Seçime şunun şurasında iki haftadan daha az bir zaman kaldı. Genel eğilime bakılınca AK Parti ve Erdoğan'ın oylarında yükseliş trendi devam ediyor. İYİ Parti son anketlerde MHP'nin gerisinde görünmeye başladı. İYİ Parti'nin masadan ayrılıp tekrar dönmesi büyük bir güven kaybına neden oldu. Aday belirleme süreçlerinde teşkilatlarda görev almamış olup parası olanların ya da FETÖ ile iltisaklı isimlerin garanti yerlere konmasına yönelik tepkiler nedeniyle milliyetçilerin partiyi hızlı bir şekilde terk ettiklerine, terk edenlerin CHP, MHP ve Millet Partisi'ne, az da olsa AK Parti'ye gittiklerini görüyoruz. Ancak Eskişehir'de İYİ Parti'nin MHP'den daha fazla oy alması İYİ Partili adaylardan daha ziyade MHP'nin ve adaylarının çalışmasına, AK Parti'ye halen küskünlük duyanlar varsa onların tavırlarına bağlı.
ASLINDA BU TAVIRLARI İLE RECEP TAYYİP ERDOĞAN İÇİN ÇALIŞAN KENDİLERİ AMA ERDOĞAN İÇİN ÇALIŞMAKLA İNCE'Yİ SUÇLUYORLAR!
Son zamanlarda ülkede gündem Memleket Partisi ve Genel Başkanı Muharrem İnce. Kılıçdaroğlu ve taraftarları yatıp kalkıp Muharrem İnce'yi, demokratik bir yarıştan alıkoymaya uğraşıyorlar. Bunun için de her türlü yalanı söylüyor, küfrü ediyor ve iftirayı atıyorlar. Elbette yanlış yapıyorlar; bilerek ya da bilmeyerek kendileri Recep Tayyip Erdoğan için çalışıyorlar ama yine Recep Tayyip Erdoğan'a çalışmakla Muharrem İnce'yi suçluyorlar!
Seçmen kitlesi içinde elbette farklı farklı bakış açısına sahip insanlar bulunabilir. Örneğin AK Parti'ye oy verenler ekonomik olarak zorda kaldıkları için yada Erdoğan'ın üslubundan sıkıldıkları için oy vermeyebiliyorlar. Bu yüzden AK Parti'nin oyları bir anda 10 puan düşüp bir anda 10 puan artabiliyor. Ancak, örneğin, CHP'nin oyları pek fazla oynamıyor. Kemal Kılıçdaroğlu 11 kere seçim kaybetmiş olsa da, gerektiğinde kurultayı yaptırmayarak, genel başkanlığını her şeye rağmen sürdürmeyi becerebiliyor.
KILIÇDAROĞLU BİR KEZ DAHA ERDOĞAN'A KAZANDIRMAK İÇİN KAZANACAK ADAYLARI DEĞİL KENDİ EGOSUNU TERCİH ETTİ!
İlk defa muhalefet Recep Tayyip Erdoğan karşısında seçimi kazınıp iktidarı ele geçirme fırsatını yakaladı. Ancak en kritik konu adaylarının kim olacağı meselesiydi. İYİ Parti bu konuda çok bastırdı, Meral Akşener çok defa masada "Kemal Kılıçdaroğlu'ndan daha ziyade Ekrem İmamoğlu veya Marsur Yavaş'ın Cumhurbaşkanı adayı yapılmasını istiyor halkımız. Bize sahadan gelen bilgi bu. Anketlerde de bu iki isim Erdoğan'dan daha fazla oy alıyorlar. Bize göre Kemal Kılıçdaroğlu kazanacak aday değil!" babında konuşmalar yapıp uyarılarda bulundu. Ancak Kemal Kılıçdaroğlu "Erdoğan sağ olsun, hiç yoktan bir de ekonomik kriz meydana getirdi. Bugüne kadar yaptığı onca iyi işi insanların unutmasına vesile oldu. Şu anda en zayıf olduğu dönem. Bu yüzden karşısına beni bile çıkarsalar seçimi kazanırız. Bu masayı ben organize ettim, yönettim. Ben kendilerini CHP'den büyükşehir belediye başkanı seçtirdiğim Mansur Yavaş ya da Ekrem İmamoğlu'na Cumhurbaşkanlığı hediye edecek kadar saf mıyım? Değilim elbette; bu ortamda kazanılabilecek bir Cumhurbaşkanlığını neden gidip de Yavaş'a ya da İmamoğlu'na vereyim ki" olarak özetlenebilecek bir yaklaşımla "kazanacak adayları" egale etti ve kendini aday yaptırdı.
"KAZANAN ADAYLARI" KILIÇDAROĞLU'NUN YANINA YAMA YAPTILAR AMA DURUM PEK FAZLA DEĞİŞMEDİ; KILIÇDAROĞLU'NA YETERİ KADAR GÜVEN DUYULMUYOR
Sonra Ajans devreye girdi. (Öğrendiğimiz kadarıyla bir ABD şirketiymiş o da) Kemal Kılıçdaroğlu bir süre öncesine kadar partisinin grup toplantılarında bağırıp çağırıyor, özellikle her hafta bir bürokrat ya da meslek kesimini tehdit ediyor, onları tehdit ediyordu. Aday olduktan sonra Ajansın talimatları doğrultusunda kendisine ne denirse densin ses etmeyen bir olgunlukta bir Cumhurbaşkanı adayı gibi göstermeye başladılar. Elbette bu durum seçime kadar böyle devam edecek. Zira Kılıçdaroğlu, daha düne kadar rüyasında göremeyeceği Cumhurbaşkanlığının parmaklarının ucunda olduğuna inanıyor. İYİ Parti'nin kontrolündeki bazı anket şirketleri ile büyük paralarla anlaşma sağlandıktan sonra Kılıçdaroğlu'nun oyları bir anda patlatıldı. Şimdi seçim yaklaştıkça Erdoğan ile aralarındaki farkın kapandığına, hatta Erdoğan'ın öne geçmeye başladığına şahit oluyoruz. Elbette bu Kılıçdaroğlu ve taraftarlarını çileden çıkaran bir durum. Bunun nedenini de Kılıçdaroğlu'nda değil Muharrem İnce'de buluyorlar!
Bu yaklaşım yanlış ancak Kılıçdaroğlu ve taraftarlarına şu an bunu anlatmak mümkün olamaz. Sabah akşam Muharrem İnce ve taraftalarına küfürler, hakaretler; sosyal medyada CHP'li olan ve kamuoyunda iyi bilinen isimler ancak İnce'ye hakaret etmeden birkaç cümle kurabiliyorlar. Tüm dertleri, başka bir siyasi parti genel başkanı olan ve doğal olarak kendisine ve partisine olabildiğince fazla oy almaktan başka bir derdi olmayan Muharrem İnce'yi yarıştan egale etmek. Onlar "İnce çekilirse ona oy verecek olanlar Kılıçdaroğlu'na verirler, biz de seçimi kazanırız" düşüncesindiler. Demek ki şu anda Kılıçdaroğlu kazanamıyor!
BASKI KURUP MUHARREM İNCE'Yİ YARIŞ DIŞI BIRAKINCA ONU SEVENLER SİZCE KILIÇDAROĞLU'NA OY VERİR Mİ?
İYİ de birader elinizde hangi ölçü var da Muharrem İnce baskılar sonunda çekildiği takdirde ona oy vermeyi düşünenlerin Kılıçdaroğlu'na oy vereceğini ileri sürebiliyorsunuz; peki şu tavırlarınızdan ve kendilerine ettiğiniz onca hakaret ve küfürden sonra ya Muharrem İnce taraftarları gidip de Recep Tayyip Erdoğan'a oy atarlarsa ne olacak?
Bakın Muharrem İnce'ye yapılan baskılar sadece troll hesaplarla gerçekleştirilmiyor. Her ne yaparsa yapsınlar "Tarafsız, özgür ve bağımsız" olabilen CHP'li gazeteciler İnce'ye nasıl çağrılarda bulunuyor ve üzerinde toplumsal baskının kurulmasına katkı sunuyorlar. Sanırsınız bir siyasi partinin genel başkanları kendileri. Önce Uğur Dündar'dan başlayalım. Son yaptığı sosyal paylaşımlardan birisi şöyleydi:
"Uğur Dündar'dan Muharrem İnce'ye:
Memleket Partisi'nin barajı aşamayacağı, ancak Cumhurbaşkanlığı seçiminde Kemal Kılıçdaroğlu'nun ilk turda kazanmasını engelleyeceğin öngörülüyor.
Yani kaybetmekle kalmıyorsun, ayrıca kaybettiriyorsun! Sen de çok iyi biliyorsun ki bu durumda Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın istediği oluyor!
Muharrem İnce’nin, siyaset tarihine ‘bir kaybettiren’ olarak geçmesini hiç istemem.”
GAZETECİSİ DE TARAFTARI DA MUHARREM İNCE'YE KARŞI OLMADIK İTHAMLARDA BULUNUYORLAR, ŞU ÖRNEKLERE BAKIN HELE BİR!
Uğur Dündar'ın bu paylaşımı üzerine başka bir gazeteci daha hemen harekete geçti. Habertürk'ten ayrılmak zorunda kalıp youtube kanalı açan Sevilay Yılman da Uğur Dündar'ın bu yorumuna şu ifadelerle destek verdi:
"Sevgili @ugurdundarsozcu Ağabey…
İyi niyetiniz, halis kalbiniz size bu mektubu yazdırmış ama gerçekten boşuna yormuşsunuz kendinizi çünkü Muharrem İnce’nin hedefi zaten Kemal Kılıçdaroğlu’na, Millet İttfakı’na kaybettirmek…
Kemal Bey ya da Millet İttifakı kazanırsa onu büyük bir hüsran bekliyor çünkü o ancak kaybettirdiği takdirde zaferi elde etmiş olacak.
Ha kendisi asla Cumhurbaşkanı olamayacak. O da biliyor bunu ama illaki bir şeyler olacak…
Beştepe ve Cumhur İttifakı nezdinde, kazanımlarına sunduğu bu katkı mutlaka ödüllendirilecektir.
Böyle bir iyilik asla karşılıksız bırakılmaz Erdoğan ve AK Parti tarafından…
Asla!!!"
Peki bunlarla bitti mi? Biter mi hiç. Bu paylaşımlar altında Kılıçdaroğlu taraftarları küfür, hakaret ve iftira konusunda tüm meziyetlerini sergilediler. Neler demediler ki! Ancak biz sadece burada yayımlanabilecek olanlardan bazılarını dikkatlerinize sunacağız. Bakın nelerle suçluyorlar İnce'yi:
"KKTC'nin bir sonraki Türkiye Büyükelçisi olabilir mesela."
"5li çete şimdiden 10 milyon dolar sponsorluk parasını verdi bile."
"Akp şimdiden O'nu ödüllendirmiş, 41 ilde il binaları, en az 400 ilçede ilçe binaları, kirası,çalişan emekçileri maaş sigorta elektrik su internet giderleri. Bu değirmenin suyu nereden akıyor? Kim buraları finanse ediyor? kaç üyesi var? Herşey gün gibi ortada"
"Allah kimseyi hazine yardımı için kaybettirme riskini alacak kadar küçültmesin."
"Milli egitim bakani olacak ve 5 bakan yardimciligi alacak, dedikodular boyle. Balli ihaleler vb ayrica dedikodular arasinda. Ama bu millet bunlar dogruysa bunu affetmez.gerceklerin mutlaka bir gün ortaya cikma durumu vardir. Bana göre çekilerek kendini affettirebilir.son şans."
"ADAM KAZANDI'nın yeni versiyonu ADAMI KAZANDIRDIM'a oynuyor ancak bu sefer yapamayacak... YAPTlRMAYACAK BU HALK"
"Cumhur kazanırsa @vekilince büyükelçi"
"Bende Uğur beye çok teşekkür ederim. Muharrem beyin son çalışmaları ve yaptığım araştırmalar sonucu kendisinin tek hedefi Millet ittifakına zarar vermek ve Kemal Kılıçdaroğlu'nu kaybettirmek olduğu için, toplumda saygı ve sevgisini yitirdiğini düşünenlerden birisiyim. Syg"
1994 ÖNCESİNDE ERDOĞAN'A UYGULADIKLARI LİNCE ŞİMDİ MUHARREM İNCE'YE UYGULUYORLAR, KAYBEDEN KENDİLERİ OLACAK!
Gördüğünüz gibi bir başka partinin genel başkanı demokratik hakkını kullanıp Cumhurbaşkanı adayı oluyor ve partisinin barajı aşıp en yüksek oyu alması için uğraşıyor diye demediklerini bırakmıyorlar. Elbette hata ediyorlar.
Zira burada İnce'nin ne yaptığından ziyade Kılıçdaroğlu'nu ne olduğu ve ne yaptığı daha önemli. Zira halktan yeteri kadar talep görürse zaten seçilir. Yok insanlar kendisini, başka bir alternatif kalmadığı için seçmek zorunda kalırlarsa bu onu bu durumda tercih etmek zorunda bırakılan tüm seçmene hakarettir. Eğer bu seçimi de, beklendiği gibi, Recep Tayyip Erdoğan kazanırsa bunun tek sorumlusu Kemal Kılıçdaroğlu'nun kazanacaklar adayları tercih etmek yerine kendi egosunu tercih etmesi olacaktır!
Daha bir süre öncesine kadar kendisi hakkında #AdayOlmaKılıçdaroğlu diye tag açılan ve orada yüz binlerce insanın aday olmaması için adeta yalvardığı, hatta hakaretler yağdırdığı Kemal Kılıçdaroğlu, kazanabilecekleri adayları egale edip daha önce 11 defa seçim kaybeden kendine yer açtı. Belki de "Bu Mansur da İmamoğlu da seçimin nasıl kaybedileceğini bilmezler, bu konuda benim kadar tecrübeleri yok. Erdoğan'ın kazanması için en uygun aday benim!" diye düşünmüş de olabilir. Hakkını da yememek lazım tabi!