Yıllardır Eskişehir’in en meşhur yerlerinden biri…
Kurtuluş Pazarı.
Adı Kurtuluş ama kendi yıllardır esaret altında gibiydi.
Ne bir çatısı vardı başını sokacak, ne zemini vardı düşmeden yürünecek.
Pazarcı esnafı, “Yağmurda akan çatının altında domates satıyoruz, müşteriler çilek mi ayıklıyor çamurda mı yüzüyor belli değil” diye diye dert yanıyordu.
Vatandaş desen, pazara gitmeden önce dua ediyordu:
“Allah’ım kaymadan düşmeden eve varmayı nasip et!”
Ama sonunda...
Bir mucize oldu!
Kimse kavga etmedi.
Kimse “Sen yapamazsın!” demedi.
Kimse “Bu bizim dönemimizde olacak” diye diretmedi.
Şaşıracaksınız ama...
Herkes anlaştı!
Evet, şaşkınlıkla karışık bir sevinçle izledik.
Eskişehir Büyükşehir Belediye Başkanı Ayşe Ünlüce ile AK Parti İl Başkanı Gürhan Albayrak, el ele verip Kurtuluş Pazarı’nın temelini attı.
Dile kolay, bu ülkede aynı masada oturup proje konuşan siyasetçileri görmek neredeyse nesli tükenmekte olan Anadolu parsı görmek kadar zor.
Bu tabloyu gören Eskişehirliler önce gözlerine inanamadı.
“Yok, canım, fotomontajdır” diyenler oldu.
Ama yok, gerçekti.
Ben şahidim, vallahi!
Tören yapıldı, temel atıldı.
Bu ülkede genellikle sorunları çözmek için kavga çıkar, kavga çözülünce de herkes birbirini suçlar. Ama bu kez kavga yok, suçlama yok, sadece bir “birlikte başarma” hikâyesi var.
İtiraf edeyim, köşe yazarlığı genelde “sorun bul, çak geç” tarzı ilerler.
En azından bende öyle.
Ama bu kez olmadı.
Ne çakacak şey var, ne burun kıvıracak bir açık.
Ne yazayım, “Neden bu kadar geç oldu?” diye sitem mi edeyim?
O kadar da değil.
Onu zaten herkes içinden etti.
Şu pazar bir bitsin, bir de düzgün çalışsın ki değmeyin keyfimize.
Şimdilik elinize sağlık diyelim.
Birlikten kuvvet doğar diyelim.
Emeği geçen herkese teşekkür edelim.
Kuantum Özge der ki:
“Belki bir gün.”