İster genel olsun, ister yerel seçim olsun, partiler ve adaylar aynı bile olsa seçim farklı olur. Yani, hiçbir seçim bir öncekinin tekrarı veya kopyası değildir. Son 20 yılda yerel seçimler daha önemli oldu. Genel seçimleri dert edinmeyen seçmenler, yerel seçimde yaşadıkları şehrin iyi yönetilmesi için farklı bakış açısına giriyorlar. Oylar farklı olarak sandığa yansıyor.
1999 yılından bu yana Eskişehir merkezi CHP’li belediyeler yönetiyor. Bir başka deyiş ile Eskişehir Yılmaz Hoca ile birlikte şekil değiştirdi. Belki de Yılmaz Hoca’nın katı particilik tutumu olmaması şehrinde şeklini değiştirdi. Genel de AK Partiye veren seçmen, yerel de Yılmaz Hoca’da oyunu birleştiriliyor.
OKUMAK BAŞKA BİR ŞEY
AK Parti il başkanı ortaçağ muhabbeti yapmış ama AK Partililer Eskişehir ile ilgili net bir tahlil yapamıyorlar. İl başkanının parti dışında üyesi olduğu kuruluşlar, olaylara yüz yıl geriden bakıyor. Bu net bir durumdur. Pratikte karşılıkları yok. Kendilerini yenileyemiyorlar. Bu nedenle, Eskişehir’i okuyamadıkları içinde başarı şansları olmuyor. Kendi seçmenleri bile “ Bizimkilerden bir şey olmaz” diyerek oylarını Yılmaz Hoca ile Ahmet Ataç’a veriyorlar. Genel seçimde de milletvekili adaylarına değil, oylar reiste toplanıyor. Korkarım ki, Eskişehir’in AK Parti’nin iki yeni milletvekili de, Eskişehir’i okuyamayan partililerine benzeyecek. Çünkü Eskişehir ile ilgili yanlış söylemlere girdiklerine şahit olmaya başladım. Eskişehir ve Bilecik’i bölgedeki diğer illerden farklı tahlil etmek gerekiyor.
MUHAFAZAKAR SEÇMENİN TERCİHİ
Eskişehir’de emeği ile geçinenler dışında, maaşlı ve sabit gelirli kesimi bir tarafa koyarsak, mesela çarşıdaki-pazardaki esnaf muhafazakâr seçmendir. Ama yerel seçimde oyu Yılmaz Hoca’ya ve onun işaret ettiğine verir. Çünkü şehir ciddi bir şekilde turizmden pay almaya başladı. Adı konmasa da, ülkede ciddi bir ekonomik kriz var. O çarşıdaki muhafazakar esnaf, turizm potansiyelini değerlendirerek, yaşamını sürdürmektedir. Yine genel seçimde ‘reisi’ tercih eden Eskişehir seçmeni, ortaçağdan bahseden yöneticilerinden ciddi bir şekilde ‘yaşam biçimine müdahale edilir’ endişesi ile yerel seçimde oyunu Yılmaz Hoca ile Ahmet Ataç’a vermektedir. Durumun en basitçe yorumu budur. Gerisi zaten hikâyedir.
YAZININ BAŞLIĞI
AK Parti’nin ülke çapında tek başına iktidara gelmesinden sonra, yerel seçimlerde kısa süre sonra yapıldı. AK Parti iktidarı zirvedeyken, Eskişehir’de az farkla da olsa Yılmaz Büyükerşen seçimi aldı. Son seçimde ise Eskişehir’in birinci partisi kendisidir.
İktidarın iktidardaki ikinci yerel seçiminde, Eskişehir’i kazanmak için çok çaba gösterildi. O zaman ki AK Parti Milletvekili Murat Mercan, şartları zorladı. Hatta televizyonlar bile etkilendi. Vilayet meydanında ülkemizin önde gelen televizyon kanalları Yılmaz Hoca’nın önde olmasına rağmen, Yılmaz Hoca seçimi kaybediyor şeklinde canlı yayınlar yaptı. O dönemde Hoca bunlarla tek başına mücadele etti. Türkiye’de seçim bitti. Eskişehir’de bitirilemedi. Vilayet meydanından ‘Hoca kaybetti’ yayını yapan Türkiye’nin iki büyük televizyon canlı yayınına ‘Hoca’ müdahale etmişti. Hatta isim vermeyeceğim ama Türkiye çapındaki önemli bir televizyon kanalının Eskişehir’e seçimler için görevlendirdiği muhabir, benden oy oranlarını aldıktan sonra,” Bana müsaade et. Birazdan net sonuç çıkacak. Çıkmadan ben Odunpazarı meydanından canlı yayına gireyim. Yılmaz Hoca kaybediyor diye bir yorum yapayım. Sonra son anda ipi göğüsledi deriz” demişti. İşte, ekmek parası peşinde olmak bu olsa gerek.
PARASI OLAN KAZANIYOR
Seçim öncesi bazı yayın kuruluşları bilerek ya da bilmeden yaklaşan seçime yönelik gerçeği yansıtmayan yayınlar ve haberler yapmaya başladı. Acemice de yapıyorlar. Bunlar seçime doğru artacak. Kaybediyor, türünden yayınlar olacaktır. Bugün ülkemizde her şeyden önce bir ekonomi gerçeği var. Orta sınıf yaşamak için zorlanmaktadır. Üreten değil parası olan kazanmaktadır. Hem de bu para kazanma işi terlemeden ve avucu nasırlanmadan olmaktadır. Yerel seçimin atmosferi çok değişik olacaktır. Ne anonslar yapılacak. Bekleyelim görelim.