CHP Kurtuluş Savaşı sürecinde kuruldu. Temelleri Sivas Kongresi'nde atıldı. Atatürk’ün üzerinde titrediği partiydi. Ata’mız bu manzarayı görüyorsa, acaba ne diyordur? Milletvekilimiz İbrahim Arslan’dan ‘Çerçioğlu olayından’ kendine pay çıkarmış. Çerçioğlu’nu eleştirmiş. CHP’nin ‘seçici’ ve ‘seçilmiş’ düzeyinde olanların önce çuvaldızı kendisine, iğneyi başkasına batırmalıdır. Yıllarca, milletvekilliği, belediye başkanlığı yapan kişi, yıllar önce nasıl aday gösterildi. Şimdi, gelişi güzel konuşmak güzel bir seçenektir.

NİYE ADAY OLDULAR?

Eskişehir’de de parti değiştiren belediye başkanları, milletvekilleri oldu. Ama onlar birbirlerinin muadili partilere geçtikleri için tepki görmediler. Eskişehir açısından olaya şu şekilde bakmalıyız. İbrahim Arslan’ın tam tersi bir vaziyet almalıyız. Son 30 yılda Eskişehir’de DSP veya CHP listesinden seçilen milletvekili, belediye başkanı veya meclis üyelerinin kaçının görevleri tamamladıktan sonra CHP ile ilişkileri devam ediyor. En azından, CHP’de koltukları kapanlardan kaçı, daha sonra CHP il örgütüne çay içmeye geliyor. CHP’nin çalışmalarına katılıyor. Bu sayısı bir elin parmaklarını geçmez. Peki, bunlar kendileri de dahil niye aday oldular. Aday yapıldılar. Amaç neydi? Koşturan parti emekçilerine yazık değil mi? CHP’den istifa ediyor, sonraki aşamada milletvekili oluyor. Bu durum eleştirilince, ülkede durum kritik eleştiri yapılmasın deniliyor. CHP açısından ben ortaokuldan bu yana ‘Durum kritik’, ‘CHP’yi destekleyelim, Eleştirmeyelim’ yorumlarını duyuyorum.

PARTİ ORTAK AKILDIR

Özlem Çerçioğlu, geçmişte zaman zaman ‘Benim oyum. CHP’den fazla’ yorumlarını yapmış. CHP veya bir başka parti olsun, kimse içinde bulunduğu partiden büyük, iddiasında bulunmak, narsis anlamıyla eş anlamlıdır. Siyaset bilmezlik veya ‘lümpenlik’ ile eş anlamlıdır. Eskişehir’de de solda siyaset yapanlarda böyle bir durum var. İçinde bulundukları partiden büyük olduklarını düşünüyorlar. Oysa solcular partinin ortak akılları olduğunu bilirler. Ortak akılda Eskişehir sokaklarındaki afişlerde yazılı olduğu gibi olmaz. Aynı düşünce etrafında birleşenlerin, geliştirdiği bir durumdur. Herkesin egolarını bir tarafa koyması gerekiyor.

SİYASET YENİDEN YAPILANDIRILMALI

Kurbağanın yavaş yavaş ısıtılan suda haşlanması gibi, çürümüşlük had safhada bulunuyor. Halkta siyaseten soğuma var. Seçmen, desteklediği partiyi ‘Seçmen ehven-i şer olarak destekliyor’. İktidardaki veya muhalefetteki partilerin birbirine yaklaştığı bir şartlarda, Neoliberal politikaları tüm partilerin koşulsuz savunduğu ortamda siyaset nasıl yapılıyorsa, ülkemizde öyle yapılıyor. Eskiden partilerin gelirler, üye aidatlarıydı. Yıllar içinde bu durum hazine yardımlarına döndü. 12 Eylül sonrası Özal döneminde çıkarılan yasalar, partileri paralar açıdan güçlü hale getirdi. Çürüme böylece başlamış oldu. Yani, sadece bir belediye başkanının parti değiştirmesi olarak görülmemelidir. Siyasette ve dünyaya batılı bakış açısı değişmelidir.