Erenoğlu, konuşmasında Türkiye’de hâlâ siyasette kadın erkek eşitliğinin tam olarak sağlanamadığını, anayasal temelde kadın erkek eşitliği güvence altına alınmasına rağmen bu eşitliğin siyasal temsilde yaşama geçmediğini vurguladı.
Erenoğlu, şöyle konuştu:
“Kadınlar, kotalarla değil %50 eşit temsille var olmak istedikleri parlamento ve yerel meclisler de hala azınlıktalar. Eşitlikçi olduğunu iddia eden partiler dahi, listelerde kadınları seçilebilecek sıralara yerleştirmiyorlar. Aynı anlayış, yerel yönetimlere ve devlet yönetimine de aynen yansıyor. Bu durum, ataerkil bakış açısının bir sonucu olarak toplumsal cinsiyet eşitsizliğinin hala sürmekte olduğunun bir kanıtıdır. Kadın kuruluşlarının ve genelde kadınların eşitlik mücadelesi, topyekün bir destekten yoksun bulunuyor. Eşitlik, parti organlarında da sağlanamıyor. Partilerde yönetim görevlerini erkekler dolduruyor. Sözde eşitliğin sağlandığı koşullarda kadınlara, “kadın-işi” olarak görülen görevler veriliyor. Parti Yönetimleri, kadınları siyasi özne olarak görmedikçe, karar organlarında eşit temsili sağlamadıkça, kota anlayışını terk edip, fermuar sistemi ile her iki cinse eşit seçilme hakkı tanımadıkça sorunun çözümü olanaklı görünmüyor. Dünyada yapılan işlerin %70’ni yapmalarına karşın refahtan, ancak %1 oranında yaralanabilen, siyasette %10’nun altında temsil edilen kadına yasa üzerinde hak vermek yetmiyor. Bütüncül politikalarla, olumlu ayırımcılık yaparak, fırsat öncelikleri sağlayarak özel önlemlerle temsilde adaleti sağlamak gerekiyor. Ancak, biliyoruz ki eşitliği sağlayacak temel güç kadınlardır. Mücadelenin kazandıracağını biliyoruz.1923’lerde Nezihe Muhittin, Latife Bekir, Sabiha Zekeriya Sertel’in başkanlığında kurulan Kadınlar Halk Fırkası’ndan bu yana çok yol aldık. Halide Edipler’den, Afet İnan’lardan aldığımız güçle dayanışarak, yılmadan kazanacağımıza inanıyoruz.”



