Durur, uluslararası gözlem raporlarına göre Suriye’de Alevilere yönelik saldırıların ağırlaştığını belirterek şunları ifade etti:
“Silahlı gruplar — zaman zaman resmi güçlere bağlı milislerle birlikte — insanlara ‘Alevi misiniz?’ diye sorarak kimlik kontrolü yapıyor, ardından sokak ortasında infaz ediyor. Bu saldırılar yalnızca erkeklere değil; kadınlara, çocuklara, yaşlılara ve sivillere yönelmiş durumda.”
Son haftalarda sivil yerleşimlere dönük saldırıların yoğunlaştığını vurgulayan Durur, bazı bölgelerde evlerin yakıldığını, hastanelerin dahi hedef alındığını aktardı.
“Bu saldırılar misilleme değil, sistematik bir temizlik girişimidir”
Açıklamada, saldırıların rastlantısal değil, belirli bir mezhebe yönelik planlı bir şiddet dalgası olduğu vurgulandı:
“Bulgulara göre bu katliamlar, bir intikam mantığıyla değil, sistematik bir temizlik girişimi olarak yürütülüyor. Mağdurlar arasında rejimle bağlantısı olmayan, tamamen sivil Alevi vatandaşlar var. Bu nedenle saldırılar, toplumsal temizlik ve mezhep temelli nefret suçları kapsamında değerlendirilmelidir.”
Dört maddelik çağrı: Uluslararası soruşturma talebi
Kamer Ali Durur, saldırıların durdurulması ve faillerin yargılanması için uluslararası topluma çağrıda bulundu. Talepler şu şekilde sıralandı:
• Uluslararası insan hakları örgütlerinin katılımıyla bağımsız ve kapsamlı bir soruşturma başlatılması
• Kaçırılan, kaybolan ve göçe zorlanan Alevi sivillerin akıbetinin açıklığa kavuşturulması
• Mezhep temelli nefret ve etnik temizlik politikalarının uluslararası toplum tarafından kesin biçimde reddedilmesi
• Silahlı grupların derhal silah bırakmasının ve sivillere yönelik saldırıların son bulmasının sağlanması
“İnsanlığın vicdanı sancı içinde; sessiz kalmak zulmü meşrulaştırır”
Durur, açıklamasını şu sözlerle tamamladı:
“İnsanlığın vicdanı sancı içinde. Sessiz kalmak, bu katliamları meşrulaştırmak anlamına gelir. Gerçek adalet, hesap verebilirlik ve toplumsal barış ancak bu katliamlara dur diyerek sağlanabilir.”
