Eskişehirspor, Afyonspor deplasmanından 5-1’lik skorla dönerek hepimize derin bir nefes aldırdı. Bu galibiyet; hem taraftarın, hem futbolcuların hem de yönetimin moralini yükseltti. Kaybedilen puanların ardından gelen bu sonuç, adeta ilaç gibi geldi diyebilirim.
Ancak maç öncesinde yaşananlar, sahadaki sevincimizin gölgesinde kalmamalı. Komşu takım Afyon bize oldukça bilenmiş, bizi rakip görmüş olacak ki tribünlerde gördüğüm tablo centilmenlikten oldukça uzaktı.
Daha maç başlamadan Eskişehir plakalı araçlara saldırılar yaşandı. Benim içinde bulunduğum araç da bunlardan biriydi…
Futbolun kardeşlik olduğunu savunan biri olarak, o anlarda yaşadıklarımızı görmek gerçekten üzücüydü. Çünkü onlar maça değil, sanki bir savaşa gelmiş gibiydiler.
Neyse ki, sahada konuşan takımımız oldu. Eskişehirspor o gün sadece top oynamadı; rakibine futbol dersi verdi. Taraftarımızın coşkusu, takımın özgüveniyle birleşince sahadan 5-1’lik bir zaferle ayrıldık.
Ancak burada altını çizmekte fayda var: Afyonspor şu an lig sıralamasının en alt basamağında yer alıyor. Yani bu maç, zaten kazanılması gereken bir karşılaşmaydı.
Elbette en çok sevindiğim nokta, averajımızın artması oldu. Şimdi önümüzde çok daha zorlu bir süreç var. Bornova, Söke ve Tire maçlarını kazanmamız şart Bornova maçı bizi zorlayacak bir takım olmadığını düşünüyorum Tire’de aynı şekilde rahat kazanabileceğimi maçlar.
Zirveyle aramızdaki fark altı puan…
Bu farkı kapatmanın yolu, havaya kapılmadan aynı ciddiyetle sahaya çıkmaktan geçiyor.
Önümüzdeki iki maçtan da galibiyetle ayrılmamız şart ki Eskişehirspor, istediği şampiyonluk yolunda emin adımlarla ilerlesin.