Eskişehir genel olarak mutlu insanlar şehri olarak bilinir. Orta ölçekli gelir gurubuna sahip, emeği ile geçinen insanların yaşadığı şehirde bugünlerde insanların suratlarından düşen bin parça diyebilirim. Çünkü orta gelir gurubu dediğinizde insanların ortalama gelirlerinin asgari ücretin biraz üzerinde olması demek olduğunu hemen herkes bilir. Ancak yaşadığımız ekonomik sıkıntılar, okulların açılması, mevsimin sonbahar olması ve kışa hazırlık yapılması gereken bir döneme girilmesi gerçekten Eskişehirlileri zorluyor. Kiminle konuşsam benzeri şeyleri söylüyor.
Sebze ve temel ihtiyaç maddelerinin fiyatlarının yüksekliği insanların kış hazırlığına bile imkan vermediği için insanlar moralsiz. Kimisi çocuğunun kırtasiye ihtiyacını karşılamakta zorlandığını, kimisi hayat pahalılığı sebebiyle nasıl geçineceğini düşündüğünü ve ek iş imkanları aradığını anlatmaya gayret ediyor. Kısacası emekli de, ev hanımları da, çalışanlarda eski günleri arar hale gelmiş. Tek söyledikleri şey, “Bu kış nasıl geçer?” diyorlar ki, “Yazın tüm imkanlarına rağmen öyle ya da böyle geçirdik. Kışın bu ekonomik yüklerin üzerine elektrik, doğalgaz, ya da yakacak, kılık kıyafet ihtiyaçları da yüklenince biz bu işin altından nasıl kalkarız?” diye soruyorlar.
Haksız da değiller. Gerçekten hayat her geçen gün zorlaşıyor. Çocukları okula giden asgari ücret ve üzerinde maaş alanlar, asgari ücretin nerede ise yarısı kadar emekli maaşı alanlar, kirada oturanlar gerçek anlamda ekonomik sıkıntılar ile boğuşuyor. Bu şartlarda Eskişehir gibi kendi halinde bir şehrin insanlarının mutlu olmalarını beklemek tam anlamıyla hayale dönüşüyor.
Halbuki emeği ile geçinen Eskişehirliler kendi kendilerine yeten insanlar olarak bugüne kadar çok da mutsuz değillerdi. Şimdi tablo biraz daha ağırlaşmış, insanlar ağır kış şartları öncesi kara kara düşünüyor. Bunları görünce insan ister istemez gerçekten hüzünleniyor. “Ne oldu bizim insanımıza?” diye kendi kendine sormadan edemiyor. Allah herkesin yardımcısı olsun.