Trafikte geçtiğimiz yıllarda yeni bir uygulama başlatıldı. Şehir içi hız limitleri düşürüldü. Trafik ışıklarının olmadığı alanlarda ve özellikle şehrin ana caddeleri üzerinde önceliği yayaya veren bir uygulamadan söz ediyorum. Örneğin Atatürk Bulvarı, Cumhuriyet Bulvarı, İsmet İnönü Caddesi üzerinde bulunan “ÖNCE YAYA” yazısının olduğu alanlarda yayalar caddeye adım attığında trafik duruyor. Uygulama Avrupa Birliği ülkelerinden örnekleme ile alınmış insanı önceleyen bir düzenleme. Bu uygulamanın memnuniyeti konusunda hiç şüphe yok.

Ancak uygulamanın yayaları rahatlatmasının ötesinde sürücüler için gerçek anlamda bazen kabusa döndüğünü de ifade etmeliyim. Elbette yayaya öncelik verilmeli. İnsan hayatı ve sağlığı her şeyden çok daha değerli olmakla birlikte asıl sıkıntı yayalarında bu uygulamayı zaman zaman suiistimal ettiği gerçeği. Uygulamanın olduğu alanlarda dikkat ediyorum. Yayalar asla sürücülere anlayış göstermiyorlar. Böyle olunca öncelikle Ulus Anıtı, Atatürk Bulvarı’nın belirli bölümlerinde trafik öylesine sıkışıyor ki. Yayalar da sürücülere saygı gösterseler trafik sıkışmayacak. Yani biz toplum olarak düzenlemelerden ziyade “vur öldürcüyüz!” Bize verilen hakkı sonuna kadar kullanırken, karşımızdakinin sıkışabileceğini hiç ama hiç düşünmüyoruz. Sadece bu uygulama yüzünden çok sayıda maddi hasarlı kazanın da olduğunu biliyoruz. Aniden durmak zorunda kalan araca arkadan gelen bir başka araç çarpabiliyor. Kısacası çözüm dediğimiz şey bazen yeni bir problemi de kendiliğinden doğuruyor.

Yayalara geçiş üstünlüğü düzenlemesi yapılırken uygulamada bir şikayet, Allah Korusun bir kaza durumu söz konusu olsa araç sürücüsü yüzde yüz hatalı olarak kabul ediliyor. Öte yandan ani duruşta arkadan çarpan cezalı konuma düşüyor. Bu işin saygı boyutunun da yasalara yazılması mümkün olmadığına göre galiba biraz kendimizi eğitmemiz ve geliştirmemiz şart. Ne dersiniz? Pek, kısa sürede bu işin üstesinden gelebilir miyiz? Yakın gelecekte böyle bir ihtimali düşünmek hayal ötesi bir şey olsa gerek. Aslında trafik kurallarını insanların gönlünü de kazımalıyız, hoşgörüsüne de!..