"Bana utanmazlığı anlatabilir misin derseniz aşağıdaki konuşma nefis bir örnek. Hem CHP seçmeninin oyu ile TBMM’ye gireceksin hem CHP’yi küçümseyeceksin. Üstüne üstlük Zafer Partisi’nin desteği ile Kılıçdaroğlu seçimi kazansaydı, CHP-Zafer Partisi protokolüne uymazdı diyerek Kılıçdaroğlu’nu zan altında bırakacaksın. Takdiri CHP’ne oy veren değerli vatansever seçmenlerin takdirine bırakıyorum."
Bu ifadelerin sahibi Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ. Güzel ülkemizdeki en faşist parti olarak tanımlamaktan çekinmiyorum kendilerini. Zira yabancı düşmanlığı, esas olarak da Arap, Afgan gibi milletlere düşmanlıktan besleniyorlar. Türkçülük adına en saçma işleri onlar yapıyor. İstanbul'da kurdukları stantta beyaz bez üzerine parmak uçlarından kanlarını sürerek bayrak yapmaya çalışanlar bu arkadaşlar. Düşünün ki herhangi birinde olan tehlikeli bir hastalığı bu yolla birbirine bulaştırıyor olabilirler ama göstermek istedikleri her neyse ona öylesine kilitlenmişler ki akıl kendilerini tamamen terk etmiş. Ama tabi konumuz bu değil bugün!
Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ, yazının girişindeki sözleri. DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan'ın bir kanalda çıktığı canlı yayında Kılıçdaroğlu'nun masadaki liderlerden gizlice Ümit Özdağ ile protokol yapması ve Zafer Partisi'ne 3 bakanlık vermesini eleştirmesi üzerine söylüyor. Aslına bakarsanız Ali Babacan'ın konuşması oldukça yerinde. Zira 6'lı masa çerçevesinde yapılan mutabakattan herkesin haberi vardı ancak Kılıçdaroğlu ile Özdağ arasındaki protokolden masadaki diğer liderlerin hiç haberi olmadı. Hepsi aldatıldı; masada olmayan birine masada olanların hiçbirine verilmeyen tavizler verildi!

"SEÇİMDEN İKİ AY KADAR ÖNCE KEMAL KILIÇDAROĞLU SEÇİMİ KAZANIRSA İÇ SAVAŞ ÇIKAR, KILIÇDAROĞLU FETÖ PROJESİ DİYEN KİMDİ?"
Ümit Özdağ'ın bu sözlerine elbette DEVA Partililer tarafından sert cevaplar verildi. Örneğin DEVA Partisi Kurucusu ve Gençlik Çalışmaları Koordinatörü Tunahan Elmas şu cevabı verdi:
"Daha iki ay önce Kılıçdaroğlu seçilirse iç savaş çıkar diyen, Kılıçdaroğlu FETÖ'nün yeni projesi diyen sendin. Şimdi CHP ile ittifakta iyi partinin yerini ikame edebilir miyim hesabıyla yalakalık yapan da sensin. Gizli protokolünüz de anlaşmalarınız da sizin olsun. Başka kapıya."
İYİ Partili Emirhan Yörük de Özdağ'a şunları yazdı:
"Ben utanmazlığın resmini anlatabilirim Ümit Bey,
Kılıçdaroğlu kazanırsa iç savaş çıkar diyen bir adam daha sonrasında 3 bakanlık verilince en azılı destekçisi oldu."
Bir başkası "Ülkücü olarak takılacaksın ve Kemal Kılıçdaroğlu’nu CHP’lilerden daha fazla savunur hale geleceksin.
Utanmazlığın asıl resmi bu değil midir acaba?" deyiverdi.
Gördüğünüz gibi DEVA Partisi hem CHP'den uzaklaşıyor hem de Zafer Partisi ile adeta birbirine girmiş durumdalar. Evet bu ülkede yabancı düşmanı bir kesim var. Ümit Özdağ bu kesim haricinde pek kimseden oy alabilecek birisi değil. Şunu açıkça ifade edebiliriz ki DEVA Partisi ile Zafer Partisi'ni karşılaştırmak bile abes. Bazı hatalarına, yanlışlarına rağmen DEVA Partisi'nin programı çok daha dişe dokunur bir program. Zaten Zafer Partisi'nin tek programı nefret ettikleri yabancıları, turist-göçmen dahi olsalar bir an önce ülke dışına atmak!
DEVA ve Zafer Partisi'nin arasındaki bu gerginliğe rağmen ortak bir noktaları da bulunuyor: Her iki parti de CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'ndan ne istese aldı!
Birisi CHP listelerinden 15 milletvekilliği kazandı, diğeri Kılıçdaroğlu seçime kazanmış olsaydı 3 bakanlık ve bir de Cumhurbaşkanlığı yardımcılığı için gizli protokol imzalatmayı ve masadaki diğer liderleri Kılıçdaroğlu'nun aldatmasını sağlamayı başardı!

ALİ BABACAN: YEREL SEÇİMLERDE CHP İSTANBUL VE ANKARA'DA KENDİ ADAYLARI İLE ÇIKIP KAZANABİLİR Mİ? MÜMKÜN MÜ?
Bugün itibariyle görünen DEVA Partisi de İYİ Parti gibi CHP ile yol yürümekten uzaklaşmayı planlıyor gibi. Zira Zafer Partisi ile gizli protokol yapması Kılıçdaroğlu'na güveni sıfırladı. CHP Kılıçdaroğlu ile devam ettiği takdirde bir yanda HDP diğer yanda Zafer Partisi ile işbirliği yapabilir! Bu durumda masadaki diğer liderler ve partileri CHP'den uzaklaşabilir. Saadet Partisi'nin CHP-HDP-Zafer Partisi bloku ile işbirliği yapabileceğini düşünüyoruz. Bunların dışındaki tüm partilerin Millet İttifakından uzaklaşması bizi şaşırtmaz!
Bu arada Babacan'ın aşağıdaki sözlerine herhangi bir CHP'li yetkili karşılık verebilecek mi acaba?
""Yerel seçimler geliyor, hadi İstanbul ve Ankara'da biz kendi adayımızla çıkacağız ve kazanacağız desinler..."

***

İktidar piyasaları açıkça manipüle edip milyonlarca insanı zarara uğratanları cezalandırmaya ne zaman başlayacak?

"AK Parti iktidarının en zayıf olduğu alan ne?" diye sorulsa muhtemelen "Çıkardığı kanunları, yaptığı düzenlemeleri uygulama cesareti gösterememesi" derdik. Niye diyecek olursanız size güncel oldukça ilgi çekici bir örnek vermek isteriz!
Geçtiğimiz haftanın son günü borsa önemli oranda değer kaybetti. Bir ara kayıplar yüzde 4 sınırını bile geçti. Bu özetle borsadaki şirketlerin değerinin 25'te bir kaybolduğu anlamına geliyor.
Peki buna sebep olan kimlerdi, nelerdi?
İşin aslına bakarsanız iki konudaki söylentiler ve bunların sosyal medyada yüzbinlerce, milyonlarca takipçili hesaplar tarafından sanki doğruymuş gibi tekrarlanması!
Ülkemizde sosyal medyada en ünlü isimlerden biri de Prof. Dr. Özgür Demirtaş. Sabancı Üniversitesi Finans Kürsüsü Başkanı. Geçen hafta Cuma günü saatler 16.40'ı gösteriyordu ki "Haberler doğru mu?" ifadeleri ile bir tweet attı. Peki ileri sürdüğü haberler nelerdi?
İddialara göre Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ağır hastaydı ve bu yüzden ortalıkta görünmüyordu.
Diğer yandan Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek önceki hafta istifa etmek istemiş ancak son anda kendisi ikna edilmişti.
Evet, Demirtaş bu haberleri bizzat kendisi dile getirmedi ancak piyasaları takip edenler tarafından en önemli konu başlıkları olabilecek bu tür haberler onun paylaşımının altında peşpeşe paylaşıldı. Ve sadece 20 dakika sonra Borsa İstanbul 100 (Bist100) hızlı bir şekilde değer kaybetmeye başladı. Birçok yatırımcı önemli kayıplar yaşadı. Bazıları ise söylentilerin yalan olduğunu bildiği için taban olmuş sağlam hisseleri tabandan topladı ve henüz seans kapanmadan yüzde 3-5 kazanç sağladı!
İktidar geçen yıl bir Dezenformasyon Yasası çıkardı güya. O yasa kapsamında "halkı yanıltıcı bilgiyi alenen yayma" ve "halk arasında, endişe, koru veya panik yaratma saikiyle, ülkenin iç ve dış güvenliği, kamu düzeni ve genel sağlığı ile ilgili gerçeğe aykırı bilgiyi kamu barışını bozmaya elverişli şekilde alenen yayan kimsenin 1 yıldan 3 yıla kadar hapis cezasıyla cezalandırılması" gibi cezalar tanımlandı. Ancak bu cezalar her nedense hemen her gün sosyal medyadan istedikleri gibi piyasaları manipüle etme kapasitesine sahip olan ünlülere uygulanmıyor.
Eğer bu ülkede para piyasaları bir dengeye ulaşacaksa bu çok bilmiş (çünkü kendi peşlerinden gidenlerin oluşturduğu güç nedeniyle kısa zamanda çok büyük paralar kazandılar ve kazanmaya devam ediyorlar) kişilerin bir an önce susturulması şart. Normal açıklamaları piyasaları sarsmayınca yalana sarılmaktan bir an bile çekinmiyorlar ve başta küçük yatırımcı olmak üzere milyonlarca insanımız maddi-manevi zarara uğruyor!