Eskişehirspor’da bu hafta tek bir konu var. Bursaspor maçı. Tam 60 yıllık bir rekabetten söz ediyoruz. Dile kolay… Yıllar boyunca kimi zaman tribünde, kimi zaman sahada yaşanan büyük heyecanlar, unutulmaz anlar. Ve şimdi, tam 4 yıl aradan sonra hazırlık maçında da olsa bu iki köklü kulüp yeniden karşı karşıya geliyor.

Keşke resmi bir lig maçı olsaydı… O zaman heyecan bambaşka olurdu, biliyorum. Ama olsun, her şeyin bir zamanı var. Biz o büyük günleri yeniden göreceğiz. Şimdilik elimizde böyle bir buluşma var, o da bize yetiyor.

Eskiden Eskişehirspor – Bursaspor maçı dendi mi, sadece Eskişehir’de ya da Bursa’da değil, tüm Türkiye’de futbolseverler ekran başına kilitlenirdi. Anadolu Derbisi dedikleri tam olarak buydu işte. Mücadele vardı, tutku vardı, saygı vardı. Bu Cumartesi de yine o ruhu göreceğimizden hiç şüphem yok.

Maçın canlı yayını olacak mı henüz bilmiyorum. Ama içimden bir ses, mutlaka bir kanalın bu karşılaşmaya yer vereceğini söylüyor. Biz zaten Bursa’da olacağız. Hem sahadaki futbolu hem de tribünlerin havasını yerinde göreceğiz. İki takımın da son durumunu mercek altına alacağız.

Dileğim çok net. Önce dostluk, sonra Eskişehirspor’un galibiyeti. Bu camia her zaman ayakta kaldı, her zaman inandı. Taraftarının yüzünü güldürecek bir galibiyet kadar güzel bir hediye olamaz.

Bir de tribünler… Ah o tribünler. Eskişehirspor taraftarı hangi ligde olursa olsun takımını yalnız bırakmaz. Şarkılar, marşlar, tezahüratlar… Cumartesi günü bir gözüm sürekli orada olacak. Çünkü bazı maçlar sahada oynanır ama tribünde de kazanılır.