Eskişehir Baro Başkanı Barış Günaydın bir basın toplantısı düzenleyerek Eskişehir’de 270 bini aşkın icra dosyası olduğunu açıklamış ve uyarmış: “Toplumsal alarm niteliğinde!”
Eskişehir Baro Başkanı Barış Günaydın, icra dosyalarında yaşanan artışın ekonomik krizin ve gelir adaletsizliğinin bir göstergesi olduğunu belirterek, “Bu tablo sadece sayısal bir veri değil, milyonlarca insanın, ailenin ve işletmenin hikâyesi. Ciddi bir toplumsal alarm niteliğinde” ifadelerini kullanmış. Ne tablonun ağırlığını açıklamak için şu kadarını belirtelim. Eskişehir’de yaşayan ortalama her dört kişiden birinin yani Eskişehir’in yüzde 25’nin herhangi bir sebeple borçlarını ödeyemediği için yasal takibe düşmesi demek.
Geçmişte gazetecilik yapanlar bilir. Hemen her yıl gazeteciler istatistik haberleri yaparlardı. Nüfus müdürlüklerinden geçen yıl ne kadar doğum olmuş, orman bölgeden kaç ağaç dikilmiş, milli eğitimden kaç çocuğumuz okula başlamış kaç çocuğumuz okullarından mezun olmuş veya kaç icra dosyası mevcut? Ya da ne kadar iş yeri açılmış, ne kadar işyeri kapatılmış, yine ne kadar senet protesto olmuş, ne kadar çek karşılıksız çıkmış? Hemen hepsini sorgulardık… Ve bu haberler yorumlanırdı. Kurum amirleri her yeni yılda basın toplantıları ya da sohbetler düzenler yapılan çalışmaların bir nevi özeti kamuoyu ile paylaşırlardı. Ama köprülerin altından çok sular aktı… Artık böyle haberlere mi ihtiyaç duyulmuyor, yoksa kurumlar mı şeffaflıklarını kaybetti bilmiyorum…
Eskişehir Baro Başkanı Barış Günaydın’ın açıklamaları dikkatimi çekti. Sayın Günaydın sadece açıklama yapmıyor ve üzerimize devrilen bir büyük çığın yol açabileceği hatta açtığı felaket konusunda uyarılarda bulunuyor. Ne demek 270 Bini aşkın kişiye ait icra dosyasının olmasını. Bırakın icra dairelerinin bu iş yükünün altından, kalkmasını asıl alacaklarını alamayanların uğradıkları mağduriyete bakın. Öte yandan bu kadar yüksek icra dosyası aslında halkın geçim sıkıntısını ortaya koyması bakımından çok çarpıcı geldi bana. İnsanlar -art niyetliler hariç- niye borcunu ödemesin? Demek ki ödeyemiyor. Bu arada benim merak ettiğim asıl mesele nedir biliyor musunuz? 270 binin üzerindeki bu icra dosyalarının ekonomik büyüklüğüdür. O rakamlarda ortaya çıktığında Eskişehir açısından döndürülemeyen bir ekonomi çarkından söz edebiliriz.
Baro Başkanı Günaydın en fazla borçluların kredi ve kredi kartı ödemelerinde sorun yaşadığına işaret ederek bir başka çarpıcı gerçeğe işaret ediyor; alım gücünün yetersizliği… Günaydın, “Bu rakamların ağırlıklı olarak bankalara ve daha çok alım, yani mal alımı ya da hizmet alımında ödeyememe durumundaki hâllerde karşımıza çıktığını görüyoruz” diyor…
Bu arada zaman zaman açıklanan banka karlarına takılıyor aklımız. Türkiye’de bankalar nerede ise finans faaliyetleri sebebiyle bırakın zarar açıklamayı en yüksek karları açıklayan kurumlar değil mi? Bunca alacağa ve bu kadar büyük felakete rağmen bankaların yüksek karlar açıklayabilmesi sizce tesadüf olabilir mi? Eskişehir gibi orta ölçekli bir şehirde bu kadar yüksek icra tablosuna rağmen, bunu Türkiye ortalamasına vurduğumuzdaki asıl ağır tabloyu tahmin etmek, hayal bile etmek zor değil mi?
Aslına bakarsanız herkesin farkına vardığı ama yeterli tedbirleri almadığı bir tabloyu özetlersek, “Geliyor gelmekte olan” diye tarif edebiliriz… Açıkçası Baro Başkanı Barış Günaydın’ın açıklamaları ile bir merakımız giderilmiş oldu ama ortaya çıkan tablodan ürktüğümü belirtmeliyim.
 
             
             
             
             
             
             
             
         
         
         
         
         
                     
                     
                     
                     
                     
                    