Bazen durup dinlenmeye ihtiyacımız var demiştim son köşe yazımda. Akıştan biraz kendinizi geri çekmenizin size bir zararı olmaz aksine faydası olur. Daha dinlenmiş ve daha modunuzda rutininize dönmenizi sağlar..
Yoğun seslerin, koşuşturmaların, beklentilerin arasında insan kendini kaybeder. Ama bir kenara çekilip derin bir nefes aldığında, ruhun asıl ihtiyaç duyduğu şeyin sessizlik olduğunu anlar.
Dinlenmek çoğu zaman tembellik gibi gözükse de aslında yeniden doğuşun bir adımıdır. Bu yüzden kalpten zihne olan yorgunluğun en değerli ilacı dinlenmektedir. Çünkü yorgunluk sadece bedende değil, kalpte ve zihindedir. Ve dinlenmek, insanın kendi içine dönerek yeniden toparlanmasıdır.
Bu anlar, görünürde duraklama gibi görünse de, aslında içsel bir büyümenin habercisidir. Unutmamak lazım tohum da toprağa gömüldüğünde sessizliğe bürünür. Ama o sessizlikte güç toplar, kök salar ve zamanı geldiğinde filiz verir. Biz insanlarda tam olarak böyleyiz.
Şimdi dinleniyorsak, bu geçici bir durgunluk değil; içimizdeki ışığın yeniden parlayabilmesi için bir hazırlıktır. Bazen en büyük adım, bir süre durup iç sesini dinlemektir. Çünkü en büyük kararlar derin sessizliklerin ardından gelir..
Herkese mutlu haftalar..