İlkbahar mevsiminin sonuna geliyoruz. Ancak hava sıcaklıkları bir türlü normallere gelemedi. Havalar bir bulutlu, soğuk hava, birde yağmurlu ertesi günde güneşli. Bazı illerimizde sel felaketleri ve aşırı yağışlar sebebiyle ekili alanlarda zararlarında olduğu mevsim geçişleri yaşadık. Eskişehir’de özellikle Çiftelerde yağışların ekili alanlar üzerindeki tahribatı gerçekten hepimizi çok üzdü.

Bir yıl boyunca verilen emek doğal bir afet sonucu yol olup gidince insanın gerçekten yüreği yanıyor. Ekili alanların zarar görmesi insan olarak hepimizi üzdüğü gibi ekeninde, tüketenin de zararına…

Öte yandan Eskişehir’de Orman Bölge Müdürlüğü’nün havaların ısınmasıyla birlikte özellikle orman yangınlarına karşı bir teyakkuz hali var. Bu konuda gerekli hazırlıklar tamamlanmış durumda. Ancak yangına müdahaleden önce yapılması gereken ormanlarımızın korunması konusunda her birimizin sorumluluğu olduğunu belirtmeliyiz.

Ormanlarımızın korunması oralarda ateş yakılmamasını, hatta piknik yapılan alanlarda özellikle şişe ve pet atılmamasını, muhtemel aşırı sıcaklarda bu alanlarda cam ve pet şişelerin bir mercek görevi yaptığını da unutmadan gerekli hassasiyetleri göstermeliyiz.

Eskişehir’in de ülkemizin de orman kaynakları son derece kıymetli ve sınırlı. Ekili alanlardaki hasarı belki bir sezon sonra telafi etmek mümkün olabilir ama kaybettiğimiz ormanlarımızı öyle bir yılda 5 yılda 10 yılda telafi etmek imkansız. Sıradan bir ormanın oluşumu için en az 50 yıllık bir süreç gerekli. Onun için ısrarla ve özellikle ormanlarımızın korunması konusunda erken uyarı sistemi dediğimiz toplumun bilgilendirilmesi konusunda çok etkin bir çalışma yürütülmelidir diye düşünüyorum. Bu çalışmanın okulların kapanmasına az bir süre kala okullardan başlatılarak hızla yaygınlaştırılmasının gerekliği olduğunu hatırlatmak isterim.