Cunda 18. yüzyılda Osmanlı’dan özerklik almış, büyük bir şehir olmamasına rağmen 4-5 konsolosluğa ev sahipliği yapmış, Kurtuluş Savaşı sırasında işgalcilere ilk asker kurşunu burada ve böylece Yunan ordusuna Anadolu’da ilk direniş burada başlamış. Tetiğin arkasında ki isim Yarbay Ali Çetinkaya’dır. Bu nedenle Cunda Adası olarak bildiğimiz ada Alibey adası olarak da bilinir.

Geçtiğimiz günlerde arkadaşımla birlikte bir gezi programı planladık. Rotamız benimde hep gidip görmek istediğim bir yer olan Cunda Adasıydı. Müthiş tarihi dokusu, zeytinyağlı lezzetleri, dar ve taştan sokakları, Arnavut kaldırımları, etrafını çevreleyen deniz ve adaları, bunun yanında iki katlı taştan evleriyle beni adeta büyüledi diyebilirim..

Dolunay’ı ise Cunda da izleme fırsatım oldu. Gerçekten eşsiz bir deneyimdi. Günü batırdığımız tekne turunun dönüş yolunda dolunayı izlemek herkesin deneyimlemesi gereken bir an..

Ada ile ilgili bahsetmem gereken diğer bir şey ise kokusu. Ada’nın gerçekten hoş bir kokusu var zaten Yunanlar buraya kokulu ada anlamına gelen Moshonısı diyor. Cunda ismi, sanılanın aksine yunanca değil bu bölgenin Piri Reis'in haritasında Yund Adaları olarak geçmesinden sonra Yund adının zamanla yelkenli gemilerin yatay sereni için kullanılan Cunda ile değişmesi sonucu ortaya çıkmış.

Cunda’nın, Bodrumdan, Alaçatıdan sıyrılan özelliği çabasız olması bence. Alaçatı ve en az Bodrum kadar güzel bir belde olduğunu düşündüğüm Cunda size gece kulüpleri ve sınırsız eğlence sunmuyor. Zaten gezilecek yerleri de birkaç gün içerisinde bitiyor. Eğer istediğiniz şey buysa size göre değil ama istediğiniz dinlenmek, sakin bir tatil geçirip bolca köklenme ve toprakla dinginleşmekse burası tam size göre..

İnsan ömründe kaç tatil geçiriyor ki baktığınızda bu yüzden geçireceğiniz tatilleri doyasıya yaşayın, dolu dolu geçirin ve ufak bir kaçamak bile olsa kendinize fırsat yaratın..
Çünkü yeterince dinlenilmiş bir tatil kadar iyi gelen bir şey yok..
Herkese iyi haftalar..