bir soru kafamızı kurcalamıyor değil.
Çünkü bir de iktidarın açtığı fırsat yolunu son hızla geçmeye çalışanlar oldu. Bir de fırsatçılarımız zam üstüne zam yaptılar ve birbirleriyle bu konuda yarıştılar. Demek ki bu ülkenin insanlarına da fırsat vermeyeceksin. Ama tabi evinin hakkı olan kira her neyse onu isteyene de bir şey demeyeceksin, her şeyin fiyatı yüzde 50-60 artarken "Sen kiranı yüzde 25 artırabilirsin" demeyeceksin. Zira deseniz de demeseniz de kiralar uçup gidiyor, ev sahibi-kiracı arasında yaşanan kavgalar ve hatta cinayetlere varan hadiseler yaşanıyor.
İşyeri kiralarında durum bu kadar vahim değil, daha makul artışlar yaşandı, yaşanıyor orada. Çünkü çok batan var, çok kapatan var. Asgari ücretin, yemek ve ulaşım maliyetlerinin katlanması ile birçok işletme artık kolay kolay birilerini çalıştıramıyor. Fabrikalar, büyük işletmeler şimdilik adeta katlamalı artan üretim maliyetlerini karşılayabilseler de bunun böyle çok fazla gidemeyeceği net bir şekilde görünüyor.
İktidar ekonomi politikaları konusunda makul olmayı bir süreliğine bıraktı ve ülkenin geldiği nokta ortada. Fırsatını bulan çok büyük kazançlar sağladı, kimileri çok büyük vurgunlar yaptı. Olan da dar ve sabit gelirlilere oldu!