Bugün hem gazetemizde hem de gazetemizin internet sitesinde Eskişehir’in Kazak gelinin gelmesinin öyküsünü okudunuz. Okumadınızsa mutlaka okuyun. Bu haberler rastlantı değildir. Sadece Türkiye’de değil dünyada Eskişehir’e bir yöneliş var. Eskişehir’de artık ciddi bir turizm hareketinden rahatlıkla söz edilebilir. Biz bize gelen veya rastlantı sonucu duyduğumuz öğrendiğimiz turizm haberlerini siz okurlarımıza aktarıyoruz.
Türkiye’nin Dereköy kapısından Bulgaristan’a hafta sonu yoğunluktan giremediğimiz bir sırada, imdadımıza Bulgaristan’ın gümrük müdürü yetişmişti. Bulgar gümrük görevlisi bizim Eskişehirli olduğumuzu anlayınca,” Ben geçen hafta Eskişehir’deydim. Eskişehir Türkiye’nin Paris’i Venedik’i” demişti. Aynı Bulgar gümrük görevlisi sonrasında bizi bekletmeden öncelikli olarak sınır kapısında işlemleri tamamlayarak Bulgaristan tarafımıza geçmemizi sağlamıştı.
VİZEYİ BİZ Mİ VERSEK
Bu satırları yazarken aklıma şu geldi. Bugün Türkiye’de 4 milyona yakın yurttaşımız Avrupa Dan vize almak için bekliyor. Avrupa Birliği komple olarak bize bir yaptırım uyguluyor. Eskişehir Milletvekili Utku Çakırözer bu durumu meclis kürsünden anlatmıştı. Vize sorunu en çok Eskişehir’deki Emirdağlı yurttaşlarımızı etkiliyor. Vize alamadıkları için Brüksel de düğünlerini iptal eden Emirdağlılar var. Bu gidişle acaba, Avrupa’ya vize verme işini Büyükşehir Belediyesi üstlenebilir mi?
HOCA’NIN DA İLGİSİNİ ÇEKTİ
19 yaşındaki Kazakistanlı Amina Abduali,Sakarya Üniversitesinde öğrenim görmesine karşın, hafta sonu Eskişehir’e gondol ile gezmek için gelince, ortaya güzle bir aşk öyküsü çıktı. İki gencin yolları kesişti. Kazak kızın rüzgârdan şapkası uçtu ve şapkayı yakalayan Eskişehirli Avukat Orçun Urlu ile evlendi. Mutlu son. İki gencin öyküsünü nikah öncesinde Yılmaz Hoca’ya anlattım. Çok keyif aldı. Yanımızdaki Kazım Kurt inanmadı. İnansa, Büyükşehir Belediyesi çaba gösterse, Odunpazarına daha çok turist gelecek. Onun inandıkları ile inanmadıkları bizlerden çok farklı olduğu her fırsatta ortaya çıkıyor.
ESKİŞEHİRLİ YAPSIN
Turizm konusunda İşin uzmanları konuşuyor, yetkililer konuşuyor, halk turizm gelirine kavuşmak istiyor. Ama çok basit bir gerçek sürekli göz ardı ediliyor ya da kısık sesle dillendiriliyor. Bunu şöyle bir örnekle anlatmak istiyorum; malum olduğu üzere iki bayramı geride bıraktık. İki bayramda da Eskişehir boşaldı. Boşaldı ama dikkatli gözlerle bakıldığında aslında bir o kadar da gelenin olduğu gözlerden kaçmadı. Eskişehir’e gelen binlerce turiste hizmet edecek potansiyelimiz var. Ama bu potansiyeli arttırmamız gerekiyor. Tatiller turizmcinin mesaisidir. Oysa turizm kentleri böyle mi? Geliri turizmden olan kesimin bildiği ilk kural şu ki, herkesin bayramı turizmcinin fazla mesaiye kaldığı zamandır. Bazen bayramlarda ve turizm hareketinin olduğu önemli günlerde Odunpazarı esnafı ile Hamamyolu esnafının kapalı olduğunu görüyoruz. Öğrenci mantığı ile çalışan, hizmet anlayışı ile ergen ağırlamayı genel ilke kabul görmüş mekânların alayı ise açık olduğu görülüyor. Buradan kimseyi eleştirmek istemiyorum. Ama gelişen turizme Eskişehir’deki turizmcilerinde uyum göstermesi gerekiyor. Bence bir ana sorun var. Eskişehir’de turizmden geçinmek isteyen kesimin ne istediğini, neyi, nasıl yapacağını bilememesinden kaynaklı bir durum son dönemde kırılsa bile devam ediyor.
ESKİŞEHİR’İN GÜVENLİĞİ
Başka şehirlerdeki esnaf Eskişehir’deki turizm hareketini iyi gözlemliyor. Daha da gelişeceğini düşündüğü için, Eskişehir’deki işletmeleri ucuz fiyata alıyor. Eskişehirlilerin elinde bulunan işletmeler, başka şehirlerden gelenlerin eline geçiyor. Parayı gören çok sayıda Eskişehirli işletmeci işletmesini satıyor. Çünkü geleceği göremiyor. İşletmelerin Eskişehirlilerin elinden çıkması bir anlamda Eskişehir’de güvenlik sorununu da ortaya çıkaracaktır. Bu işletmeleri uygun yaşam biçimi olmayanların alması burada huzur içindeki tüm Eskişehirlilerin huzurunu kaçırır. Bu duruma kafa yorulması gerekiyor. Turistlere hitaptan sunuma kadar her şey dört dörtlük olmalıdır. Mahalle pazarındaki işportacı ağzıyla “ne vereyim ağbime?” hizmet anlayışı ile değil, dünyanın en özel insanlarına hizmet verildiğinin bilinciyle hizmet verildiğinin farkına hizmet verilmesi de önem taşıyor. Turizm bu kriz döneminde can simididir. Gelinde getirir. Damatta gelir. Parada gelir. Önemli olan turizmi doğru şekilde büyütmektir.