Büyükerşen- Hatipoğlu atışması Türkiye’nin gündemine girdi. Bir İstanbul televizyonu gerginliği reyting alma telaşına çevirdi. Sonrada programın canlı yayınlandığı televizyonun sunucuları,” Biz Ankara’da siyasetin ateşli olduğunu düşünürdük. Eskişehir Ankara ve İstanbul’dan da ateşliymiş” dedi.
Peki, iş buraya nasıl geldi? Büyükerşen ve Hatipoğlu ittifak ortağı iki partinin mensuplarılar. Son genel seçimde ve öncesinde iki parti Eskişehir’de birlikte siyasi çalışma yaptı. Hiç kimse birbirini yadırgamadı. Millet ittifakın diğer bileşenleri ile aynı genel başkanlar gibi her ay Eskişehir’de toplantılar yaptılar. Yemekler yediler. Birbirlerinin düğün gibi özel günlerinde bulundular. Sırları paylaştılar. Hatta özel toplantılardaki bir iki küçük sırrı ben bu köşeden paylaşınca, hangi il başkanının küçük sırları bana pas ettiği tartışıldı. Eskişehir politikasında 40 yıllık gazetecilik hayatımızda hep karşı karşıya olan siyasetçiler, son yıllarda bir araya geldi.

TBMM deki açıklama
İYİ Parti Milletvekili Nebi Hatipoğlu’nun TBMM bahçesinden verdiği birkaç mesaj Eskişehir’i Türkiye gündemine taşıdı. Birinci iki partinin ortak Cumhurbaşkanı adayı Kemal Kılıçdaroğlu’na istemiye istemiye oy verdiğini açıklamasıdır. Sonrasında ise, İYİ Parti’nin AK Parti ve MHP ile ittifak yapması gerektiğinin altını çizmesidir. Sonrasında ise Yılmaz Büyükerşen ile ilgili söyledikleri sözlerdir.

Genel başkanlar mı önemlidir?
Türkiye’de siyaseti sadece partiler, partilerin genel başkanları mı? Ya da partilerin organları mı belliyor. Böyle olsaydı, Amerikan destekli 15 Temmuz darbe girişimi olur muydu? 12 Eylül’ü kim yaptı. Beş general mi yaptı? Yoksa, Atlantik ötesi bir ülkenin askeri yetkililerin, 12 Eylül darbesinden sonra “Bizim oğlanlar işi bitirdi” söylemi neyin nesidir? Geçen yüzyılın başında ülkemiz niye işgal edildi. Ya da Amerika’nın önde gelen siyasetçilerin söylediği gibi “Türkiye Türklere bırakılmayacak kadar önemli bir ülkedir”.
Demek ki, bazen bizlerin adına karar veren, siyasetçilerimizi yönlendiren olabiliyor. Kuvvayı Milliyecilerin niye Tam bağımsız Türkiye’den söz etmeleri, Atatürk’ün daha cumhuriyet kurulmadan önce Sivas’tan verdiği” Manda ve himaye asla kabul edilemez” mesajı önemlidir. Yani, siyasetçilerin durduğu yerde biz şu partiler ile seçime girecekleri yönünde mesaj vermeleri de anlam taşımaz. Çünkü, bir çok lider seçimden önce batı ülkelerinin başkentlerinde ağırlanır, ona göre yön çizilir. Ben böyle istiyorum. Benim düşüncemdir sözleri, söylemleri boş lakırdıdan öte bir şey değildir.

Tarihte siyasetçi gafları
Ben 12 Eylül den sonraki siyasi arena da en büyük gaf yapan olarak Çiller’i gördüm. Meclis kürsünden konuşurken bir gün “Mesut Yılmaz İktidarsızdır” dedi. Adalet Partisi’nin ve Demokrat Parti’nin Kıratına, beyaz at nitelemesi yaptı.
Köyden gelmediğini elbette yalıda oturacağının altını çizdi. Bir gün belediye zabıtasını selamlarken, “Merhaba asker” dedi. Ecevit’in hastaneye yatması üzerine de, söylediği şu söz hatıralarda kaldı: ”Atatürk öldü bu ülke çökmedi de Ecevit istifa edince mi çökecek. Yeltsin gibi çekil.”
Eskişehir’in rahmetli milletvekili ve bakanlarından Unakıtan’ın “Satıyoruz, satıyoruz bitmiyor. Ne komünist ülkeymişiz” sözü de çok tartışıldı. Bir seçim öncesinde rahmetli Deniz Baykal da, ”Kaybedersem Rodos’a kadar yüzerim” demişti. Gaf bitmiyor. Önemli olan birlikte yol yürüdüğün ve yürüyeceğin başka siyasetçilere karşı konuşurken dikkatli olmaktır.

Dünkü gerginlik
Dün İYİ Parti Milletvekili Nebi Hatipoğlu ile İl başkanı Emine Edizgil, basın toplantısı düzenledi. Konu İYİ Partililerin Hatipoğlu- Büyükerşen gerginliğinden sonra Büyükerşen’e yemek vermeleriydi. Yemek verenlerin arasında Yılmaz Hoca ile mahkemelik olanlar bile vardı. Ama, köprüleirn altından sular akmıştı. Herkes yaşadıklarından ders çıkarmıştı.İnsan böyle olmalıdır. Ders çıkarmak önemlidir.

Hatipoğlu, basın toplantısının başında, havanın çok sıcak olduğunu, salonunda çok küçük olduğunun altını çizdi. Yani, bizlere sanki ‘benim sözlerim üzerine fazla soru sorulmayın’ der gibiydi. Emine Hanım gergindi. Çünkü siyasi beklentiler var. Her siyasetçi de bu normal durumdur. Eskişehir’de ittifak olmazsa durum nasıl olacak? Hatipoğlu, AK Parti ve MHP ile ittifakını ısrarla savundu.

En son olarak İYİ Parti ile CHP meclisin açılmasını istedi. AK Parti ve MHP karşı çıktı. İttifak bugünden yarına şekillenmez ki, son meclis oturumu göz önüne alınırsa, İYİ Parti siyaseten CHP’ye yakın durdu. Meclisin açılıp ağaç kesiminin durdurulmasını istedi. Maden sahalarını açılmasına farklı cepheden baktı. Yukarıda, çeşitli önemli siyasetçilerden gaflar örneği verdim. Bu şekilde tarihe geçmemek gerekir. Dün de basın toplantısında dönüp dolaşıp yaş vurgusu yapıldı. Bu da çok yanlış bir söylem biçimidir. Siyasette Eskişehirspor söylemi yapanlarda hep kaybetti. Bazı konular siyaset ötesidir.