Mübarek Ramazan; orucuyla, sahuruyla, iftarıyla, teravihi ile, mukabelesi ile, zekatı ile, fitresi ile, içinde bulundurduğu bin aydan hayırlı olan Kadir Gecesi ile bize ibadet şuuru kazandırdı. Sonrasında Ramazan Bayramı’nı bu şuur ile kutladık.

Fitre ve zekatlar ile yardımlaşma ve dayanışma Ramazan’da zirve yapar. Toplumsal vicdanımız harekete geçer. İnsanlar ihtiyaç sahiplerine yardım edebilme gayreti içinde olurlar.

Milletimiz tarihi boyunca yardımseverliği ile tanınan bir millettir. Bu özelliğini, gerek yurt içi ve gerekse yurt dışı her nerede insanlar yardıma ihtiyaç duymuşsa maddi manevi onların yanında yer alarak her daim göstermiştir. Özellikle doğal afetler sonrasında zor durumda kalanlara halkımız her zaman yardım etmiş ve etmektedir.

Bilindiği gibi ülkemiz yüzyılın felaketi olarak anılan büyük bir depremle sarsıldı. Yaşanan felaketin boyutu o kadar büyük oldu ki; binlerce insanımızı kaybettik. Binlerce insanımız yaralandı. Binlerce insanımız evinden barkından oldu, farklı illere göç etti. Halen binlerce depremzede çadırlarda yaşamaya devam ediyor. Annesini, babasını, kardeşini, yakınlarını kaybeden, büyük yıkım ile evsiz kalan binlerce insanımızın acısı tarifsiz.

Bu yüzyılın felaketi sonrasında, halkımız ülke genelinde depremzedelere topyekün yardım kampanyaları ile destek verdi. Gerek yurt içi gerekse yurt dışı yüzlerce gönüllü, enkaz altında kalanları kurtarmak için olağanüstü gayret gösterdiler. Tırlar dolusu bağışlanan malzemeler ve maddi yardımlarla depremzedelere destek oldular.

Depremzedelerin acısını ancak onları unutmayarak, desteklerimizi sürdürerek hafifletebiliriz. Yanlarında olarak ve bayramda gösterdiğimiz dayanışmayı diğer aylara da yayarak yaralarını bir nebze sarabiliriz. Ülkemiz gündemi bugünlerde oldukça yoğun. Seçim atmosferindeyiz. Haliyle iktidarıyla ve muhalefetiyle oldukça önem verilen bu seçim sürecinde de deprem ve depremzedeleri gündemden düşürmemek gerekir.

Önemli can kayıpları vermiş, işini gücünü kaybetmiş, başka şehirlerde misafir olarak veya çadır kentlerde hayat mücadelesi veren binlerce insanımız bu bayramı geçmiş bayramlardan farklı kutladı. Onlar bayram temizliği yapamadı. Yüzlerce çocuğumuzun bayramdan dönen babası olmadı. Eve döndüklerinde kahvaltı hazırlayan anneleri, sarılıp öptükleri evlatları bu bayramda yoktu. Geçmiş bayramlarda beraberce sofraya oturdukları evleri yoktu. Bu bayram onlar için çok farklı geçti. Hayatlarındaki değişim oldukça büyük boyutta oldu. Toplum olarak hep birlikte tanıklık ettik. Görüldü ki; bir gün önce lüks bir hayat süren, yediği önünde yemediği arkasında olan, kiracısı ile zam pazarlığı yapan insanlarımız deprem sonrasında kiracısı ile, gecekonduda yaşayan insanımızla çadır kentlerde bir ateş etrafında ısınmaya çalıştılar. Bir tas çorba için kuyrukta bir araya geldiler.

Ne oldum dememeli, ne olacağım demeli” Atasözünü hiç unutmam. Yarını bilemeyiz. Deprem ve depremzedeleri unutmayalım. Unutturmayalım. Yardım bilincimizin tavan yaptığı mübarek bir ayı uğurladık.

Bayramın ardından; daha da güçlenen yardımlaşma ve dayanışma bilincimizle halen zorluklar içinde yaşayan depremzedelere yardımlarımızı sürdürelim, acılarını paylaşarak hafifletelim.