Seçim, özellikle 21 yıldır kendini muhalefette görenler, bu kadar uzun süre bir değişim bekleyenler için büyük bir umut olmayı sürdürüyor. Özellikle anket şirketleri ve sosyal medya böyle bir umuda bağlanmış olanları mutlu edecek sonuçlar ile dolu son zamanlarda yine.
Yine diyoruz, çünkü daha önceki seçimlerde de seçmenlere aynı şekilde umutlar verilmişti. Aynı yollarla, aynı yöntemlerle; sonuçta kendilerine umut bağlayanlar büyük hayal kırıklıkları yaşadılar. Her hayal kırıklığından sonra halkın bir kesiminin umutsuzluğu ve öfkesi arttı. Şu anda uzun yıllardan beri öfke ve umut biriktiren ve sürekli olarak hayal kırıklığı yaşayanlar büyük bir sabırsızlık gösteriyorlar. Onlara göre seçimi artık kazanmış durumdalar. Önceki gün Van ve Ağrı'daki Kılıçdaroğlu mitinglerinden gelen görüntülerle coştular ve seçimi kazanmış gibi mutlu oldular!
SEÇİMLERİN ESAS YÜKÜNÜ SÜREKLİ UMUT EDİP HİÇBİR ŞEY KAZANAMAMIŞ SEÇMEN KİTLELERİ ÇEKTİ
Hem iktidar tarafında hem de muhalefet tarafında seçmenden oy almak için söylenen sözler, verilen vaatler insanlarımızın psikolojisini bozacak seviyeye geldi. En büyük sıkıntı da bize göre insanlara umut verilmesi. Evet insan umutsuz yaşayamaz, ancak sürekli umut verilip sonra umutsuzluğa kapılmak zorunda kalan insanlarımızın da ömürleri tükendi, artık kendilerinde yaşama gücü bulamaz hale geldiler. Deyim yerindeyse seçimlerin ağır yükünü seçimlerde arzu ettiklerini elde edememiş seçmen kitlesi çekti ve halen de çekiyor.
Bizim halkımız çabuk unutuyor; daha bir yıl önce yapılan anketlerde masa ve çevresinde kümelenenler için en önemli aday İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu idi. Erdoğan karşısında kazanabilecek tek adaydı. Sonra işin içine Mansur Yavaş da katıldı. Ancak Kemal Kılıçdaroğlu'nun bu iki ismin önünü kesip kendisini aday yaptırmasından sonra, daha önceki anketlerde Erdoğan karşısında net bir şekilde kaybedeceği öngörülen Kemal Kılıçdaroğlu ön plana çıkarılmaya başlandı. Hatta öyle hızlı bir dönüşüm oldu ki anketlerde yüzde 60'lara varan oy oranlarına ulaştı. Kendisi de en son beyanatlarından birinde "Yüzde 60 ile seçileceğim" mesajı verdi.
Her şey anketlerde ve sosyal medyada çok güzel. Peki bunun hayatımızın diğer alanlarında ve milletin büyük kısmı karşısında bir karşılığı var mı? Anket şirketleri güzel paralar kazanıyor, sosyal medya aygıtları çok daha fazla kazandığı için reklamdan gelirlerini artırıyor ama sonunda olan kime oluyor?
KILIÇDAROĞLU TAHMİN ETTİĞİMİZ EN BÜYÜK İLGİYİ HDP SEÇMENİNDEN GÖRÜYOR!
Önceki gün Kemal Kılıçdaroğlu'nun Van ve Ağrı'da çok büyük kalabalıklar tarafından karşılanması nedeniyle sosyal medyada kapsamlı bir algı çalışması başlatıldı. Kemal Kılıçdaroğlu'na HDP'ye yüzde 60-70 oy veren şehirlerin halkı kadar ilgi her yerde gösteriliyormuş gibi bir algı çalışmasıydı bu. Evet görüntüler ve ardından gelen algı çalışmaları Kılıçdaroğlu'nu destekleyenler açısından büyük bir umut ve sevinç kaynağı, iktidar açısından da belki bir endişe kaynağı oldu. Ama acaba bunların yaşadığımız hayatta tam olarak bir karşılığı var mı?
Seçimin yaklaştığı, sinirlerin gerildiği, zaman zaman öfke patlamalarının yaşanmaya başlandığı bir ortamda dört dörtlük bir analiz yapmak pek mümkün değil. Ancak görünen köy de kılavuz istemiyor.
Zira biz aylar önce başladık masanın adayının Kemal Kılıçdaroğlu yapılacağını yazmaya ve daha masa kurulurken hangi gerekçelerle Kılıçdaroğlu'nun Mansur Yavaş ve Ekrem İmamoğlu'nu devre dışı bırakarak kendisini başkan adayı yaptıracağını tam bir isabetle ortaya koymaya.
KILIÇDAROĞLU'NUN GÖRDÜĞÜ İLGİ SEVİLDİĞİ İÇİN DEĞİL BAZI İŞLERDE KULLANILACAĞI İÇİN!
Şu anda Kemal Kılıçdaroğlu'na gösterilen ilgi gerçekten çok sevildiği için değil. Çünkü daha iki ay önce "AdayOlmaKılıçdaroğlu hastag'i açılmıştı ve orada yüz binlerce tweet atılmıştı kendisinin aday olmaması için. Sonradan bu organizasyonu İYİ Parti'nin yaptırdığı konuşuldu, yazıldı çizildi. Ancak üniversite gençliği birbiri ardına Kemal Kılıçdaroğlu'na aday olmaması için bildirilerle çağrıda bulundular. Birçok önemli isim çektiği video ile aday olmaması için Kılıçdaroğlu'nun karşısına çıktılar. Çünkü onlara karşı Kılıçdaroğlu kaybedecek adaydı. İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener de Kılıçdaroğlu'nun kendisini aday yaptırmasına bu yüzden tepki göstermiş ve masadan atılmıştı. Ancak oraya dönmek zorunda bırakıldı!
Peki böyle bir gerçekliğe rağmen Kılıçdaroğlu seçimi kazanabilir mi? Elbette necip milletimizin ne yapacağı pek belli olmaz. Bakarsınız bir sürprize imta atarlar. Anketlere ve sosyal medyaya bakacak olursak zaten Kılıçdaroğlu kazanmış bile!
PEŞLERİNDEN KOŞAN, KENDİLERİNE UMUT BAĞLAYAN SEÇMENİ SÜREKLİ KENDİLERİ HAYAL KIRIKLIĞINA UĞRATTILAR, ÖFKEYİ ERDOĞAN'A YANSITTILAR!
Evet, eğer Erdoğan karşısında başka bir ismi daha aday yapmış olsaydı masa ve çevresi hiç şüpheniz olmasın şimdi Kılıçdaroğlu'nu destekleyenler onu da destekleyeceklerdi. Çünkü onlar için kimin aday gösterildiğinin bir önemi yok. Kendi deyimleriyle tuvalet terliğine bile oy verebilirler. Çünkü AK Parti iktidarında yaşamaktan psikolojik olarak rahatsız oluyorlar ve destekledikleri siyasi partilerin öyle ya da böyle iktidara gelmesini umuyorlar. Bu kadar geniş bir halk kitlesini yıllardan beri bir hayal kırıklığından diğerine sürükleyenler, onlarda meydana gelen öfkeyi rakiplerine karşı kine dönüştürme konusunda oldukça başarılı oldular. Sürekli umut edip, her seçimde umutlarının boşa çıkmasından dolayı artan öfkelerini de yine ustaca rakiplerine (Recep Tayyip Erdoğan'a) öfkeye dönüştürdüler. Bunun için gerektiğinde yalan söylediler, gerektiğinde iftira attılar, gerektiğinde manipülasyon yaptılar. Aslında bugün kendilerini umut olarak gören kitleleri adeta bir oyuncak haline getirdiler. Üzerlerinde psikolojik olarak her türlü deney gerçekleştirildi.
AK PARTİ'DEN OY ALIP HDP'DEN OY ALAMAYAN İNCE'Yİ CHP'LİLER LİNÇ ETMEYE DEVAM EDİYORLAR, GARİP BİR DEMOKRASİ ANLAYIŞLARI VAR!
O kadar yıldır umut edip umuduna bir türlü kavuşamayanlar AK Parti iktidarına karşı tepkilerin zirve yaptığı bir dönemden dolayı oldukça umutlu. Bu sefer nihayet kazanabileceklerini düşünüyorlar. Evet, destekledikleri Kılıçdaroğlu'nu pek beğenmiyor ve sevmiyorlar. Ancak onun aracılığı ile umut ettikleri şeylere kavuşabileceklerine inanıyorlar. Evet, Muharrem İnce'ye gerçekten önemli bir ilgi var ve son günlerde bu daha da canlanıyor. Ancak İnce HDP'lilerden bir ilgi görmüyor. Dolayısı ile AK Parti'nin oy alabildiği kesimlere de sesleniyor. Ancak İnce ve çevresi linç ediliyor. Kendilerine yapılmadık hakaret, edilmedik küfür kalmıyor. Çünkü Kılıçdaroğlu'nu destekleyenler İnce'yi ve onu destekleyenlerini istemiyorlar. Onlar sahadan, seçimden çekilsin ve Kılıçdaroğlu'nu desteklesin istiyorlar. Tüm bu gelişmelere rağmen Muharrem İnce tüm imkansızlıklara rağmen büyük gelişme gösteriyor. Bu durumu gören Kılıçdaroğlu taraftarları Muharrem İnce'nin kendilerine kaybettireceğini iddia ederek ona yükleniyorlar. Gördüğümüz kadarıyla Kılıçdaroğlu taraftarları Muharrem İnce ve taraftarlarını kaybetmek üzereler. Çünkü hakaretlerini üst düzeyde sürdürüyorlar ve yaşanan bu süreç hayatları boyunca Muharrem İnce ve destekleyenleri tarafından unutulmayacak. Şurada iki haftası bile kalmayan seçime kadar hiç unutmazlar!
BU ÜLKEDE NEFRET TOPLUMUNA EN BÜYÜK KATKIYI CHP VE GÖSTERDİĞİ ADAY ETRAFINDA BİRLEŞENLER YAPTI
Garip bir şekilde seçmen de yıllardan beri kendilerine umut verip hayal kırıklığına uğratanların peşinde. Çünkü kendilerine başka bir alternatif bırakılmadı. Ekrem İmamoğlu ya da Mansur Yavaş aday gösterilmedi. Ya da Muharrem İnce etrafında birleşilmedi. (Daha önce birleşildiğinde İYİ Parti ve HDP destek olmamıştı, yani şartlar bir hayli sıkıntılıydı onun açısından. Buna rağmen yüzde 31'den fazla oy almayı başarmıştı.) Şimdi muhtelif adayların en zayıfı olarak gösterilen Kılıçdaroğlu etrafında birleştirildi. Kılıçdaroğlu'nu seçtirebilmek için de tarihte görülmemiş manipülasyonlar sergileniyor. İktidara hiç olmadık yerlerden saldırılar geliyor. CHP bir zamanlar üniversitelere alınmaması için büyük çaba sarf ettiği başörtülüleri bile kendi propagandası için kullanıyor. Birçok FETÖ'cü, eski AK Partili, HDP'ye yakın isimler aday listelerinde önemli yerlere yerleştirildi. Kılıçdaroğlu'na kendi partisi CHP hariç 16 parti daha destek veriyor. Bunun haricinde seçime girmeyip kendisi için fedakarlık yapanlar bulunuyor. Her gün yeni bir anketle Kılıçdaroğlu taraftarı mutlu ediliyor. Kendisi yüzde 60 ile kazanacağını söylüyor ama bir yandan da "İlk turda bu işi bitirelim" ifadeleri ile Muharrem İnce ve taraftarları linç ediliyor.
Olayları iyi tahlil ederseniz görürsünüz ki bu ülkede nefret toplumuna en büyük katkıyı CHP ve onların aday gösterdiklerini destekleyenler eliyle yapıldı ve halen yapılıyor. Ama etkin kalemlere, sanatçılara ve sosyal medyaya bakarsan nefreti körükleyen Erdoğan!
Tabi toplumun bir kesimi bunu da yuttu yıllardır ve halen yutuyor!