Gökhan Umur, 1954 yılında kurulan DSİ’nin su ve toprak kaynaklarının planlanması, yönetilmesi ve işletilmesinden sorumlu özel bütçeli bir kurum olduğunu belirtti. Kurumun 2018 yılından bu yana Tarım ve Orman Bakanlığı’na bağlı şekilde çalıştığını ifade etti. DSİ’nin görevlerinin 6200 sayılı Kuruluş Kanunu, 1053 sayılı İçme Suyu Kanunu ve 167 sayılı Yeraltı Suları Kanunu çerçevesinde yürütüldüğünü söyledi.
Umur, teşkilat yapısını da özetleyerek, genel müdürlüğün Ankara’da bulunduğunu ve Türkiye genelinde 25 bölge müdürlüğü olduğunu belirtti. Eskişehir Bölge Müdürlüğü’nün Eskişehir, Bilecik, Sakarya ve Kütahya illerinden sorumlu olduğunu aktardı.
Kuraklık Verileri Endişe Veriyor
Gökhan Umur, meteorolojinin hazırladığı 6 aylık kuraklık haritasına dikkat çekerek, Eskişehir’in ciddi baskı altında olduğunu vurguladı. Yağışların azalmasıyla birlikte sadece yağmur değil, kar yağışlarının da azaldığını ifade etti. Sakarıbaşı kaynaklarında yapılan ölçümlerde 2023 yılından itibaren su seviyesinin düşüşe geçtiğini belirterek, “Beş yıllık ölçüm sonuçlarına baktığımızda, ortalama 3.5 metreküp olan değer 2023 sonrası 1.6 metreküplere kadar geriledi,” dedi.
Umur, kar yağışlarının azalmasının yeraltı sularını da doğrudan etkilediğini belirtti. “Geçen seneye oranla Eskişehir genelindeki rasat kuyularında 3 ila 4 metre arasında çekilmeler yaşandı. Bu sadece bir yıl içinde ortaya çıkan bir durum,” ifadelerini kullandı.
Sulama oranlarında da gerileme olduğunu söyleyen Umur, “2023 yılında yaklaşık yüzde 60 olan sulama oranı, bu yıl yüzde 58’e düştü,” dedi.
Porsuk Barajı’nda Doluluk Oranı Yüzde 30’a Geriledi
Eskişehir’deki baraj ve göletlerdeki doluluk oranlarının da kritik seviyelere indiğini belirten Umur, özellikle Porsuk Barajı’nın durumuna dikkat çekti. “Porsuk Barajı, hem içme suyu hem de sulama açısından en önemli kaynağımız. Geçen yıl yüzde 40 civarındayken, şu anda yüzde 30 seviyelerinde,” dedi. Keskin Barajı’nda ise suyun neredeyse tamamen bittiğini belirtti.
Türkiye genelindeki su potansiyelinin 112 milyar metreküp olduğunu, ancak bunun 40-45 milyar metreküplük kısmının kullanılabildiğini aktaran Umur, bu miktarın büyük bölümünün tarımsal sulamada harcandığını söyledi. Tarımsal sulamanın suyun yaklaşık yüzde 70’ini oluşturduğunu, sanayi ve içme suyu kullanımının ise yüzde 11 civarında olduğunu ifade etti.
Geleceğe yönelik projeksiyonlardan da bahseden Umur, nüfus artışı ve sanayi gelişimine bağlı olarak içme suyu kullanımının yüzde 16’ya çıkmasının, sulama payının ise yüzde 64’e düşmesinin öngörüldüğünü dile getirdi.
Su Yönetiminde Öncelik Depolama ve Ölçüm Sistemleri
Gökhan Umur, kuraklıkla mücadelede alınması gereken önlemlere de değindi. “Depolama tesislerinin bir an önce tamamlanması ve sulama sistemlerinin borulu hale getirilmesi gerekiyor. Sayaçlı ve kartlı sistemler sayesinde suyun metreküp üzerinden ölçülmesi önemli,” dedi.
Her yıl kuraklık konusunda valilik başkanlığında yapılan toplantılarda çiftçilerin uyarıldığını hatırlatan Umur, su tasarrufunun özellikle tarım alanında sağlanması gerektiğini ifade etti.
