Eskişehir'de hafta sonunda tam bir trafik keşmekeşi yaşandı. Bunu en yandaş gazeteler bile gördü, görüyor. Ancak yandaşlık öyle bir şey ki en yanlış şeyde bile yandaşlığını yaptıklarını koruma güdüsü ile hareket ediyorlar, yaşanan trafik keşmekeşinin gerçek sorumlusu yerine daha başkalarını suçluyorlar!
Evet, Eskişehir'de sadece hafta sonları değil hafta içi de trafik keşmekeşi yaşanıyor. Hafta içi de tramvayların geçişi nedeniyle zaman zaman 5 dakikayı bulan beklemelerin yaşandığı kavşaklar, yerler var. Ancak bir yayın organı halkın çektiği çilede bile tarafgirlik yapınca doğal olarak Eskişehir Emniyeti sanki şehirde yaşanan trafiğin tüm sorumlusuymuş gibi lanse edebiliyor.
Elbette her medya organı bir yere yakın, bu yüzden de olabildiğince yakın olduğunu koruyor. Bunu anlayabiliyoruz, ancak halkın, şehrin hepsinin aleyhine olan bir durumun sorumluluğunu gidip de kimse bu konuda en son suçlanabilecek olan bir yere bağlamıyor!
GİDİN BAKIN KAYSERİ'DE HAFTA SONU TRAFİK KEŞMEKEŞİ YAŞANIYOR MU, ORADA TRAFİK POLİSİ Mİ SAĞLIYOR TRAFİK AKIŞINI?
Gidin bakın kardeşim Kayseri'de bırakın hafta içini, hafta sonunda trafik sıkışıklığı var mı? Gidin bakın bakalım, Kayseri'de trafikten Emniyet Müdürlüğü sorumlu tutuluyor mu? Gidin bakın Kayseri'de belediye başkanını suçlamamak için Emniyet Müdürlüğü suçlanıyor mu? Gidin bakın bakalım Kayseri'de trafikte polis hiç müdahil oluyor mu? Gidin bakın Kayseri gibi bir şehirde trafik polis yönettiği için mi yoksa Büyükşehir Belediyesi uzun yıllardan beri trafik ve otopark altyapısına gerekli özeni gösterdiği için mi trafik keşmekeşi yaşanmıyor?
Evet, Kayseri'de bunların hiçbirini göremezsiniz. "Bu şehirde de trafik sıkışıklığının yaşandığı bir an illa vardır!" düşüncesi ile birkaç sene önce kardeşimin arabasıyla şehrin en merkezi yerlerinden, trafiğin en sıkışık olduğu saatlerde geçmiştik de bekleme süremiz toplamda 1-2 dakikayı bile geçmemişti! Onu da video olarak kaydetmiştik. Halen kendimize ait internet sitesinin Youtube kanalında mevcut. On binlerce insan tarafından izlenmiş. (Kayseri yolumuzun üstü, kardeşimiz orada yaşıyor, sık gidip geldiğimiz için çok iyi bildiğimiz bir yer, o yüzden örneği özellikle oradan verdik!)
GERÇEK SORUMLULARI KORUR, DİREKT ALAKASI OLMAYANLARI SORUMLU GÖSTERİRSEK ŞEHİR HALKINA KÖTÜLÜK ETMİŞ OLURUZ
Bu şehirde trafik ve otopark konusunda yaşanan sorunların birinci sebebi Büyükşehir Belediyesi yönetimidir. Daha özelde bu şehirde 25 yıldır belediye başkanı olan Yılmaz Büyükerşen'dir. Ondan sonra da istediği kadar yanlış da yapsa kendisini destekleyen medyadır. Biz medyanın taraf tutmasına karşı değiliz ama böyle önemli konularda hiç değilse halkın tarafını tutması ve mesnetsiz suçlamalarda bulunmaması gerektiği düşüncesindeyiz.
Eğer bizler, yani medya kuruluşları, en salt gerçeği bile saklar, onun sorumlularını korursak o sorunlar hiçbir zaman çözülmez, çözülemez. Bu aslında şehir halkına yapılmış çok büyük bir haksızlıktır da. İnsan ya da medya grubu taraf tutar ama yeri gelince de yapılan yanlışı, eksiği, kusuru yerden yere vurur ki bu eksik, bu yanlış, bu kusur düzeltilsin de destek verdikleri halkın nazarında daha fazla itibar kaybetmesin!
Peki bizde öyle oluyor mu? Olmuyor ne yazık ki!
EĞER YILMAZ BÜYÜKERŞEN BULVARINDA TRAFİK KEŞMEKEŞİ YAŞANIYORSA BİLİN Kİ MÜSEBBİBİ BULVARA İSMİ VERİLEN ŞAHISTIR
Eskişehir'de Yılmaz Büyükerşen Bulvarı'nda yaşanan trafik çilesinin en büyük sebebinin Yılmaz Büyükerşen olduğunu bildikleri halde gidip de Emniyet Müdürlüğünü, polisi suçlayanlar hadiseyi gerçek mecraından çıkaranlar, gerçek sorumluları kollayanlardır.
Bu şehrin halkı her gün otobüslerde, tramvaylarda tıkış tıkış seyahat ediyor. Bu seyahatler trafik keşmekeşi nedeniyle olması gerekenden çok daha fazla uzun zaman alıyor ve çile herkes için büyüyor. Tüm bu gerçekleri yıllardan beri bizler dile getiriyoruz. Halkın refahı, rahatı için bugüne kadar başka şehirlerden onlarca güzel örnek, çözüm de sonduk ancak hiç kimse çözümün peşinde değil bu şehrin Büyükşehir Belediyesinde. Nasıl olsa medya hemen tamamen kendilerine bağlanmış ya nasıl olsa sorumlu olarak başkalarını gösterirler, bu şehrin halkı da saf olduğu için(!) kendilerine hemen inanır ve hadiseyi sorgulamaz.
Yok öyle yağma; Eskişehir halkı her geçen gün yaşanan sıkıntıyı çok daha iyi hissediyor benliğinde. Eskişehir halkı her geçen gün bu sıkıntıların gerçek müsebbiplerini çok daha iyi idrak ediyor, üzerindeki toplumsal baskıyı kırmak için daha fazla cesaret buluyor!
***
Minibüslerde ayakta yolcu almak yasak mı değil mi?
Eskişehir'de trafik kaosu kadar ulaşım kaosu da var. Özellikle de minibüslerle ilgili çok sayıda şikayet var.
En basitinden Eskişehir'de otobüse ve tramvaya tam biniş 12 TL, kredi kartı ile biniş 13 TL. İndirimli biniş 6 TL. Toplu taşımada durum bu. Peki toplu taşımanın bir parçası değil mi minibüsler? Onların tarifesini de aynı yer belirlemiyor mu? Minibüste indirimli bilet neden 10 TL örneğin?
Bugün için bir belediye otobüsü mü daha çok yolcu taşıyor yoksa bir minibüs mü? Bizim gözlemlerimize göre minibüsler!
Minibüslere öyle acayip hatlar çizmişler ki dolan Allah dolan! Sanki Büyükşehir'in Gece Ring Hattı!
Basit bir örnek vermek gerekirse daha ziyade Çamlıca gibi mahallelerden rahatsızlığı ya da hastası olduğu için Şehir Hastanesi'ne gitmek isteyen vatandaşların kullandığı Mavi 23 numaralı minibüs hattı var. Çamlıca'dan binerseniz ve şehir içinde trafik sıkıntısı yoksa 45 dakikada Şehir Hastanesine varabilirsiniz. Trafik kötüyse 1 saat sürer.
Bir de Şehir Hastanesinden bu minibüslere alabildikleri kadar yolcu alıyorlar. Tüm koltuklar doluyor önce. Sonra koltuklara oturanlar kadar da ayakta yolcu alınıyor en az. Ellerinden gelse tıka basa doldurup öyle hareket edecekler. Çoluk çocuk ayakta 45-60 dakika seyahat etmek zorunda kalacak belki de. Ama kimin umurunda!
Bir zamanlar minibüslerde ayakta yolcu taşımak yasaklanmıştı. Pandemiden bahsetmiyoruz. Filmlere bile konu olmuştur bu minibüslerde ayakta yolcu alınmaması olayı. Kuralı kim koymuşsa çok ileri görüşlüymüş. Zira bizim ülkemizde birine fırsat verince o fırsatın dibini sıyırıyor!
Eskişehir'de minibüslerde ayakta yolcu almak yasak mı, değil mi? Eğer yasaksa neden alıyorlar, değilse bile nasıl oluyor da minibüsleri bu derece tıkabasa dolduruyorlar?