"Türk siyaset ve demokrasi tarihinin en kritik seçimleri 14 Mayıs ve 28 Mayıs 2023 tarihlerinde huzur içinde yapılmış, bu kapsamda milli iradenin tecellisiyle yasama-yürütme organları eşanlı ve eşgüdüm halinde tezahür etmiştir.
Türk milleti istikrara, aynı şekilde istiklal ve istikbal haklarına sahip çıkma basiret ve dirayetini titizlikle göstermiştir. Türkiye Cumhuriyeti’nin 100’ncü yıldönümü Cumhur İttifakı’nın muazzez ve muhterem başarısıyla perçinlenmiş, bunun yanında milletimiz geleceğini Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nde görmüş ve bunu da tescillemiştir.
Güçlendirilmiş Parlamenter Sistemi teklifiyle beraber kaç ortaklı olduğu meçhul ve muamma hale gelen 'çürük masa' siyaseti çuvallamakla kalmamış, kesif bir hezimete uğramıştır.
Türk milleti dayatmalara, kumandalı siyasilere, aynı zamanda sömürgeleşmiş ve teslim bayrağını çekmiş fosil zihniyetlere ruhsat vermemiş, itibar etmemiştir.
Anlaşıldığı kadarıyla içine yuvarlandıkları aidiyet ve ahlak kriziyle tıpkı kurumuş bir yaprak gibi sağa sola savrulan muhalefet partileri milli iradenin mesajını idrakten hala mahrumdur.
Siyasi mahcubiyet ve mağlubiyetlerini temelsiz mağruriyetle örtbas etmeye çalışmaları da kilitli ve kifayetsiz bir siyasetin hezeyanından başka bir manaya gelmeyecektir.
Cumhuriyet’in yeni yüzyılında yüksek fedakarlık ve yürekli mücadelelerle teşekkülü sağlanmış siyasi istikrarın artarak sürmesi merkezi yönetimle yerel yönetim arasındaki uyum ve dengeye bağlıdır.
Türk milleti 14 Mayıs ve 28 Mayıs 2023 tarihlerinde sergilediği kararlı ve tarihi nitelikli demokratik tutumunu, inanıyorum ki 31 Mart 2024’de yapılacak Mahalli İdareler Seçimlerinde de sahneleyecektir.
Kaldı ki aksini düşünmek kavga, karanlık, kargaşa ve kutuplaşmaya özlem duymak demektir.
Türk ve Türkiye Yüzyılı hedeflerine seri ve selametle vasıl olabilmenin stratejik formülü 'Merkezden Yerele Tek Yürek Olmuş Türkiye'nin oluşmasına ve ortaya çıkmasına bağlıdır.
Muhalefet partilerinin denetim ve yönetimde mahvı perişan bir devir ve döneme mahkum olan belediyelerin Cumhurun idare ve iradesiyle küllerinden yeniden doğması milli bir sorumluluk, işin özünde bir demokrasi ve vatan görevi olarak karşımızdadır.
Milliyetçi Hareket Partisi’nin takip ve temin edeceği siyasi strateji belli ve bilinmektedir.
Nitekim milletimize vermiş olduğumuz sözün, akan tarih süreci içinde gittikçe devleşen Türkiye’ye gösterdiğimiz desteğin hiç kuşkusuz gerek ve yeter şartı da bu çerçevede aranmalıdır.
Milliyetçi Hareket Partisi, Cumhurbaşkanlığı ve Milletvekilliği Genel Seçimlerinde Cumhur İttifakı’nın doğasına ve duruşuna müzahir siyasetiyle nasıl mücadele etmişse, aynısıyla 31 Mart Mahalli İdareler Seçimlerinde de ilkeli ve işbirliğini esas alan tavrını gösterecektir.
'Ayrı ayrı seçime girme' çağrısının bizim nazarımızda ciddiye alınacak bir tarafı yoktur.
Seçime ayrı girmek isteyenlerin elinden tutan, önüne geçen de yoktur.
Bu çağrıyı seslendirenlerin yerel planda işbirliği ve ittifaklara hem açık kapı bırakıp hem de tek başına seçime girmekten bahsetmesi sadece tutarsızlık değil, bununla beraber akıl tutulmasıdır.
Pusulasının millet olduğunu iddia eden bir partinin zilletle yollarını tam olarak ayırması, hiçbir tereddüt ve tenakuza düşmeden bunu kamuoyuyla paylaşması ahlaki bir yükümlülüktür.
Cumhur İttifakı’nın tüm bileşenleri 31 Mart 2024 seçimlerine heves ve heyecan içinde hazırlanacak, ortak akıl ve anlayış içinde işbirliğini sürdürecektir.
Yerel yönetimlere düşen zillet gölgesi, Cumhurun aydınlık siyasetiyle kaldırılacaktır.
Kutlu yürüyüşümüze katılmak, Türk ve Türkiye Yüzyılı hedeflerinin gerçekleşmesine omuz vermek, merkezi yönetimle yerel yönetim arasında sarsılmaz köprü inşa etmek isteyen kim varsa gönlümüz onlara açıktır.
Önce ülkem ve milletim anlayışı etrafında kucaklaşanlarla Türkiye Cumhuriyeti’nin yeni yüzyılının tertemiz sayfaları samimiyet, sevda ve inançla yazılacaktır."

MHP GENEL BAŞKANI DEVLET BAHÇELİ ÇOK İNCE MESAJLAR VERMİŞ İYİ PARTİYE VE AK PARTİYE
Bu ifadeler MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'ye ait. Önceki gün yerel seçimlere yönelik olarak yaptığı açıklamada kullandığı ifadeler.
Oldukça dikkatli, bir hayli özenli hazırlanmış bu ifadeler. İçinde çok değerli, çok kıymetli tespitler ve çağrılar var. Ama tabi anlayana!
Örnek vermek gerekirse Afyonkarahisar'da 26 Ağustos'ta yaptığı tarihi sayılabilecek konuşmada CHP ile köprüleri atan Meral Akşener'in gazetecilerle buluşmasında bazı konularda yan çizmesi, HDP ile işbirliği yapan CHP'ye açık kapı bırakması siyasi bir hataydı. Aynen kovulduğu masaya geri dönmesi gibi!
MHP Genel Başkanı bu konuda Akşener'e aslında ince bir mesaj vermiş. "Hele siz bir CHP'den (ve tabi HDP'den) uzaklaştığınızı net bir şekilde kararlaşıtırın da ondan sonrasına bakarız mesajı var burada. Bahçeli Türk ve Türkiye Yüzyılı hedeflerine samimiyetle hizmet etmek isteyen herkes ile işbirliği yapabileceklerini ifade ediyor aslında. Dolayısı ile ayrı ayrı seçimlere girmek yerine bu hedeflere ulaşmak için oluşturulan Cumhur İttifakı korunarak ve güçlendirilerek seçimlere girme taraftarı olduklarının altını çiziyor.
Aslına bakarsanız Bahçeli'nin bu sözleri, şu ana kadar yerel seçimlere yönelik olarak net bir çizgi belirleyememiş olan AK Parti'ye de önemli bir mesaj veriyor. Bahçeli, tek tek seçimlere girmenin özellikle HDP'nin desteğini alan CHP'ye fazladan bazı belediyeleri hediye etmek anlamına geldiğini gayet iyi biliyor ve bu yolu kapamaya çalışıyor. AK Parti'nin bu mesajı alacağını ve benzer bir yaklaşım sergileyeceğini umuyoruz.

CUMHUR İTTİFAKI GENEL SEÇİMLERDE ELDE ETTİĞİ AVANTAJI İKTİDARIN YANLIŞ ADIMLARI İLE DEZAVANTAJA DÖNÜŞTÜRMESE İYİ OLUR!
Yeni Bahçeli'nin yerel yönetimler ile merkezi yönetimler arasındaki uyumun sağlanmasına dikkat çekmesi, 2028 yılına kadar iktidarda kalacak Cumhur İttifakının belediyeleri kazanması durumunda işlerin çok daha hızlı ilerleyeceğini, vatandaşın hak ettiği belediye hizmetlerini alabileceğini ifade etmek istiyor. Evet, 14-28 Mayıs 2023 tarihlerinde gerçekleştirilen seçimlerin en önemli sonuçlarından birisi Cumhur İttifakının bu yönüyle yerel seçimlere 1-0'lık bir avantajla girmeyi garantilemesidir. Tabi iktidar, emeklilerin zam oranlarının adeta dalga geçer gibi bir seviyede belirlenmesi gibi bazı konularda attığı yanlış adımlarla yerel seçimleri tehlikeye atıp muhalefete avantaj da sağladı.
Şunu rahatlıkla söyleyebiliriz ki MHP o sağlam, o net duruşundan hiç taviz vermeden yoluna devam ediyor. MHP'nin duruşuna, vizyonuna bu ülkenin ihtiyacı var. Cumhurbaşkanı Erdoğan bunun farkında olmasa yıllardan beri MHP Lideri Devlet Bahçeli ile samimi-sıcak bir işbirliği içinde olmazdı.
Bu arada Meral Akşener'in bir tespiti vardı, hakkını yemeyelim: "Bizim ittifakımız (Millet İttifakı) proje ittifakı, Cumhur ittifakı ise etle tırnak gibi!"

***

Zafer Partililer 'Suriyeli kadını takip etti" diyerek dövdükleri şahıs Irak Türkmeni çıktı!

Zafer Partililerin işi gücü ülkemizdeki mülteciler ve göçmenler. Batılı ülkelerde ırkçılık büyük oranda yasaklanmıştır. Oralarda bizdeki gibi bir politika izlemeleri mümkün olamaz. Ancak ülkemizde ırkçılık yasak değil ve belli bir oy da getiriyor.
Bu kapsamda evlere şenlik bir olay yaşandı. Zafer Partililer İstanbul Fatih'de "Suriyeli" diye nitelendirdikleri bir şahsın bir kadını uzunca bir zaman takip ederek taciz ettiğini iddia ederek bir güzel dövdüler.
Şahıs "Valla billa taciz falan etmedim, takip etmedim" diye yalvarsa da onlar için bir şey fark etmedi.
Ancak güvenlik güçleri olaya müdahil oldular. Bu süreçte şahsın Suriyeli değil Iraklı bir Türkmen olduğu ve "Beni takip etti" diye beyanda bulunan kadının yalan söylediği (kamera kayıtlarından takip etmediği belirlendi) ortaya çıktı!
Akıllarını başlarından alan ırkçılık yüzünden kendi soydaşına dayak atan garip bir zihniyeti var bu zümrenin!
Dayak atılan şahsın sosyal medya hesaplarını da paylaşalım ki sizlerle olayın vahametini daha iyi anlayasınız!